İzmirli lise öğrencileri Devin İnan ve Rümeysa Çiçek, bakterileri tespit edebilen kağıt tabanlı bir biyosensör geliştirdi. İkili, özellikle gıda zehirlenmelerine son verecek olan proje ile Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) düzenlenecek yarışmada Türkiye’yi temsil etmeye hazırlanıyor. İnan ve Çiçek’in hazırladığı kit, az maliyetle 1 dakikalık bir süre içerisinde bakteri tespiti yapabiliyor.
İzmir’de Buca Fen Lisesi öğrencileri Devin İnan (17) ve Rümeysa Çiçek (16), Buca Belediyesi Buca Bilim ve Sanat Merkezinde yaptıkları 2 yıllık çalışma sonucunda önemli bir buluşa imza attı. Bakterileri tespit edebilen kağıt tabanlı bir biyosensör geliştiren öğrenciler, çalışmalarıyla özellikle gıda zehirlenmelerine son vermeyi hedefliyor. Çok düşük bir maliyetle kısa sürede bakteri tespitine yarayan çalışma, pek çok sektörde kullanılabilecek. Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda ödül elde eden Devin İnan ve Rümeysa Çiçek, Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenecek Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı’nda (ISEF) yarışmaya hak kazandı.
"Diğer bakteriler için de uygulanabilir"
Geliştirdikleri proje hakkında konuşan Rümeysa Çiçek, “Devin ile E. coli bakterisini tespit edebilen kağıt tabanlı bir biyosensör geliştirdik. E. coli, gıda zehirlenmelerinin büyük çoğunluğuna sebep olan, içme suları gibi günlük hayatta karşımıza çok sık çıkan ve Afrika gibi gelişmemiş ülkelerde kontaminasyonda payı çok büyük olan bir bakteri. Kağıt tabanlı bir biyosensör de çok yeni bir teknoloji. Biz projemizde sadece E. coli üzerine çalıştık ama antikor-antijen ilişkisine göre diğer bakterilere de uyarlanabilecek bir proje geliştirdik” dedi.
Bakteri varsa renk değişimi oluyor
Çiçek, hazırladıkları kitin nasıl uygulanacağını şu sözlerle anlattı: “Örneğin sütte bakteri varlığı tespit edilmek istendiğinde kit içerisinde bulunan bilgilendirme metnindeki işlem adımları uygulanacak. Eğer renk değişimi olursa bakteri olduğu anlaşılmış olacak. Biz, laboratuvarda kullanılacak gelişmiş bir sensörün yanı sıra vatandaşların da evlerinde kullanacağı şekilde kitler geliştirdik. 1 dakika gibi kısa bir sürede bakterinin olup olmadığı anlaşılabilecek. Klinik teşhisten tutun kozmetik sektörüne kadar pek çok alanda kullanılabilir. Gıda zehirlenmelerinin yanı sıra biyolojik sıvılarda bakteri tespiti de yapılabilecek. Üstelik bunlar çok daha düşük bir maliyetle gerçekleşecek.” Çiçek, elde ettikleri başarılar nedeniyle gurur duyduklarını belirterek Yale Üniversitesinde moleküler biyoloji ve genetik okumak istediğini söyledi.
Şirket kurmak istiyorlar
Devin İnan ise “Bu projeyle önce TÜBİTAK kimya alanında başvuru yaptık. Bölge sergisini birincilikle tamamladık. Sonra Türkiye finallerine gittik ve burada da birinci olduk. Birkaç ay sonra ön eleme yapıldı ve Amerika’da ISEF yarışmasına katılmaya hak kazandık. Bu, alanımızda dünyadaki en prestijli proje yarışması. Mayıs ayında ABD’ye gideceğiz. Ayrıca Teknofest’e katıldık, burada da kendi alanımızda birincilik elde ettik. Ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldık. Yurt içi ve yurt dışında pek çok yarışmaya katılıp dereceler elde ettik. ISEF, bilimsel açıdan bizi çok geliştirecek bir süreç olacak. Orada derece alırsak sınavsız geçiş hakkı da elde edeceğiz. İlk 3’e girersek Stanford Üniversitesinde burslu eğitim alabileceğiz. Çok mutluyuz. Biz bu proje ile hayallerimizin gerçekleşebileceğini öğrendik. Özgüvenimiz daha da arttı. Bu proje, gelecekte üzerine çalışacağımız bilim dalını seçmemiz konusunda da yardımcı oldu. Ben biyoloji alanında okumak istiyorum. Nörobiyolojide ve genetik alanında yüksek lisans yapmak istiyorum” ifadelerini kullandı. İnan, fikrin pandemi sürecinde geliştiğini, patent aldıktan sonra şirket kurmayı amaçladıklarını kaydetti.
“Geleceğin bilim ve sanat insanlarını yetiştirmeyi hedefliyoruz”
Devin İnan ve Rümeysa Çiçek’e rehberlik eden Biyokimyager ve Buca Belediyesi Buca Bilim ve Sanat Merkezi eğitmeni Cansu İlke Kuru da şunları söyledi: “Merkezimizde anaokulundan üniversiteye kadar her yaş grubundan bilim ve sanat alanında öğrencilerle çalışıyoruz. Bir anlamda geleceğin bilim ve sanat insanlarını yetiştirmeyi hedefliyoruz. çocuklarımızın her biri kendi ilgi alanları doğrultusunda yetiştiriliyor ve uluslararası platformlara hazırlanıyor. Devin ve Rümeysa da bu öğrencilerimizden ikisi. Onlar da 2 yıllık bir çalışma ile bilim alanında bir proje geliştirdi. Onların başarılı olmaları bizi çok mutlu etti.”