Atılım Üniversitesi öncülüğünde yürütülen proje ile Türkiye, osmotik enerji teknolojisini kullanarak doğal su kaynaklarından elektrik üretimine yönelik adımlar atıyor.
Atılım Üniversitesi’nin yürütücü kuruluş olduğu projede, doğal su kaynaklarından elektrik enerjisi elde edilmesi hedefleniyor. Proje çerçevesinde nehir suları ile deniz sularının karıştırılması yoluyla elde edilebilen osmotik enerjinin membran filtreler aracılığıyla geri kazanabilmesi planlanıyor. Konu hakkında İHA muhabirine açıklama yapan Atılım Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver Güler, Japonya ikili iş birliği ve çoklu işbirliği projeleri sayesinde bu teknolojinin Türkiye’ye kazandırıldığını belirtti. Güler, doğada var olan ve tuzluluğu az olan nehir suyu ile tuzluluğu fazla olan deniz suyu gibi doğal su kaynaklarının karışımından bir enerji açığa çıktığını vurgulayarak, ”Bu enerjinin potansiyeli çok yüksek fakat ülkemizde çok tanınır değil. Japonya ile olan projelerle biz bu teknolojiyi ülkemize kazandırdık, bu konuda şanslıyız ve gururluyuz” diye konuştu.
“Araştırılma aşamasında olmasına rağmen hem ülkemizde hem de global anlamla potansiyeli çok yüksek”
Doç. Dr. Güler, konu hakkında oldukça deneyimli olduğunu ve Hollanda Twente Üniversitesi’nde doktorasını tamamladığını belirterek, doktorada da yine aynı teknoloji üzerine çalıştığını vurguladı. Güler, Atılım Üniversitesi’nin katkısıyla projenin devam ettiğinin altını çizerek, “Tabii ki ürettiğimiz membran malzemeler farklıydı ve aynı tecrübeyi yine ülkemize kazandırarak Atılım Üniversitesi’nin de yürütücülüğüyle böyle bir projeye başladık. Ülkemiz için bu tabii ki çok önemli fakat çok tanınır değil. Araştırılma aşamasında olmasına rağmen potansiyeli çok yüksek. Özellikle nehir sularının ülkemizde deniz suyuna aktığı yerlerde bu teknoloji uygulanabilir. Ülkemizde bu konuda enerji üretme potansiyeli olan 8 büyük nehir bulunmakta. Buna yönelik literatürde bazı araştırmalar mevcut. Bin megawatt (MW) gibi bir elektrik enerjisi potansiyeli biliniyor. Tabii ki bunu da olabildiğince geri kazanmak bizim görevimiz” ifadelerine yer verdi.
“Hiçbir emisyon değeri bulunmayan bir enerji türü”
Sürdürülebilir enerji kaynakları sorulduğunda akla ilk olarak güneş ve rüzgar enerjisi geldiğini dile getiren Güler, bu enerji türlerinin bazı eksiklikleri olduğunu vurgulayarak, ”Güneş enerjisi güneş olduğunca söz konusu, rüzgar enerjisi ise yine rüzgar olunca söz konusu. Ama bu ozmotik enerji dediğimiz enerji türü, nehirler denize aktığı sürece ve yılın her mevsiminde alabileceğiniz bir enerji türü. Tamamen temiz bir enerji, hiçbir emisyon değeri bulunmayan bir enerji türü. Uluslararası Enerji Ajansı da son zamanlarda bunun önemini vurguladı. Daha doğrusu enerjiye olan talebin su ve gıdaya olan talepten daha fazla artacağını vurguladı. Tabii ki başka kaynaklar da bunun gün geçtikçe önemini vurgulamaktadır” dedi.
Dr. Güler, Hollanda’nın bu teknolojide öncü olduğunu vurgulayarak, “Ben de doktora çalışmalarımda şanslı olarak bu öncü gruba dahil olmuştum. Atılım Üniversitesi de bu konuda bu projeyi yürüterek, yürütücü kuruluş olarak bunu devam ettirmektedir. Ülkemizde ilk defa bu konuda uluslararası anlamda bir proje kazandırmış bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.