Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Bayrak, Düzce’de önceki gün yaşanan 5.9’luk depremde 1999 Düzce depreminde 5-6 kilometrelik kırılmayan kısmın kırıldığını ve enerji boşalımı yaşandığını belirterek "Kalan enerji ise artçı şoklarla boşalacak. Yani bu artçı şoklar büyüklüğü ve sayısı zamanla azalarak birkaç ay içerisinde fay dengeye oturacaktır. Bundan sonra bu bölgede Kuzey Anadolu fayının İzmit ile Düzce arasında çok yakın zamanda büyük bir deprem beklemek doğru değil" dedi.
Düzce’de önceki gün sabaha karşı yaşanan 5.9’luk deprem Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bir çok ilde hissedilirken, konuyla ilgili uzmanlardan açıklamalar da peş peşe geldi. Depremin hemen ardından yakın zamanda aynı bölgede büyük bir deprem yaşanacağını iddia eden uzmanlara karşılık yaşanan depremle enerji boşalımı olduğu ve çok yakın zamanda deprem beklemenin doğru olmadığı belirtildi.
"Beklenen bir Marmara depremi olacaktır ama ne zaman olacağını tahmin etmek, zaman vermek doğru değil"
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Bayrak, “Gölyaka civarındaki fayın 1999 Düzce depreminde 5-6 kilometrelik kırılmayan kısmı kırıldı. Yani oradaki enerji tamamen boşalmış oldu bundan sonra bu bölgede Kuzey Anadolu fayının İzmit ile Düzce arasında çok yakın zamanda büyük bir deprem beklemek doğru değil. Kırılmayan kısım, İzmit’in batısında Marmara Denizi içinde kırılmayan kısım var. Dolayısıyla orada bir enerji birikimi stres birikimi var. Dolayısıyla bundan sonra bölgedeki depremi Marmara’nın içinde beklemek daha doğru. Beklenen bir Marmara depremi olacaktır ama ne zaman olacağını tahmin etmek, zaman vermek doğru değil. Sağlıklı bir zaman vermek imkânsız. Bu depremin Türkiye’deki diğer fayları tetikleme ihtimali yoktur, bu bağımsız bir fay. Dolayısıyla burası kırılmıştır, buradaki enerji boşalımı meydana gelmiştir. Kalan enerji ise artçı şoklarla boşalacak. Yani bu artçı şoklar büyüklüğü ve sayısı zamanla azalarak birkaç ay içerisinde fay dengeye oturacaktır. Karadeniz’i veya başka fayları tetikleme imkânı yoktur. Karadeniz’de oluşan depremler Karadeniz’in içinde ve karada küçük büyük faylar var. Buralar zaman zaman küçük depremler 4’den daha küçük depremler meydana gelmektedir. Dolayısıyla bunlar yıkıcı değil tehlike potansiyeli de yoktur” diye konuştu.
"Marmara’da meydana gelebilecek depremin şiddeti tahminime göre 7’den daha büyük bir deprem olacak"
Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde olduğunu, Anadolu’da çok sayıda küçük ve büyük fay hatları olduğuna dikkat çeken Bayrak, “Türkiye,Alp-Himalaya kuşağı dediğimiz aktif bir deprem kuşağı üzerindedir. Ülkede büyüklü küçüklü çok sayıda faylar var. Dolayısıyla aktif bir deprem bölgesinde yaşıyoruz, depremler her zaman ülkemizde olacaktır. Bu depremleri tahmin etme yerine bu depremlerden ders çıkartıp daha iyi bir yapılaşma şehirleri daha iyi yerlere kurmalıyız. Kentsel dönüşüm iyi bir şekilde takip edilip yapılmalı. Özellikle İstanbul için çok büyük bir yıkım ve zarar olmaması için dönüşümün sağlıklı ve hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yani İstanbul’da mutlaka bir deprem olacaktır. Ancak 10 sene sonra mı olur? 20 sene sonra mı olur? Bunu beklemek yerine şehrimizi, İstanbul’u ülkemizdeki diğer şehirleri depreme hazırlıklı hale getirmemiz gerekir. Dolayısıyla 1999 İzmit veya Düzce depremlerine yakın daha büyük bir deprem meydana gelebilecektir. Yani 7 ile 8 arasında bir deprem beklemek bu bölgede mantıklıdır” ifadelerini kullandı.
"Karadeniz’de Batum’dan Romanya açıklarına kadar denizde kıyıya paralel bir fay hattı var"
Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki deprem tehlikesi ve bölgedeki fayların izlenmesi ile ilgili olarak ise Prof. Dr. Yusuf Bayrak, "Biz Kandilli ile birlikte Doğu Karadeniz’de 4 tane deprem istasyonu kurduk. Bunlardan biri Trabzon’da, bir tanesi Bayburt’ta, bir tanesi Rize’de birisi de Giresun’da. Bu bölgeyi izlemeye devam ediyoruz. Yeni bir proje yazdık onun sonucunu bekliyoruz. Deprem istasyonlarının sayısını artırıp bölgeyi daha detaylı çalışıp fayları gözlemlemek istiyoruz. Dolayısıyla projemizin kabul edilmesini ve desteklenmesini bekliyoruz. Bundan sonra Karadeniz için daha iyi şeyler söyleyebileceğiz. 1968 yılında Bartın Depremini meydana getiren bir fay. Dolayısıyla buradaki deprem 6.8 büyüklüğü bu depreme kadar Bartın aynı Trabzon gibi diğer Karadeniz illeri gibi dördüncü ve beşinci derece bir ildi. Ancak bu depremden sonra birinci derece deprem bölgesine alındı. Ayrıca bu yapı önceki yıllarda Batum açıklarında da 6 civarında bir deprem meydana getirmişti. Dolayısıyla batma-dalma zonu iyice takip edilmesi gerekiyor. Buradaki hareket hızı çok düşük yani yıllık 1-2 milimetre kadar. Dolayısıyla burada büyük depremler oluşma periyodu belki de bin yıl, beş yüz yıl civarında olabilecektir. Kısa bir sürede burada deprem olacak ya da olmayacak demek zor. Dolayısıyla bunları gözlemleyip sonuca varmak daha sağlıklı sonuçları verecektir” şeklinde konuştu.