Mersin’de özel bir hastanede bademcik ve geniz eti ameliyatı olan şahıs, 17 gün sonra hayatını kaybetti. Bu süreçte 5 kez kanaması olduğu ve en son ambulansla kaldırıldığı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden özel hastanenin doktoru tarafından özel araçla alınarak ameliyata sokulduğu ileri sürülen şahıs, kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Gözü yaşlı aile, ameliyatta doktorun ihmali olduğunu iddia ederek şikayetçi olurken, İl Sağlık Müdürlüğü konuyla ilgili soruşturma başlattı.
İddiaya göre, Almanya’da yaşayan 2 çocuk babası Muammer Aydoğdu, 2022 yılı Aralık ayında Mersin’de yaşayan kardeşlerinin yanına geldi. Burada nefes sıkıntısı çektiği için 24 Aralık tarihinde özel bir hastanede bulunan kulak burun boğaz doktoru C.B. ile görüşen Aydoğdu’ya, yapılan muayene sonrasında geniz eti ve bademcik ameliyatı yapılmasına karar verildi. 26 Aralık’ta ameliyatları gerçekleştirilen Aydoğdu, 3 gün hastanede yattıktan sonra taburcu edildi. Ardından kanamaları olan Aydoğdu, ameliyat olduğu doktora başvurarak 4 gün daha hastanede yattı. En son 12 Ocak 2023 tarihinde evdeyken yoğun bir kanaması olan şahıs, ambulansla Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Durumu öğrenen doktor, özel aracıyla hastaneye giderek hastasını müdahalenin kendi hastanelerinde yapılması için ikna etti ve özel aracıyla çalıştığı hastaneye götürdü. Doktor, burada Aydoğdu’yu hemen ameliyata aldı. Ancak Aydoğdu, yürüyerek girdiği hastanede hayatını kaybetti. Doktorun ameliyatta ihmali olduğunu iddia eden aile ise şikayetçi oldu.
"Arkamızdan sivil aracıyla geldi"
Yaşananlarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan abla Songül Yıldırım, kardeşinin hastaneye geniz eti şikayetiyle gittiğini söyledi. Burada doktorun geniz etinin yanında bademcik ameliyatının da yapılması gerektiğini kendilerine söylediğini belirten Yıldırım, "Kardeşimle karar verdik ve 26 Aralık’ta ameliyata alındı. Ameliyattan sonra ’iyi, her şey normal gitti’ dediler. Bir süre sonra kanamalar oldu ve hastanede lazerle yakılarak durduruldu. Taburcu olduktan sonra 5. kanamada artık ambulans çağırdık. Tabii bu süreçte doktoruyla görüşmüştük. Ambulans daha evdeyken üniversiteye değil de kendi hastanelerine getirmelerini söylüyordu. Ancak ambulanstaki sağlıkçılar, yoğun kanaması olduğu için tam teşekküllü bir hastaneye götürmeleri gerektiğini söyleyerek, üniversite hastanesine götürdü. O da hemen arkamızdan kendi sivil aracıyla geldi. Orada kardeşime baktı ve ’kanama durmuş’ diyerek kendi çalıştığı hastaneye götürmeyi istedi. Bizi ikna ederek kardeşimi kendi sivil aracıyla hastaneye götürdü" dedi.
"Hastaneye girdiğinde kardeşim kendindeydi, bilinci yerindeydi"
Kardeşinin doktorla yürüyerek hastaneye girdiğini belirten Yıldırım, "Bilinci yerindeydi, konuşuyordu. Zaten üniversite hastanesinde ayağa kalktı. Böyle olunca kendi aracıyla özel hastaneye götürdü. Kardeşim üniversite hastanesinde kalsaydı kesinlikle kurtulacaktı. Çünkü kan takviyesi yapılacaktı, müdahale edilecekti. Özel hastanede hiçbir imkan yokken, o hastaneye neden götürüyor? Burada doktorun büyük bir ihmali var. Ameliyatta ihmali olduğunu düşünüyoruz. Hadi ameliyatta yanlış bir şey yaptı, kardeşimi üniversite hastanesinden almasa yine kurtulacaktı. Çok yoğun kanaması olduğu halde hiçbir şekilde kan takviyesi yapılmadı" diye konuştu.
Doktorla ilgili hukuki süreç başlattıklarını vurgulayan Yıldırım, "Bizim canımız yandı, başka kimsenin canının yanmasını istemiyoruz. Bu doktorla ilgili ne gerekiyorsa yapacağız. İnşallah gereken cezayı alır" ifadelerini kullandı.
"Özellikle hastaneye götürülme sürecinde doktorun büyük ihmali olduğunu düşünüyoruz"
Ailenin avukatı Burak Balcı ise doktorun ihmali şüphesiyle suç duyurusunda bulunduklarını kaydederek, "Özellikle hastaneye götürülme sürecinde doktorun büyük bir ihmali olduğunu düşünüyoruz. Özel aracıyla gelip üniversite hastanesinden rahmetliyi almasıyla ilgili görüntüleri talep ettik. Otopsi zaten yapıldı. Otopsinin ilk raporu çıktı ve ayrıntılı raporun çıkmasını bekliyoruz. İlk otopside boğazda gazlı bez kaldığına dahil bulgular söz konusu. Tam ölüm sebebi ise ayrıntılı raporda belli olacak. Ailenin doktordan herhangi bir maddi veya manevi talebi yok. Sadece bu sorunun bir daha yaşanmamasını istiyor. Çünkü bu doktorla ilgili bir takım şikayetler de mevcut. Bu problemlerin bir daha yaşanmaması için yasal süreci takip ediyoruz" şeklinde konuştu.
Doktor iddialara cevap verdi
Öte yandan, ihmali olduğu ileri sürülen doktor C.B. ise, telefonda görüştüğü İHA muhabirine, otopsi raporu çıktığında her şeyin çok daha net ortaya çıkacağını belirterek, hastasını özel aracıyla üniversite hastanesinden almasının gerekçesini şöyle açıkladı:
"Ben hastamı sahiplenirim. Baktım orada 1 aylık bir kulak burun boğaz hekimi var. Orada bir şey olacak olursa doktoru arayacak. Doktor kalkacak, üstünü giyinecek, gelecek ve hastaya müdahale edecek. Hastayı insan gibi sahiplendim. Başkası olsa diyebilir ki, ’hasta benden gitmiş ne olursa olsun’ derdi. Ben bunu demiyorum, yani bir insan olduğu için demiyorum."
Diğer yandan Mersin İl Sağlık Müdürlüğünce de şikayetlerin incelenmesi için Akdeniz İlçe Sağlık Müdürlüğünden bir uzman hekimin görevlendirildiği, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.