Telif hakkı ihlalinin akademik olarak analiz edildiği sempozyumda sinema ve dizi sektöründe telif sorununun ciddi boyutlara ulaştığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Eylem Özçimen, bu durumun içerik üretimini de engellediğini kaydetti.
Türkiye’deki kültür endüstrisinde yaşanan telif sorunlarına dikkat çekmek isteyen uzmanlar Doğuş Üniversitesinde düzenlenen 2. Ulusal Kültür Endüstrisi ve Telif Hakları Sempozyumu’nda bir araya geldi. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlen sempozyumda telif hakkı sorunu hem akademik hem de hukuksal olarak ele alındı. İki gün boyunca süren etkinlikte yapılan analizlere ek olarak bakanlığın da desteğiyle ileride gerçekleştirilmesi düşünülen projeler adına iyi bir olanak sağlanması hedefleniyor.
Programda “Sinema ve Film Çalışmalarında Telif ve Telif Sorunları” konusunu ele alan Doğuş Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Dr. Eylem Özçimen, “Kültür endüstrisinin bir parçası olan sinema sektöründe seri üretim mantığıyla çok fazla kopyalanma olduğu için ciddi anlamda bir telif sorunu var. Bu durum üretim sürecini de oldukça etkiliyor” dedi.
“Birçok kişi telif sorunundan dolayı içerik üretmekten vazgeçiyor”
Yeni Türk sinemasında 1990’lardan bugüne kadar ciddi bir telif sorunu yaşandığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Dr. Eylem Özçimen, “Sinema ve dizi sektöründe üretici ekip yurt içindeki telif konularında zaman zaman sorunlar yaşayabiliyor. Bu da üretim sürecini sekteye uğratıyor. Birçok kişi telif sorunundan dolayı içerik üretmekten vazgeçiyor. Türkiye’de maalesef telif sorununun çözüme ulaşması da ciddi süreç alıyor. Bu konuda hukuki ve uygulamadaki sorunların çözülmesi lazım. Aynı zamanda film üretme konusunda çok yetenekli gençler var. Telif sorunlarının çözülmesi üretim sürecinin sekteye uğramasını engelleyebilir. Bu da hem psikolojik hem de fiziksel anlamda üretimin gerçekleşmesi için önemli bir nokta” dedi.
“Bilinçsizce hak ihlalleri yapılıyor”
Telif sorununu hukuki boyutuyla ele alan Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mehmet Genç, “Telif hakkı sorunu dinamik bir konu. O dinamizmin gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde çok fazla girdisi var. Çok fazla fikir ürünlerinin ortaya çıkmasına rağmen bu konuda hak sahipleri mağduriyet yaşıyor. Bu hakların kullanılması çok geniş düzlemde hayatımızın neredeyse bütün kesimlerini ilgilendiren bir konudur. Bireyler bu konuda bilinçsizce hak ihlalinde bulunuyor. Trajik bir yanı da hak sahibinin de haklarını yeterince koruyamamasıdır” diye konuştu.
“Hukuki uygulamada ciddi sorunlar var”
Telif hakkının eserin ortaya çıkmasıyla birlikte hukuken ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Genç, “Telif hakkı için herhangi bir işlem yapılmasına gerek yok. Fikir hakkı hak sahibine haklarını kullanması için münhasır bir yetki oluşturuyor. Bu bakımdan hak sahibinin hakkının koruma altına alınması gerekiyor. Hukuk bunu düzenliyor ancak maalesef uygulamada çok ciddi sorunlar yaşanıyor” şeklinde konuştu.
“Fikri haklarının korunamadığı toplumlarda ilerleme kaydedilemez”
Sempozyumun konuyla ilgili tüm taraflara önemli mesajlar sunduğunu belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan ise yapmış olduğu açılış konuşasında şu ifadelere yer verdi:
“Kültür endüstrisinin dinamiğini oluşturan toplumsal ve kişisel değerlerden, bilimsel eserlerden, her türlü fikri emek ile meydana getirilen ürünlerden, edebiyat ve sanat eserlerinden doğan manevi ve maddi hak ve yaraların hukuken korunması son derece önemli hale gelmiştir. Fikri hakların ekonomik boyutu yadsınamaz bir hal almıştır. Fikri ürünlerin yeterince korunamadığı bir toplumda ilerleme kaydedilmesi ise mümkün değildir. Bu nedenle her devlet fikri haklar, buluşlar ve sanat eserlerinin korunmasını sağlamak amacıyla yasal kurallar belirleyerek etkin bir fikri hak mevzuatı oluşturarak manevi ve maddi yönüyle fikri ve sınai hakları koruma altına almaya özel bir önem göstermektedir.”