Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, ’’Soruların sızdırılıp sızdırılmadığına dair benim herhangi bir açıklamam söz konusu değildir. Sızdırılıp sızdırılmadığına dair bilgiyi edebilmem ancak adli süreçle ortaya çıkabilecek bir gerçektir. Bu bakımdan ne ön inceleme komisyonunun ne yükseköğretim kurulu başkanlığının; özel hesapları, Whatsapp hesapları, telefonları veya yükseköğretim kurulunun kısaca ulaşamayacağı enformasyon üzerinden bizim bir açıklama yapmamız ve değerlendirme yapmamız doğru değildir’’ dedi.
YÖK Başkanı Özvar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki sunumunun ardından muhalefet milletvekillerinden gelen soruları yanıtladı. Özvar, tıp fakülteleriyle ilgili kalite sorusu oldu. Tıp fakültesi sayımız Türkiye genelinde 120’dir. 120 tane tıp fakültemiz var. Şu anda bu fakültelerimizde öğrenci sayımız 116 bini geçkindir. 2022 yılında ise tıp fakültelerine verilen kontenjan sayısı 18 bin civarındadır. Tıp fakültesinde eğitimin düşüklüğünden söz ettiler. Doğrusu buna bir eski rektör olarak, bir öğretim üyesi olarak kabul etmem mümkün değil. Bu herhalde sehven söylenmiş olsa gerekir. Zira Türkiye’nin en parlak öğrencileri tıp fakültesine girmektedir. Türkiye’de başarı sıralamasının en yüksek olduğu program tıp fakülteleridir. İlk 40 binden öğrenci alan tıp fakülteleridir’’ diye konuştu.
“Tıp fakültelerimizin kalitesizliğini tartışmak en büyük haksızlıkların başında geliyor”
Özvar, üniversitelerin akademik üretkenliğini, yayın kalitesini; Türk üniversiteleri içerisinde tıp fakültesi öğretim üyelerinin korse ettiğini aktararak, "En fazla sağlık hizmeti sunan ve en fazla yayın program sahipleri hekim hocalarımızdır. Dolayısıyla hekimlerimizi eğitim bakımından doğrusu kalitesizlikle ve öğrencilerine verdiği eğitimin kalitesizliğini tartışmak doğrusu tıp fakültesine yapılacak en büyük haksızlıkların başında geliyor. Ben eski bir rektör ve öğretim üyesi olarak bunu doğrusu bulmadığımı sizlerle paylaşmak isterim” dedi.
“Bilirkişi raporları onanmıştır”
Özvar, bir diğer sorunun KPSS ile ilgili olarak geldiğini anımsatarak, "ÖSYM tarafından 31 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirilen KPSS lisans sınavıyla alakalı bir kısım soruların daha önce bazı yayınevleri tarafından çıkarılan deneme kitapçıklarında sorularının yer aldığı iddiası ortaya atılmıştı. Yükseköğrenim Kurulu kanundan kaynaklanan yetkisi ve ön inceleme raporunu 13.09.2022 tarihi itibariyle düzenlemiş olmaktadır. Önemle ifade edilmelidir ki ön inceleme yetkisi amacın iddia konusu olayların, önemi ve ciddiyetine göre soruşturma izni verilip verilmemesini araştırmaya yönelik bir süreçtir. Bu sürecin, yani ön incelemenin sonucunda iddiaların içeriği ve sürecin yönetimi dikkate alınarak usul ve infiali olduğu kanaati olan kimselerle sınırlı olarak yargılama izni verilmiştir. Bu değerlendirmeler çerçevesinde; kamuoyuna yansıyan iddialardan birebir aynı olduğu iddia edilen soruların araştırması yapılmış, birebir aynı olduğu yönünde sosyal medyada, bir internet sitesinde haberler çıkmış; 11 soruluk ÖSYM’den alınan soru kitapçığıyla karşılaştırılarak, sorularla alakalı incelenerek tamamlanmıştır. Bu incelemelerin içerisinde Coğrafya alanından 3, Tarih alanından 1, Türkçe alanından 5, Matematik alanından 1, Eğitim Bilimleri alanından 3 soru için, alan uzmanı ve ölçme değerlendirme uzmanına konuşan 2’şer kişilik bilirkişi heyetleri inceleme raporu olarak, bilirkişi raporları onanmıştır’’ ifadelerini kullandı.
“Soruların sızdırılıp sızdırılmadığına dair benim herhangi açıklamam söz konusu değil”
Özvar, ön inceleme kurulu tarafından hazırlanmış raporun Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirildiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“İlgili raporda ismi geçenler evraktadır. Sorularla alakalı uzmanların hazırladığı bilgiler savcılığa intikal ettirilmiştir. Bunu bilhassa ifade etmek istedim. Soruların sızdırılıp sızdırılmadığına dair benim herhangi bir açıklamam söz konusu değildir. Sızdırılıp sızdırılmadığına dair bilgiyi edebilmem ancak adli süreçle ortaya çıkabilecek bir gerçektir. Bu bakımdan ne ön inceleme komisyonunun ne yükseköğretim kurulu başkanlığının; özel hesapları, Whatsapp hesapları, telefonları veya yükseköğretim kurulunun kısaca ulaşamayacağı enformasyon üzerinden bizim bir açıklama yapmamız ve değerlendirme yapmamız doğru değildir. Bu konuda savcılık adli süreci soruşturma sürecini yürütmektedir. Dolayısıyla yükseköğretim kuruluna bu konuda soruların sızdırılıp sızdırılmadığına dair, yayınevinden alınıp alınmadığına dair bilgilerin herhangi bir şekilde, bu konuda ayrıca ifade etme yetkimizin de olmadığını sizlere ifade etmek isterim. Sorunların benzerlikle ya da aynılıkla alakalı bilirkişi raporu da yer almaktadır. Ama raporun ayrıntıları şu anda soruşturma devam ettiğinden savcılıkta bulunmaktadır.”