Kartograf Jacques Pervititch’in hazırladığı ve İstanbul’un da tarihine uzanan sigorta haritaları, Quick Sigorta ve Corpus Sigorta’nın ev sahipliğinde açılan sergide davetlilerle buluştu.
İlk olarak Mayıs 2022’de Türkiye Sigortalar Birliği (TSB) tarafından Galataport’ta gösterilen “Sigorta Haritaları Sergisi” daha geniş bir kitleye ulaşmak için Ağustos 2022’de Quick Tower’da bir kez daha görücüye çıkmıştı. Kartograf Jacques Pervititch’in hazırladığı bu haritalar, İstanbul’un çeşitli semtlerini, görkemli tarihi eserlerini, kamu binalarını ve dönemin yaygın mimari unsuru olan ahşap yapılarına dair de bilgiler içeriyor. Eser niteliği kazanan haritalar, sigorta birlikleri tarafından 1920’li ve 1950’li yıllar arasında yapılan çalışmalar sayesinde günümüze ulaştı. Sergide ise o çalışmalarda hazırlanan 200 haritadan 18’i yer alıyor. 12 Ekim akşamı Quick Tower’da gerçekleşen “Sigorta Haritaları Sergisi”ne 100’e yakın broker, Türkiye Sigorta Birliği ve sektör yöneticileri ile basın mensupları katıldı.
Sigorta Haritaları Sergisi için gerçekleşen davet, aynı zamanda Quick Tower’ın da ilk geniş çerçeveli etkinliği oldu. Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, binanın sergiye ev sahipliği yapmasından duydukları memnuniyeti belirterek, davetin açılış konuşmasında şunları dile getirdi:
“Bu haritalar hem İstanbul hem de Türkiye için çok önemli eserler. Hatta imar sorunlarından tutun da mülkiyet problemlerine kadar bugün sorun çözücü olan teknolojilerin atası da diyebiliriz. Bu nedenle görünenden çok daha değerli. Dolayısıyla Türkiye Sigorta Birliği’ne arşivlerden çıkarıp paylaştığı bu kıymetin bizim binamızda da bir süre daha gösterilmesine imkan sağladığı için müteşekkirim. Biz de bu gece sizlerle bir araya gelerek bu haritaları daha detaylıca anlatmak, tanıtmak istedik. Katıldığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.”
“Quick Sigorta bu organizasyonu Sedat Bornovalı’nın katkılarıyla daha anlamlı hale getirdi”
Düzenlenen etkinlik için tüm Maher Holding ailesine teşekkür eden Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bu organizasyon bizim için çok değerli. Bu haritaları sektörün bir mirası olarak görüyoruz. Sigorta Haritaları Sergisi de buradan yola çıkarak tozlu raflardan kamuoyunun beğenisine sunduğumuz özel bir proje oldu. Sadece sigorta haftasına bağlı kalmadan bu şekilde mobil hale gelip tüm sektörün fuaye alanlarını dolaşarak canlılık bulması bizim için çok değerli tabii. Ancak Quick Sigorta’nın bu organizasyonu Sedat Bornovalı’nın katkılarıyla daha anlamlı hale getirmesi şüphesiz ki çok önemli. Birlik adına bu haritalara can verildiği için hassaten teşekkür ederim.”
Özgür Obalı, birliğin farklı projelere bakış açısıyla ilgili olarak, “Çatı kuruluş olarak bizim rolümüz, hem sigorta bilincinin halka doğru aktarılması hem de sigorta sektörünün bu tarz organizasyonlarla ortak bir payda etrafında toplanıp birlik olması. Dolayısıyla bu tip sanatsal ve sosyal sorumluluk projeleri üzerine çalışıyoruz. Öncelikle Sigorta Haritaları projesini daimi kılmak istiyoruz. Şimdiye kadar gördüğümüz talep, mevcut arşivi biraz daha ön plana çıkarmak ve zenginleştirmek adına bizi hem mutlu ediyor hem de cesaretlendiriyor. Öte yandan sosyal sorumluluk perspektifinde daha çok sigorta bilincini kamuoyuna nasıl yayabiliriz düşüncesiyle çalışmalar yürütüyoruz. Neler olduğu ise sigorta haftası için sürpriz olsun” ifadelerini kullandı.
Sigorta Brokerleri Derneği Başkanı Ferhan Özay da konuşmasında, hem böyle bir sergide bulunmaktan hem de davette sigorta brokerleri ve meslektaşlarıyla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti belirtti. Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy ve Corpus Sigorta Genel Müdür V. Murat Şişli de davetlilere katılımları için teşekkür ederek, sigorta brokerleriyle artan işbirliklerinden memnuniyetlerini dile getirdiler.
“Sigorta haritaları İstanbul’un geçmişi için çok temel bir belge”
Sigorta Haritaları Sergisi’nin küratörlüğünü üstlenen Doç. Dr. Sedat Bornovalı, haritalar hakkında birincil ağızdan detaylı bilgiler aktararak davetlilere eşsiz bir sergi deneyimi yaşattı. Böylesi bir etkinliğin tarihe sahip çıkarak arşivlerden elde edilen parçalarla yapılmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Bornovalı, “Sanat tarihçisi olsam da bu çalışma sırasında çok uzağında olduğum sigorta dünyasıyla çok yakın bir bağ hissettim. Çünkü gerçekten kaybolsa da değeri kaybolmasın diye uğraşan bir sektör sigorta. Aynı şekilde biz sanat tarihçileri de benzer bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Tabii ki hiçbir şey sonsuz değil ama en azından kıymetleri devam etsin diye araştırıp muhafaza etmeye çalışıyoruz. Sigorta haritaları da İstanbul’un geçmişi için çok temel bir belge, tarihi donduruyor. Türkiye Sigorta Birliği’nin arzusuyla da İstanbul’un bir nevi risk envanteri çıkarılmış. Bütün ayrıntılarıyla 100 binin üzerinde bina, malzemesi ve konumuyla (su kaynağına veya yanıcı maddeye yakın mı, yokuşta mı, çıkmaz sokakta mı vb gibi) kayıt altına alınmış ve kent tüm kayıplara karşı tarihe not düşülerek belgelenmiş. Biz de tam 100 yıl sonra bunların kıymetini bilmek için bir araya geldik. Beklediğimin çok üzerinde çok seçkin bir katılım oldu” diye konuştu.
Sergilenen haritalarla bu projeden önce de yollarının kesiştiğini söyleyen Bornovalı, projenin oluşma hikayesini ise şöyle anlattı:
“Bu projeden önce sanat tarihi, restorasyon, mimarlık tarihi araştırmaları aracılığıyla bu haritalarla yolum kesişmişti. Bu yaz Sigorta Birliği’nin etkinlikleri sırasında yabancı misafirleri ağırlarken ‘Acaba onlara neler sunabiliriz?’ düşüncesiyle başladık projeye. Misafirler bugünkü İstanbul’un güzelliklerine şahit olurken eskisiyle bugünü birlikte sunalım istedik ve bu düşünce bizi Sigorta Haritaları Sergisi’ne yöneltti. Sergiyle birlikte hem Türkçe hem de İngilizce kitapçık hazırlayıp misafirlerle paylaştık.”
Yurt dışında benzerleri olsa da Sigorta Haritaları Sergisi’ndeki kayıtların Türkiye için nev-i şahsına münhasır olmasına dikkat çeken Bornovalı, “Osmanlı döneminde bu projedekinden biraz daha öncesinde yabancı haritacılar tarafından hazırlanmış haritalar var ancak çerçevesi çok sınırlı ve dışarıdan bir göz olarak kalmış. Pervititch’in özelliği ise dört yaşında İstanbul’a gelmesi ve gündelik hayatın içinde tümüyle gerçeğimizi tanımış olması. Dolayısıyla kendinden öncekilerden farkı, İstanbul’u bir İstanbullu gibi yansıtmayı başarmış olması diyebiliriz” şeklinde konuştu.