Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından İstanbul’da bina deprem riski testi başvuruları arttı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İstanbul’da binalarının durumunu öğrenmek isteyenler tarafından 6 günde 40 bin 379 başvuru yapıldığını söyledi. Bugüne kadar yapılmış analiz sonuçlarını da paylaşan Gökçe, “318 bina durduğu yerde çökebilir durumda, bin 125 bina ise yüksek risk içeriyor” dedi.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İSTON İstanbul Beton Elemanları ve Hazır Beton Fabrikaları A.Ş.’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İstanbulların depreme karşı binalarının dayanıklılığını ölçmeleri için İstanbul Büyükşehir Belediyesi, uzmanları ile 10 kata kadar olan yapılarda ücretsiz hızlı tarama metoduyla hasar tespiti yapıldığını söyleyen Gökçe, binalarının durumunu öğrenmek isteyenlerin ne yapması gerektiğini ve deprem risk analizinin İBB tarafından nasıl yaptığını Yapı Laboratuvarı’nda anlattı. Gökçe, binalarının durumunu öğrenmek isteyenler tarafından 6 günde 40 bin 379 gibi oldukça yüksek bir başvuru yapıldığını, başvuruların internet ortamında gerçekleştirilebileceğini belirtti. Şu ana kadar yapılan analizlerin sonucunu da paylaşan Buğra Gökçe, 318 binanın durduğu yerde çökebilir durumda olduğunu, bin 125 binanın ise yüksek risk içerdiğini ifade etti.
“318 bina durduğu yerde çökebilir durumda, bin 125 bina ise yüksek risk içeriyor”
6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından yoğun bir başvuru yağmuruna tutulduklarını söyleyen Dr. Buğra Gökçe, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 2019 yılının Temmuz-Ağustos ayından 2022 yılı sonuna kadar 107 bin binaya gitmiş vaziyetteyiz. Ne yazık ki 2022 sonuna kadar bunların 29 bin 700 binine girebilmiş vaziyetteyiz. Binaların çok büyük bir bölümü, yüzde 70’inden fazlası İstanbul Büyükşehir Belediyesinin binasının depreme mukavemeti yönünde bir hızlı tarama yapmasına müsaade etmemiş vaziyette. Yüzde 30’a yakın kısmından da bir analiz almışız. 318 tane binamız bu analize göre durduğu yerde çökebilir durumda, E sınıfı bile değil. Bin 125 tane binamız da D ve E sınıfı olarak yüksek risk içeren binalar olarak kodlanmış vaziyette ve biz bunun üzerinden bir eylem planı hayata koymaya karar verdik. Kira yardımı yapılması yönünde. Çünkü İstanbul’da kira fiyatları mevzuatın tarif ettiği bin 150 lirayla karşılanabilir durumda değil. Biz önce meclisimize ifade ettik, sonra mecliste yoğun tartışmalar oluştu ancak karar resmi olarak 3 katı olarak biçiminde telaffuz edilmemekle birlikte başkanlık makamına yetki verildiği ifade edilen bir karar oluştu. Bununla biz 15 beş gün önce Avcılar’da ilk binamızı 3 kat kiraya vermek suretiyle yıktık. Artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi 318 tane kendi kendine yıkılmak durumunda olan binadan başlayarak, ikinci aşamada bin 525 beş tane D ve E sınıfı olduğunu tespit binaları yıkarak 4 bin 500 lira kira yardımı verecek. Bu yardımı mevzuatımız esasında sadece ev sahibine vermeyi bunu görüyor, kiracıya kira yardımı yapılmasına ilişkin bir düzenlememiz yok. Kiracıya tek seferlik taşınma yardımı veriliyor. 6306 sayılı kira yönetmeliği. Bunun riskli yapıların boşaltılması anlamında önemli bir açılım olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“6 günde 40 bin 379 başvuru yapıldı”
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra gelen başvuruların son 3 yılda alınan başvurulardan çok daha fazla olduğunu belirten Gökçe, “3 buçuk yılda 29 bin 700 civarında, yani 30 bine yakın başvuru almıştık. 6 Şubat depremi sonrası sayfamız dakikada 10 bin tıklanan biçimiyle çok yoğun bir talep gördü. Yurtdışıdan, ülkemizin muhtelif kentlerinden, İstanbul dışından da çok sayıda vatandaşımızın binamın durumunu tespit etmek anlamında bana bir yardımda bulunabilir misiniz diye İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvurmuş olduğunu, bunun hemen hemen ülkelerin tüm kentlerinden ulaştığını bilginize sunmak istiyorum. Bir başka çarpıcı rakam vereyim, 3 buçuk yılda 29 bin 700 civarında başvuruya, kapısına gidip birebir talep edip biz ulaşabilmişken, şu anda, 6 günde aldığımız başvuru sayı bu sabah itibariyle 40 bin 379” diye konuştu.
“10 kata kadar olan yapılarda hızlı analiz ücretsiz”
Dr. Buğra Gökçe, yasal olarak 10 kata kadar olan binalarda hızlı analizin gerçekleştirilebileceğini söyleyerek, “Bizim hızlı bina analizimiz, 10 kata kadar yapılar için teknik olarak mümkün. Dolayısıyla yapı 10 katı geçtiğinde hızlı bina analizinin akredite kuruluşla tarafından karot numunesi alınmak koşuluyla, basınçlı deneylerle laboratuvar ortamında ayrıca sonuçlandırılması gerekiyor. Dolayısıyla bu bir teknik zorunluluktur. 10 katın üstündeki yapılarda hızlı taramayı yapamıyoruz. Önceliğimiz 2000 öncesi yapılarda ama 2000 sonrası yapıları da incelemeye alacağız ve bir süre sonra onlara ilişkin de bir test sonuçlarını vatandaşımıza veriyor olacağız. Vatandaşlarımızın da 3 buçuk yıldır sürdürdüğü çekingen ve bizi daha fazla evine almak istemeyen, bu analizleri öğrenmek istemeyen, öğrenirsek emlak değeri düşer, kira değeri düşer, evimizi satamayız, kiraya veremeyiz, verirsek daha düşüğe veririz, diyen yaklaşımdan, artık bunun bu denizin gidilecek yeri yok, bitti, artık bu gerçekle yüzleşelim ve bu yapımızı yenileyelim diyen bir yere gitmesi gerekiyor. Bu analizlerimiz biraz evvel ifade ettiğim gibi, ücretsiz ve 10 kata kadar yapılar için geçerli. Bina tespiti bilimsel olarak böyle. 10 kattan sonrası için ve 6306 sayılı kanun kapsamında yapılacak işler için Çevre Şehircilik Bakanlığının akredite olmuş, kurum kuruluşla laboratuvarlarıyla bu işi yapmak yaşam zorunluluktur” ifadelerini kullandı.