Sosyolog Prof. Dr. Adem Palabıyık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışının samimi olmadığını, söylemin bir takiye örneği olduğunu ve CHP’nin geleneği ile uyuşmadığını savunarak, “Acaba Kılıçdaroğlu başörtüsü söyleminde masa ortağı ve İslam karşıtı HDP’den izin almış mıdır” diye sordu.
Sosyolog Adem Palabıyık, CHP’nin kodları ile başörtüsü kavramı arasında sosyolojik açıdan ciddi anlamda ontolojik bir uçurum olduğunu ve bu uçurumun tabanın siyaseti ile çatışacağını söyledi. Palabıyık, “En başından beri Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olabilmek için bütün yanlışları yaptı. Kamu kurumlarının önünde dikildi, elektriği kesik olmayan ama kesikmiş gibi gösterilen evleri ziyaret etti, faturaları ödemeyerek göstermelik protestolar yaptı, parti içi otoriter tutumun rağmen adalet isimli bir yürüyüş gerçekleştirdi ve şimdi ise takiyecilik yaparak başörtüsü ile alakalı ‘helalleşme’ söyleminde bulundu. Bu söylem tam anlamıyla bir yanıltmadır, ayrıca masa ortağı HDP’nin de hiç istemediği bir söylem türüdür. Çünkü HDP, özellikle bölgede İslam ile ciddi çatışma halindedir ve bunu bizzat Diyarbakır Anneleri de ifade etmiştir. HDP’nin bölgede İslam’a karşı verdiği mücadele bölgedeki bütün Müslümanlar tarafından da bilinmektedir. Özellikle modernleşme ve demokratikleşme kavramları etrafında dolanan HDP, Kürt kadınlarını bizzat sekülerleştirmekte ve İslam dininden uzaklaştırmaktadır. Tabi ki insanın aklına gelmeden olmuyor; acaba Kılıçdaroğlu başörtüsü söyleminde masa ortağı ve İslam karşıtı HDP’den izin almış mıdır?” dedi.
"HDP, başörtüsüne karşı da ciddi bir mücadele veriyor"
HDP’nin özellikle İslam ve başörtüsüne karşı bölgede savaş verdiğini savunan Prof. Palabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“HDP seküler bir siyaseti bölgede uygulama ve Kürt halkına entegre etmenin derdinde, böylece oylarını arttırabileceğini düşünüyor. Bunun için Öcalan’ın söylemleri bizzat kullanılıyor. Mesela Öcalan tarafından namaz bir gelenek olarak ifade ediliyor veya başörtüsü de yine gelenekten gelen bir alışkanlık olduğu için farz olarak kabul edilmiyor. İslam’dan uzaklaşmanın modern olmakla eşdeğer olduğunu kabul eden HDP’nin neredeyse tek derdinin İslam olduğunu çok iyi biliyorum. Bu sebepten Kılıçdaroğlu’nun bu tür bir çıkış yapması oldukça garip geldi. Bu söylemin arkasında siyasi bir tavır olduğu neredeyse kesin gibi. Çünkü HDP de buna izin vermez, HDP böyle bir aday dahi istemez. Bunu, Demirtaş’a sormuş mudur merak ediyorum doğrusu, ondan onay almadan böyle bir açıklama yapacağını düşünmüyorum. Elbette bu durum çok üzücü, Kılıçdaroğlu bir hırs uğruna bütün değerleri bir kalemde silebileceğini de ispatladı. Böyle bir ismin, adaylık sürecine dahil edilmesi ülkemize en büyük ihanettir.”