Türkiye Ombdusmanı Şeref Malkoç, İsveç’te Türkiye’nin Stokholm Büyükelçiliği’nin önünde Kur’an-ı Kerim yakılmasına ilişkin İsveç Ombudsmanı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Ombudsmanlar Birliğine (İİTOB) mektup gönderdi.
Türkiye Ombudsmanı ve İİTOB Başkanı Şeref Malkoç, Kur’an-ı Kerim yakılmasıyla ilgili İsveç Ombudsmanı Erik Nymansson’a gönderdiği mektupta son dönemde Batı dünyasında İslam düşmanlığını tetikleyici ve Müslümanları hedef alan birçok çirkin eyleme tanık olunduğunu ifade etti.
Malkoç, sayısı 2 milyarın üzerinde olan Müslümanların inancına ve kutsal değerlerine yönelik yapılan bu düşmanca eylemin başta İslam dünyası olmak üzere tüm insanlığı rahatsız ettiğini ve bu eylemin Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde gerçekleşmesinin Türk halkını da derinden yaraladığını söyledi.
“Tüm insanlar birbirinin dinine, inancına, kutsal kitabına, ayrımcılık yapmadan saygı göstermek zorundadır”
İsveç Ombudsmanına gönderdiği mektupta bir dinin kutsal kitabına hakaret edilmesinin, yakılmasının ifade ve düşünce özgürlüğü ile bağdaştırılamayacağını dile getiren Malkoç, şunları kaydetti:
“İsveç makamları tarafından, ifade özgürlüğü adı altında, nefret suçu içeren söz konusu provokatif gösteriye izin verilmesi kabul edilebilir değildir. Tüm insanlar birbirinin dinine, inancına, kutsal kitabına, ayrımcılık yapmadan saygı göstermek zorundadır. Bu tür kışkırtıcı eylemler toplumu huzursuz etmekte, demokrasiye zarar vermekte ve dünya barışını tehdit etmektedir.”
Konunun takipçisi olacaklarının altını çizen Malkoç, “Biz ombudsmanların görevi; insan haklarını, adaleti, eşitliği, hoşgörüyü, diyaloğu, ayrımcılık yapmamayı savunmaktır. Bu çerçevede, İsveç hükümetinin, nefret suçu içeren, Müslümanları hedef alan ve İslam’a karşı hakaret içeren bu çirkin eylemi gerçekleştiren failleri cezasız bırakmamasını ve bu tür olayların tekrarına izin vermeyerek daha somut önlemler almasını umuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kur’an-ı Kerim yakma eylemi, ifade ve düşünce özgürlüğü ile bağdaştırılamaz”
Malkoç, İİTOB’a üye olan 30’un üzerinde Ombudsmana gönderdiği mektupta ise nefret suçu içeren eylemi şiddetle kınayarak şunları not düştü:
“İslam düşmanlığı ve nefret suçu tavırlarıyla bilinen Paludan’ın geçmişte de Müslümanların kutsal mekanı camilerin önünde buna benzer eylemleri gerçekleştirdiği herkes tarafından bilinmektedir. İsveç makamları tarafından, ifade özgürlüğü adı altında, nefret suçu içeren söz konusu provokatif gösteriye izin verilmesi kabul edilebilir değildir. Kur’an-ı Kerim yakma eylemi, ifade ve düşünce özgürlüğü ile bağdaştırılamaz. Bu eyleme izin verilmesi, Müslümanlara karşı kini, nefreti ve şiddeti körüklemenin açık bir örneği olup, insanlığın ortak değerlerine karşı işlenen bir suçtur.”
İslam Dünyası Ombudsmanları ve insan hakları savunucularını, İsveç hükümetini, nefret suçu içeren, Müslümanları hedef alan ve İslam’a karşı hakaret içeren bu çirkin eylemi gerçekleştiren failleri cezasız bırakmamasına, bu tür olayların tekrarına izin vermeyerek daha somut önlemler alınmasına ve İslam düşmanlığı ile mücadelede dayanışma içerisinde olma çağırısında bulunan Malkoç, bu doğrultuda, yapılan ırkçı eylem karşısında İsveç makamları nezdinde failler hakkında hukuki işlemlerin başlatılması ve suç duyurusunda bulunulması için net tavır koymaya davet etti.