Libya’da akaryakıt tankeri devrildikten sonra yaşanan patlamada ağır yaralanan ve tedavileri için Türkiye’ye getirilen hastalar dehşet anlarını anlattı. Libyalı Mohammed Abdulselam Ateeq, “Alevlerin içinden çıktım şehadet getirdim, o anda çocuklarım ve eşim aklıma geldi, onları geride bırakmak istemedim. Akrabalarımın da çocukları vardı, gözlerimin önünde yandılar. Bir yandan unutmaya çalışıyorum bir yandan hep aklıma geliyor. İlk geldiğimizde açıkçası iyileşeceğimize çok ümitli değildim, Türkiye bize çok iyi bakıyor” dedi.
Libya’da geçtiğimiz ay bir akaryakıt tankeri devrildikten sonra yaşanan patlamada can kayıpları yaşanırken çok sayıda kişi yaralandı. Ağır yaralanan kişilerden 7’si tedavi için Türkiye’ye getirildi. Vücudunda ciddi derecede yanık bulunan, hayati risk taşıyan 7 kişi için Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedaviye başlandı. Ekiplerin gece gündüz demeden hummalı bir şekilde arka arkaya gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde 1,5 aydır hastanede tedavi gören 7 kişiden 3’ü geçtiğimiz günlerde taburcu oldu. Hastanede tedavisi devam eden 4 kişinin duruma ilişkin Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yanık Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Turan bilgi verdi. Turan, yaralıların çok ağır, neredeyse kurtarılamayacak pozisyonda hastaneye ulaştığına dikkat çekerken, yaralılar patlamadaki dehşet anlarını İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Mohammed Abdulselam Ateeq, patlamada yakınlarını kaybettiğini anlatırken duygusal anlar yaşadı.
"Yüzde 95 ölümle iştigal olan yaralar”
Hastaların durumu ve gerçekleştirilen operasyonlar hakkında bilgi veren Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yanık Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Turan, "45 gün önce Libya’da büyük bir patlama olduğunu öğrendik. 45 gün önce hastalarımıza yoğun bakımımıza kabul ettik. Hafta sonu gece 23.30’dan itibaren hastalar gelmeye başladı, sabaha kadar çok ağır hastaları kabul ettik. Gelir gelmez de hemen hızlı bir şekilde ameliyatlarına başladık. Bu hastaların 7 tanesinin ameliyatı her gün 12 saat sürüyordu. Sürekli ekip yenileyerek 15 gün boyunca her gün neredeyse ameliyatlarını devam ettirdik, yaşamda kalmalarını sağladık. Bize iletilen en ağır vakaların gönderildiğiydi, onlardan biri; Adil’in oranı yüzde 60-70’ye yakın tam kat cilt kaybına yakın ağır yaralılardı. Bu yara oranları dünya literatüründe yüzde 95 ölümle iştigal olan yaralardır. Çok şükür, bu hastaları sağlıklarına kavuşturduk. Bütün hastane el birliğiyle çalıştı ve Libyalı hastalara şifa olduk.3 tanesi taburcu oldu, diğer 4 tanesi de artık taburculuk aşamasında, deri yanıklarının iyileşme süreci devam ediyor. Plastik cerrahi işlemleri gerekebilecek minör işlemleri kaldı" şeklinde konuştu.
"Negatif basınçlı yoğun bakım ortamlarında takip edilmeleri gerekiyor”
Prof. Dr. Turan, ağır yanıklarda doğru müdahalenin önemine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Hasarın az olması için özellikle çok yakın, usulüne uygun işlemler yapılması gerekiyor. Yama olarak tabir ettiğimiz işlemler özel malzemelerle uygulandı, en modern tetkik ve tedavilerle bu hastaların sağaltılması yoluna gidildi. Yanan bir dokuyu orada bıraktığımız zaman bir hafta 10 günden sonra o doku vücudu zehirliyor. Bakteriler içinde bir zemin oluşturuyor ve bu hastaları kaybediyoruz. O dokuyu aldığımız zaman da bu sefer doku korunaksız kalıyor. Vücut bu sefer bakterilere açık hale geliyor onları korumak için özel yapay deriler dediğimiz malzemeler, hazır kolajen malzemelerimiz diğer koruma önlemlerimiz ve çok özel ameliyathane şartlarıyla bu hastaların negatif basınçlı yoğun bakım ortamlarında takip edilmeleri gerekiyor. Bu çok emek, sabır isteyen durumlardır. Ekibimiz bu tarz hastalara alışkın, şu an bu alt yapılan Avrupa’nın en büyük yara ve yanık alt yapısı. Öncelikle yanıktan korunmak lazım, iş güvenliği önlemleri çok önemli"
“Onların da çocukları vardı gözlerimin önünde yandılar”
Yakınlarını alevler içinde gördüğü anı unutamadığını anlatan Mohammed Abdulselam Ateeq, “Olay gerçekleştiğinde amcam, yakınlarım oradaydı, onların yandığını gördüm. Alevlerin içinden çıktım, şehadet getirdim, o anda çocuklarım ve eşim aklıma geldi, onları geride bırakmak istemedim. Büyük bir patlama olduğu için insanlar havaya uçuştu. Çok kötü yanıklar oldu, çok şükür onların arasından kurtulduk. Aralarında akrabalarım vardı, çoğu da evli ve çocukları vardı. Birçoğunu yanarken gördüm. Sonra hastaneye kaldırıldım, Türkiye’ye getirdiler, burada bir ay sonra en yakın arkadaşlarımın, akrabalarımın ölüm haberini aldım ve bu beni çok üzdü ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Onların da çocukları vardı gözlerimin önünde yandılar. Bir yandan unutmaya çalışıyorum bir yandan unutamıyorum hep aklıma geliyor. İlk geldiğimizde açıkçası çok ümitli değildim, yaralarım çok derindi. Geldikten sonra bize 7-24 burada çok iyi baktılar. Özellikle Mustafa Hoca ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Libya’daki sevdiklerime şunu söylemek istiyorum; Türkiye bize çok iyi bakıyor, herkes bizimle çok iyi ilgileniyor. Türkiye’de değil, sanki Libya’daymışız gibi onların da içi rahat olsun. Bizim hiçbir sıkıntımız yoktur” şeklinde konuştu.
“İlk geldiğimizde bizim çok ümidimiz yoktu”
Patlama sonrası halini aklına getirdiğinde iyileşmeyeceğini düşündüğünü anlatan ve gerçekleştirilen tedaviyle çok iyi bir noktaya geldiğini belirten evli ve 2 çocuk babası olan Adill Ali Mohammed Etaher, “Gece 3-4 civarında patlama gerçekleşti. Bundan fazlasını ben de hatırlamıyorum. Patlama olduktan sonra bizi hastaneye götürdüler, ilk yardım yapıldı. Biz 7 hastayı Türkiye’ye sevk ettiler. İlk geldiğimizde bizim çok ümidimiz yoktu, burada çok iyi karşılandık. Bizimle geldiğimizden beri çok çok ilgilendiler, onların sayesinde iyileşmeye başladık. Bize tam olarak hayal gibi geldiği için sadece patlama anını hatırlıyorum, ondan sonrasını, çalışma arkadaşlarımı hatırlamıyorum” dedi.