Bolu’nun Mudurnu ilçesinde bulunan 500 yaşındaki çınar ağacı, sonbaharda büründüğü görüntüsü ve tarihiyle yerli ve yabancı turistlerin gözdesi konumunda bulunuyor. Osmanlı döneminde dikilen çınar, tarihiyle de dikkat çekiyor.
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde bulunan 500 yıllık çınar ağacı, sonbaharda büründüğü görüntüsüyle de görenlerin ilgisini çekiyor. Asırlık ağaç, Osmanlı döneminde Mudurnu’nun Bursa Tekfurluğuna bağlı olduğu dönemde dikildi. 18 metre yüksekliğindeki ağacın, yarı çapı ise 6.5 - 7 metre olarak belirlendi. 2010 yılında yapılan incelemelerde Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından asırlık tarih, anıt ağaç olarak tescillendi. Bölge halkı, Mudurnu ilçesinde 35 tane daha asırlık ağacın tescillenmesi için başvuru yaptı. Öte yandan, tarihi çınar ağacı yüzyıllardır bölge insanının sosyal hayatında da önemli bir yere sahip oldu. Birçok rivayete göre, Anadolu’nun en köklü kültürlerinden olan ‘aşık oyunu’, en sık bu ağacın altında yapıldı. Bazı rivayetlere göre de çınarın yaprakları ilkbaharda taze çıktığında kaynatılıp içilirse böbreklere şifa getirdi. Yıllara meydan okuyan çınar ağacı, günümüzde de özellikle fotoğraf tutkunlarının gözdesi konumunda bulunuyor. Tarihi çınar ağacı, dron ile havadan da görüntülendi.
‘’Bizans kültüründen bize geçmiş bir gelenek’’
Çınar ağaçlarının Bizans kültüründen Osmanlı devletine geçmiş bir gelenek olduğunu belirten Turizm Gönüllüsü Mehmet Cantürk, "Çınar ağaçları Bizans kültüründen bize geçerek bir gelenek haline gelmiş. Genellikle Bizans ordularının askerlerinin geçtiği yollara dikilirmiş. Bu gelenek Osmanlı’da da devam etmiş. Mudurnu, Bursa Tekfurluğuna bağlıyken buraya da bir çınar ağacı diktirilmiş. Bu çınar ağacı da bizim tarihimize, kültürümüze dair bilgiler veriyor. 2010’lu yıllarda yaptığımız çalışmalarda 18 metre yüksekliği olduğu görüldü. Bütün bölgelerimizdeki asırlık ağaçlar, bize tarihimizle ilgili birçok bilgiler veriyor. O dönemde hava şartları nasıldı, yangın mı oldu, kuraklık mı oldu gibi olayları da bu ağaçlardan anlayabiliyoruz” diye konuştu.
“Mahallenin sosyal hayatıyla ilgili de anlamı var”
Asırlık ağacın tarihine dair birtakım bilgiler veren Cantürk, “Mahallemizdeki bu çınar, aynı zamanda mahalle ile de özdeşleşmiş durumda. Önünde ismini musalladan alan musalla taşı var. Hemen yanında da Yıldırım Beyazıt Camii’nde bile Cuma selası verilmezken burada Cuma selası verilen mihrab var. Camii, 1374 yılında yapılma mihrab da 1200’lü yıllardan diye tahmin ediyorum. Aynı zamanda çınar ağacının mahallenin sosyal hayatıyla ilgili de anlamı var. Anadolu’da oynanan meşhur aşık oyunu, bu çınarın dibinde oynanırmış. Bir rivayete göre, mahallede evlenme çağına gelen bir damat, aşık oyunu oynamaya o kadar kaptırmış ki damat olduğunu unutmuş. Babası onu aramaya çıktığında çınar ağacının kovuğuna saklanıyor. Damadı ağacın kovuğunda bulup götürüyorlar” ifadelerini kullandı.
“İlkbaharda yapraklarının kaynatılıp içildiğinde böbreklere faydası olduğu düşünülüyor”
Ağacın çevresinin özenle korunduğuna ve ilkbaharda sağlığa faydalı geldiği yönünde rivayetler olduğuna değinen Mehmet Cantürk, “2000’li yıllara kadar çınar ağacının çevresi boştu. 2006-2007 yıllarında çevresine taşla dolgu yapıldı. Taş çekildikten sonra da ferforje ile tekrar ayrı bir çit yapıldı. Doğal ve tarihine uygun olmasına dikkat edildi. Ayrıca, insan sağlığına iyi geldiğine dair de söylentiler oldu. Halk arasında bir rivayete göre bu çınarın ilkbaharda yaprakları yeni çıkmışken suda kaynatılıp suyu içilirse böbreklere faydasının olduğu düşünülüyor” dedi.
“Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından tescillendi”
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2010 yılında yapmış olduğu incelemede asırlık çınarın anıt ağaç olarak tescillendiğini belirten Cantürk, “2010 yılında ağacın, anıt ağaç olarak tescillenmesi ve koruma altına alınması için Ankara Kırsal Kalkınma Derneği tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı’na ve Orman Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılmış. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ağaç, ‘anıt ağaç’ olarak tescillenmiş. Mudurnu köylerinde araştırma yapıp 35 tane ağacın anıt ağaç olması yönünde yazılar yazdık. Köylerindeki asırlık ağaçları insanlarımız korursa kenti kültürlerinde geleceğe dair iz bırakmış olurlar” şeklinde konuştu.