Üst solunum yolu hastalıklarındaki vaka sayılarında ciddi artış yaşanıyor. Covid-19, grip ve solunum sinsityal virüsünün (RSV) birleşimiyle ortaya çıkan “üçlü salgın”, başta çocuk ve yaşlılar olmak üzere herkesi tehdit ediyor. Yaşar Üniversitesi Gıda İşleme Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, sağlıklı ve dengeli beslenmenin salgınlarla mücadelenin en kolay yolu olduğunu belirtti.
Genellikle kış aylarında yaygın olan üst solunum yolu hastalıkları sağlığı tehdit etmeye başladı. Yakın geçmişte tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi ile salgınla yaşamayı öğrensek de yeni virüs ve salgınlar ortaya çıkıyor. Covid-19, grip ve RSV’nin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan “üçlü salgın” tehlikesi ile karşı karşıyayız. Özellikle RSV, küçük yaş gruplarında, yaşlılarda ve bağışıklığı düşük bireylerde daha ağır ilerliyor. Pandemi dönemindeki maske-mesafe-hijyen kuralına uyulması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, salgından korunmak için çeşitli uyarılarda bulunuyor. Vücut direncini artırıcı besinlerin tüketilmesi gerektiğini belirten Yaşar Üniversitesi Gıda İşleme Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti.
“Su içmeyi unutmayın”
Su tüketiminin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Temel hedef bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir. Su, bireyleri gün boyu zinde tutabilecek en ekonomik besin araçlarından bir tanesidir. Yorgunluk yaşanması durumu oluşursa bu durumun sebepleri arasında susuzluk sayılabilir. Unutulmamalıdır ki hiçbir fiziksel aktivite yapılmasa dahi solunum, terleme, idrar ve dışkı gibi yollardan vücut su kaybeder. Bu yüzden su tüketimini sıcaklıklar azalsa bile ihmal edilmemelidir” dedi.
Bağışıklığı güçlendiren besinler
Türkiye’nin bitki zenginliği bakımından ciddi bir potansiyele sahip oluğunu belirten Doç. Dr. Uzel, “Güne iyi bir kahvaltı ile başlayarak vücudun savunma mekanizmasını güçlendiren yiyecekler seçilmelidir. Özellikle E vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Bağışıklığı güçlendiren besinler brokoli, cibez, radika, somon-sardalye gibi yağlı balıklar, portakal, yeşil çay, yumurta, bal kabağı, taze kırmızıbiber, ıspanak, domates, yoğurt gibi farklı alternatifler şeklinde belirtilebilir. Bu gıdalara ek olarak pekmez, keçiboynuzu, yaban mersini, kakao, soğan, sarımsak, somon, ceviz, böğürtlen, karalahana, yeşil çay, bal, zencefil gibi gıdalar sayılabilir. Bireylerin sağlık durumu iyi olduğu sürece ilaç formunda ilave vitamin ve mineral takviyesi elzem değildir. Vitamin ve mineral seviyesi anlamında eksiklik görülmesi durumunda takviye alımı bilinçli olarak ve mutlaka uzman kontrolü dahilinde yapılmalıdır. İçerisinde bulunduğumuz mevsim itibariyle portakal, mandalina gibi C vitamini kaynaklarına ulaşmak kolaydır. Bu nedenle vücuda vitamin takviyesinin doğrudan tüketim yapılması rahat ulaşılabilir bir seçenektir. Tüketimi kolay olan portakal ve mandalinadan günde 2-3 adet tüketilmesi günlük C vitamini ihtiyacına ulaşılmasında önemli katkı sağlayacaktır” diye konuştu.