Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından açıklanan MGK bildirisinde, "Bölgemizde; sınırlarımızı, şehirlerimizi, vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi hedef alan hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyeceği, bunun için gereken her adımın kararlılıkla atılacağı hususu vurgulanmıştır" denildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki MGK Toplantısı sona erdi. Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantı sonrası yayımlanan bildiride şu ifadelere yer verildi:
Toplantıda; PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve ilave tedbirler müzakere edilmiştir.
Yüce milletimizin ve eşsiz ülkemizin savunmasını ve güvenliğini sağlamak maksadıyla BM şartının 51. maddesi kapsamında güney sınırlarımız boyunca icra edilen operasyonların tek hedefinin terör örgütleri olduğu, bölgemizde; sınırlarımızı, şehirlerimizi, vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi hedef alan hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyeceği, bunun için gereken her adımın kararlılıkla atılacağı hususu vurgulanmıştır.
Teröre karşı verdikleri kahramanca mücadelede; millî ve milletler arası hukuk ile insan hakları ve kamu vicdanına mutlak bir bağlılıkla hareket etmeyi ilke olarak benimseyen güvenlik kuvvetlerimizin, ağır darbe alan bölücü terör örgütüne nefes aldırmak maksadıyla yalan ve iftiraya başvuran çevrelerce hedef alınmasına hiçbir surette müsamaha gösterilmeyeceğinin altı çizilmiştir.
Türkiye’nin uzlaşmacı ve samimi yaklaşımı ile çözüm odaklı diyalog tekliflerine kayıtsız kalan Yunanistan’dan gayri askerî statüdeki adaların silahlandırılması başta olmak üzere uluslararası hukuku ve antlaşmaları ihlal eden faaliyetlerine bir an evvel son vermesini beklediğimiz kuvvetle vurgulanmıştır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci statüsünde kabulünden duyulan memnuniyet dile getirilmiş; Kıbrıs meselesinde hakikatleri ve hakkaniyeti esas alan çözüm yollarını kapatma gayretlerinin akamete uğramaya mahkûm olduğu ve Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin haklı davasına verilen desteğin kararlılıkla sürdürüleceği ve diğer uluslararası kuruluşlar ile ülkelerden benzer adımları beklediğimiz ifade edilmiştir.
Bosna-Hersek ve Kosova’da meydana gelen son gelişmeler değerlendirilmiş; bölgedeki istikrar, huzur ve barış ortamının muhafazası için ayrılıkçı söylemler ve tek taraflı girişimlerden kaçınılması çağrısında bulunulmuştur."