Van Gölü’ndeki çekilmeler ciddi boyuta ulaştı
BİTLİS (İHA) – Van Gölü’nde küresel iklim değişikliğine bağlı olarak kuraklık tehlikeli boyuta ulaşırken, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ise bu kuraklığın bir süre daha devam edeceğini söyledi.
Dünyanın en büyük sodalı gölü olan ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Resmi Gazete’de yayımlanan "doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı" olarak tescil edilen Van Gölü’nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle suyun ciddi oranda çekilmesi, kuraklık tehlikesinin boyutunu gözler önüne seriyor. Açıklamalarda bulunan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, tarım arazilerinde kullanılan suyun israf edilmeden kullanılması halinde Van Gölü’nün eski halini alabileceğini söyledi. Elmastaş, “Bu kuraklaşma yağışların ve mevsimsel değişimler ya da döngüler tamamen insanların elinde olan döngüler değil. Ama insanların doğrudan ya da dolaylı etkileri olabiliyor. Kuraklaşmada su seviyelerinin düşmesinde, alçalmasında ya da kirlenmesinde burada yapılması gerekenler var. Van Gölü Havzası bir kuraklaşma dönemine girmiş bölgedir. Burada yapılması gereken bu ekolojik dengenin bozulmaması adına sulamada kullanılan suların tasarruflu olarak kullanılması, daha fazla ihtiyaç dışındaki su kaynaklarının mutlaka göle akıtılmasının sağlanmasıdır. Yani israf edilmeden kullanılırsa bir nebze de olsa bir miktar daha fazla göl çevredeki kaynak sularıyla beslenmiş olacak. Bu havzadaki insanların tarım yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu. Havzada özellikle Van Gölü’nün kuzeyinde, kuzeybatısında çok ciddi bir tarım alanı var ve son yıllarda sulamalı tarıma geçilmiş durumda. Bazı ilçelerden mesela sadece Ahlat’ta binlerce yeraltı suyu kuyusu açıldı ve burada yeraltı suyu kullanılıyor. Yeraltı suyu kullanılınca da yeraltı suyundaki seviye alçalmaya başladı. Plansız bir şekilde kullandığınızda bu kaçınılmaz oluyor. Onun için belki bir planlamanın yapılması gereğinden fazla suyun çekilmemesi ve yeraltı suyunun eski seviyesinde gölü besleyen kaynakların tekrar devreye girmesi mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.
Tarımda damlama sistemi ile suyun daha az tüketileceğini söyleyen Rektör Elmastaş, “Tarımda kullanılan suyun daha az tüketilmesi, özellikle damlama sistemi gibi daha az suyun kullanılarak da tasarrufun yapılması gerekiyor. Burada normal klasik yöntemlerle sulama yapıldığı için de yani ürüne vermeniz gereken suyun daha fazlasını vermiş oluyorsunuz. Bunu verdiğinizde önemli bir kısmı buharlaşıyor ve artık gölü besleyen kaynak olmaktan çıkıyor. Bu anlamda mutlaka çiftçilerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Gerekirse burada bir bir acil eylem planı oluşturularak ilgili kurumların, kuruluşların bu hususta gerekli önlemlerin alınması gerekiyor” diye konuştu.