Bursa’da sivil toplum kuruluşu temsilcileri, İsveç ve Hollanda’da Kur’an-ı Kerim yakılmasını protesto etmek için bir araya geldi.
Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde ve Hollanda’nın Lahey şehrinde Kur’an-ı Kerim yakılmasını protesto etmek için toplanan sivil toplum kuruluşları temsilcileri, basın açıklaması yaptı. Orhangazi Parkı’nda yapılan basın açıklamasına AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten de katıldı.
Basın açıklamasında konuşan AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, "Batı medeniyetinden bizi üzen eylemler devam ediyor. Tarih boyunca böylelerdi, İslam’ın, hakikatin düşmanıydılar. Ama milletimizin Kur’an’a ve İslam’a bağlılığı kıyamete kadar devam edecek" dedi.
Basın açıklaması yapan Burhan Sayılgan, "Kur’an-ı Kerim; tüm insanlar için kıyamete kadar hükmü asla değişmeyecek, ilelebet varlığı devam edecek, bütün zaman ve mekânlarda bir kurtuluş, hidayet rehberi, hayatın tüm alanlarına hitap eden kutsal, ilahi bir rehberdir. Allah’a imanın temel şartlarından biri de Kur’an-ı Kerim’e iman etmektir. İsveç Stockholm ve Hollanda’nın Lahey şehrinde bir kafir, bir faşist, Kur’an-ı Kerim’i hedef alan alçakça bir saldırı gerçekleştirdi. İsveç ve Hollanda devlet yetkililerinin izniyle gerçekleştirdiği Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemi en başta Allah’a, İslam dinine ve tüm Müslümanlara ve hatta bütün insanlığa yönelik alçakça bir nefret eylemidir. Avrupa’da, özellikle son yıllarda planlanmış bir şekilde Müslümanların dinine, kutsallarına ve değerlerine karşı düşmanlık ve nefret eylemleri her geçen gün yaygınlaşıyor. Farklı ülkelerde bir sapkın, kafir, faşist çıkıyor Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetlerin değiştirilmesi gerektiğini söylüyor, başka bir kafir, sapkın, faşist çıkıyor Kur’an-ı Kerim’i yakıyor; başka bir sapkın, faşist çıkıyor İslam dinini ve Müslümanları terör kaynağı olarak gösteriyor. Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara karşı devletlerin desteğiyle yaygınlaşan bu düşmanlık ve nefret eylemleri tüm insanlığın huzur ve barışını yok etmektedir.
İslam dinini ve Müslümanları hedef alan, değerlerimize hakaret eden, Müslümanların yaşamını tehdit eden bu provokatif, alçakça eylemlere ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz ve en güçlü şekilde lanetliyoruz. Çünkü bu bir nefret suçudur. Avrupa kendi tarihinin karanlık dönemlerine dönüyor. Avrupa’da Haçlı zihniyeti yeniden ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Bu faşizan nefret suçunu kimse özgürlük ve hoşgörü diye savunamaz. Avrupa bu karanlık gidişe dur demek zorunda. Böyle bir eylemin tesadüfi olmadığının farkındayız. Bu eylemler Türkiye’nin küresel bir güç oluşuna karşı planlanmış provokatif planlı bir eylemdir. Bu eylemler dinen ve ahlaken çöken, bütün değerlerini yitirmiş Avrupa’nın dünyada İslamiyet’in yüceliğine karşı yapılan şuurlu bir saldırıdır. Avrupa Kur’an-ı Kerim’i yakarak Müslümanlığa veya Müslümanlara zarar verebileceğini mi zannediyor? Bu eylemler, tüm insanlığın huzurunu ve dünya barışını tehdit etmektedir.
Bütün dünyaya buradan sesleniyoruz, unutulmamalıdır ki, Allah’a yemin olsun ki, bu alçakça eylemler, bu nefret suçu ve tahrikler, Allah’ın nurunu asla söndüremeyecektir. İslam dini ve Kur’an-ı Kerim her geçen gün insanlığa ümit, huzur ve barışı sağlayacak yüce bir rehber olarak dünyanın dört bir köşesine ulaşacaktır. İslam dini ve Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar ilelebet var olacaktır. Bu alçakça eylemleri gerçekleştirenler ve destek verenler bu dünyada ve ahirette rezil ve zelil olacaktır. Ümmet olarak kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan ve yapılabilecek olan tüm saygısızlık ve saldırganlığa; dünyanın her yerinde ve her platformda, her daim tepkimizi gösterecek ve menfur eylemlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Son olarak, tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları, İslam düşmanlığını yaygınlaştıran bu alçakça eylemlere ve Müslümanlara karşı işlenen bu suçlara karşı durmaya, dayanışma halinde müşahhas tedbirler almaya çağırıyoruz" şeklinde konuştu.