Sosyal Medya Tasarısı’nı değerlendiren Bilişim ve İnternet Hukuku Uzmanı Doç. Dr. Hasan Sınar, tasarının konunun paydaşları ile istişare edilerek hazırlanması gerektiğini söyledi.
Sosyal Medya Tasarısı olarak bilinen, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin görüşülmesi 28 Ekim tarihine ertelendi. Anayasal hakların korunmasında farkındalığın önemine değinen Bilişim ve İnternet Hukuku Uzmanı, Altınbaş Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Sınar, tasarının neler getirdiğini ve yürürlüğe girdikten sonra hayatımızda ne gibi değişikliklere yol açabileceğini açıkladı.
Haber sitelerine düzenleme geliyor
Yasa Tasarını içerik yönünden değerlendiren Doç. Dr. Sınar, ilk maddede yer alan ve Basın Kanunu’nun amacını düzenleyen 1. maddesine “internet haber sitelerinin” de dahil edildiğini, internet yayıncılığının Basın Kanunu çerçevesine alındığını söyledi. Sınar, bu yeni düzenleme ile internet haber sitelerinin, Basın Kanunu çerçevesindeki süreli yayınlar için belirlenmiş yükümlülüklere tabi kılındığını söyledi. İnternet haber sitelerini günlük gazeteye indirgeyen bu düzenlemedeki sorunun, internet yayıncılığının kendine özgü, dinamik işleyiş biçimini, tekniğini, altyapısını ve en önemlisi çeşitliliğini göz ardı etmesi olduğunu belirtti.
Sınar, “gerçeğe aykırı bilgi” kavramının üzerinde durmak gerektiğini belirtti. Hasan Sınar, sosyal medya gibi çok farklı kaynaklardan ve sürekli bir bilgi akışının yaşandığı mecralardaki paylaşımlarda, basın hukukunda bugüne kadar kabul gören “görünürde gerçeklik” koşulunun sağlanmış olmasının yeterli olduğunu ifade etti.
Sınar, “Anlaşılacağı üzere tek ölçüt, paylaşımlar hakkında ceza soruşturmaları açan Cumhuriyet savcılarının değerlendirmeleridir” dedi. Sınar, suçun maddi unsuru bağlamında, burada “somut tehlike suçu” ihdas edildiğini ve alenen yayılan gerçeğe aykırı bilginin ancak “kamu barışını bozmaya elverişli” ise bu suçun oluşacağını söyledi. “Aslında bireysel paylaşımlar ile kamu barışının bozulacağını bile tahayyül etmek güç” diyen Hasan Sınar, benzer bir somut tehlike güvencesinin getirildiği “halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu”nu (TCK md. 216/1) örnek gösterdi.