Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından düzenlenen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği’nin katılımıyla gerçekleşen, Türk dünyasında "Sosyal Hayat ve Çalışma Hayatında Kadın" Kurultayı 16-18 Aralık’ta Antalya gerçekleştirildi.
Türk Eğitim Sen Genel başkanı, merkez yönetim kurulu, Kadın Komisyonu üyeleri, UAESEB yöneticileri ve temsilcileri, Kadın Hareketi Derneği başkanı ile yöneticilerinin katıldığı kurultay 16 Aralık’ta başladı. Ardından Türk dünyasında Sosyal Hayat Ve Çalışma Hayatında Kadın” paneli ile devam etti. Sendikal örgütlenmede kadının yeri, Sorunları ve Çözüm Önerileri, kadın istihdamına yönelik çıkarılan yasaların eksiklikleri ve çözüm önerileri, çalışma hayatında kadın hakları, kadına yönelik şiddet ve çözüm önerileri, çalışma hayatında kadınların maruz kaldığı mobbing, toplumsal cinsiyet rolü çalışma hayatında kadın, sosyal medya ve Kitle iletişim araçlarında kadınlara yönelik duyarlılık, kadın erkek fırsat eşitliğinin geliştirilmesi için öneriler, geleceğin Türk dünyasında kadının yeri, geleceğin dünyasında kadına biçilen görev başlıklarında, 4 farklı oturumda, alanında uzman bilim insanlarının, araştırmacıların ve söz konusu konular dahilinde çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları ile eğitim çalışanlarının katkısı ile masaya yatırıldı. Türk dünyasında kadın farkındalığının geliştirilmesi, kadınlara sendikal örgütlenmede, istihdamda yeterince imkan tanınması, kadınlara yönelik şiddet ve mobbingin önlenmesi, sosyal medya ve kitle iletişim araçlarında kadınlara yönelik duyarlılığın arttırılması, fırsat eşitliğinin sağlanması ve 21. Yüzyılın Türk asrı olacağı inancımızın ete kemiğe bürünmesi için kadınların hangi görevleri üstlenmesi ve inisiyatif kullanması, Türk dünyasının çeşitli bölgelerinde savaş, göç, yokluk, asimilasyon politikasına maruz kalan Türklerin, Türk kadınlarının durumlarının dünya kamuoyuna duyurulmasına yönelik kararlar alınarak kurultay sonuç toplantısında katılımcılarının onayına sunulmak üzere hazırlandı.
Kurultayda belirlenen kararlardan bazıları şöyle:
“Küreselleşme olgusunun pek çok sorunu da beraberinde getirdiği bilinmektedir. Bu çerçevede millî kültürlerin de bu etkinin dışında kalmadığı açıktır. Sibirya’dan Avrupa’ya, Afrika’nın Kuzeyinden Güney Türkistan’a kadar oldukça geniş bir coğrafî alana yayılmış olan Türk kültür sahası da çeşitli boyutlarıyla birlikte aynı olumsuzluklarla karşı karşıyadır. Türk kadının layık olduğu yere kavuşabilmesinde Türk kültürünü ana dinamiklerinden yola çıkarak geçmişimizden bu güne güçlü ve aktif Türk kadını imgesinin mevcut ve gelecek nesillere aktarılabilmesi konusunda Türk Devletleri Teşkilatı, UAESEB, UNESCO başta olmak üzere, ilgili ve etkili uluslararası kuruluşlar nezdinde gerekli girişimleri yapmalıdır.
İnsan hakları ihlallerine ve kültürel baskılara maruz kalan soydaşlarımız arasında kadınlar daha fazla mağdur olmaktadır. Özellikle Doğu Türkistan, Ahıska, Kırım, Karabağ, Irak ve Suriye başta olmak üzere Dünya’nın her bölgesinde kadınlarımız başta olmak üzere soydaşlarımızın yaşadığı drama kayıtsız kalınmamalıdır. Temel insan hakları ihlâlleri karşısında, uluslararası hukukun imkân tanıdığı bütün siyasî girişimler, eksiksiz olarak yerine getirilmeli; bu hususlar, uluslararası yargı organlarına taşınmalıdır. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta olmak üzere bütün Türk Cumhuriyetleri, gereken teknik desteği sağlamalıdır.
Suriye iç savaşı sonrasında, yüz yıldır işgal altında yaşayan, zulüm ve baskılara duçar olmuş Suriye Türkmenlerinin siyasi hakları, kültürel kimlik sorunları, eğitim meseleleri, Türk devletleri tarafından desteklenmelidir. Kalıcı bir barış sağlanması şartıyla, Türkmenlerin bu ülkedeki geleceklerine ilişkin anayasal hak ve güvencelerin belirginleştirilmesi için bugünden çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Türk Dünyası’nın birliği yolunda atılacak adımların temelinde, geleceğin Türk kadınına yükleyeceği stratejik görevler üzerine çalışmalar yapılarak gerçekleştirecek proje ve faaliyetler ivedilikle hayata geçirilmelidir.
Kadın istihdamına yönelik çıkarılan yasaların ivedilikle gözden geçirilmesi gerekmektedir. Kadın çalışanlara yönelik sigorta ve vergi indirimi gibi istisnalar getirilmelidir. Dünyanın bazı ülkelerinde olduğu gibi çalışma hayatında yer almaya çalışan kadınlara yönelik sigorta prim desteği, iş yeri açma desteği gibi teşvikler hayata geçirilmelidir. Sistematik şiddete uğramış, yalnız başına hayata tutunmaya çalışan kadınlarımız için ise bu teşvikler durumların hassasiyetine, çocuk sayısına göre değişerek artırımlı olarak sunulmalıdır.
Türk dünyasının genelinde ve ülkemizde Çalışma hayatında kadın hakları konusunda çalışma örgütlerinden üç aylık dönemler halinde alınacak rapor ve öneriler doğrultusunda çalışma hayatı izleme ajansları kurulmalıdır.”