Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, "2002 yılında Türkiye’nin toplam bitkisel üretimi 98 milyon ton. Bugün üretimimiz gelmiş geçmiş tüm zamanların üretimi olacak, şuanda 127 milyon tona ulaştık" dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Türkiye 2023 Zirvesi - Para Sohbetleri programına katıldı. Bakan Kirişçi, tarım ve gıda, su ve enerji konularının son yıllarda daha da önem kazandığına dikkat çekti. Kirişçi, kırsala dönüş için sosyal güvenlik destekleri, pozitif ayrımcılık adına kadınlara ve gençlere destekler sağlandığını ifade etti. Bulunurluk konusuna da değinen Kirişçi, gıda ve tarımsal ürünlerde bulunurluğu sağlamış bir Türkiye olduğunu söyledi.
"Bulunurluğu sağlamış bir Türkiye var"
Tarım ve gıda, su, enerji konularının dünyanın da gündeminde olduğunu hatırlatan Bakan Kirişçi, ‘’Bu üç konuyla da ilgilenmek zorundayız. İklim değişikliği, pandemi, sonrasında Rusya-Ukrayna Savaşı ile bu üç konu zirve yaptı. 20 yıldan beri izlemiş olduğumuz politikalar sayesinde bu konularda başarılı bir sınav verdik. Bulunurluk konusu çok önemliydi. Bulunurluk konusunda başarılı bir sınav verdik, bulunurluğu sağlamış bir Türkiye var. Bulunmayan ürün en pahalı üründür. Bahsetmiş olduğumuz ürün grupları içerisinde Türkiye’de bir eksiklikten söz edilemez.’’ dedi.
"Türkiye’nin toplam bitkisel üretimi 127 milyon tona ulaştı"
Son 20 yılın tarımsal üretimi hakkında da bilgi veren Bakan Kirişçi, "2002 yılında Türkiye’nin toplam bitkisel üretimi 98 milyon ton. Bugün üretimimiz gelmiş geçmiş tüm zamanların üretimi olacak, şuanda 127 milyon tona ulaştık. Bu rakam tarımsal alanlardaki azalmalara, kırsaldan kente göçe ve enerji maliyetlerindeki artışa rağmen, gübre fiyatlarındaki yükselişe rağmen bu ülkenin 2 milyon 200 bin üreticisinin üretimi sürmüştür. 2002 yılındaki 65 milyon olan nüfusumuzun 85 milyona çıkmış olmasına rağmen üreticimiz tüketimi karşılamıştır’’ diye konuştu.
"Tarım ve gıda ürünleri ihracatı 11 ayda 24,5 milyar dolara ulaştı"
Tarım ve gıda ürünleri ihracatıyla ilgili konuşan Bakan Kirişçi, ‘’2002 yılında 3.8 milyar liralık tarım ve gıda ürünleri ihracatı 2021 yılı itibariyle 25 milyar dolara ulaştı. Bu yılki 11 aylık ihracat da 24,5 milyar dolara ulaştı, yıl sonu bu rakam 26-27 milyar dolara çıkacaktır. Bu durum kendiliğinden olan bir şey değil. 2002 yılında 1.8 milyar lira olan tarımsal destekler bu yıl sonu itibari ile 40 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu desteklerin içerisinde regülasyon kurumlarımızın dahil olduğu finansal yük bu rakama dahil değildir’’ ifadelerini kullandı.
‘’Suyu idareli kullanmamız gerekiyor’’
Bakan Kirişçi, su konusunun da kritik bir konu olduğuna dikkat çekerek, ‘’Su stresi yaşayan ülkelerden biri olduğumuzu biliyoruz. Nüfusumuz 20 yılda 20 milyon artmış olmasını dikkate alarak suyu idareli kullanmamız gerekiyor. Bu çerçevede yapmış olduğumuz baraj gölet yer altı su depoları bu suları tutmamızı sağlıyor. 2002 yılında bu ülkenin depolanabilir su miktarı 133 milyar metreküp iken bugün 183 milyar metreküpe çıkmıştır. İktidara geldiğimizde 276 adet baraj varken bugün 930 adet barajımız var. Bu barajlarımız sayesinde 183 milyar metreküp su depolama kapasitesine ulaştık. Tarlada suyu verimli kullanmak zorundayız. Tarımda kullanılan suyu verimli kullanılması adına basınçlı sulama önceliklendirdiğimiz konudur’’ şeklinde konuştu.
2023’te başlayan Türkiye yüzyılı vizyonumuz var. Bu vizyonun içerisinde tarım ve orman en öncelikli kısmı oluşturuyor diyen Bakan Kirişçi, ‘’Bu konulara daha çok önem vermek zorundayız. Tarım ve gençlik uzun yıllar göremediğimiz bir kavram. Tarım sektöründe ortalama yaş 55. Bu yaş grubundan inovatif yenilik beklenmemeli. Bu yenilikleri geçekleştirecek olan teknofest kuşağının kendisidir. Tarım ve Orman gençlik konseyini kuruyoruz. Kırsalda üretimle ilgili nüfusu tutmamız gerekiyorsa kadınları da mutlaka istihdam noktasında kırsalda tutabiliyor olmamız lazım. Kadınları sosyal güvenlik alanında destekleyecek projelerimizi hayata geçiriyoruz’’ ifadelerini kullandı.
"Sözleşmeli üretimi stratejik ürünlerde zorunlu kılacağız"
Bakan Kirişçi, ‘’Sözleşmeli üretimi stratejik ürünlerde zorunlu kılacağız. Arz ve talep arasında dalgalanma olmamasını istiyoruz. Bunla ilgili sözleşmeli üretimi stratejik ürünlerde zorunlu hale getireceğiz. Gelir koruma poliçesi adı altında yeni bir poliçeyi hayata geçiyoruz. Tarımda da gelirini garanti altına almak isteyen üretici için poliçelerin üretilmesine katkıda bulunacağız. Bu poliçelerin primlerinin yüzde 60’ını devlet sağlayacak. Üreticimizin beklentisi olan gelir neyse bu gelirin korunmasını gerçekleştirmiş olacağız’’ diye konuştu.
"Bir karış toprağımızı boş bırakmamak için çalışıyoruz"
Kırsaldaki tarım alanlarının boş bırakılmamasını sağlayacak projelerle ilgili de konuşan Bakan Kirişçi, "Türkiye’nin tarım toprakları her geçen gün azalıyor. Kırsaldan kente göç nedeniyle üretimi yapılmayan alanlarda üretimi sağlayacağız. Üretim yapılacak alanın kiralanması ve kira ücretlerinin mülk sahibinin hesabına yatırılması ve aynı zamanda mülk sahibinin mülkiyet haklarına dokunulmamasını sağlayacağız. Kırsala dönüş için sosyal güvenlik destekleri, pozitif ayrımcılık adına kadınlara ve gençlere destekler sağlayacağız. Kırsalla ilgili yaşam merkezlerinin yeniden canlanması için 2 bin köy yaşam merkezini de hizmete açtık. Bir karış toprağımızı boş bırakmamak için çalışıyoruz" dedi.