Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, “10-16 Mayıs Engelliler Haftası” vesilesiyle toplumun birer parçası olan bireylerin, herhangi bir uzvun sıkıntısını hissetmediği müddetçe gerçek anlamda bir aile veya toplum özelliğinin taşıyamayacağını ifade ederek, "Engelli vatandaşlarımız bizim için birer güç kaynağıdır. Toplumsal sorumluluk almalarına öncülük etmek, dayanışma ve yardımlaşma duygularımızın da güçlenmesini sağlayacaktır." dedi.
Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, mesajında şunları kaydetti; “Toplum, her bir bireyin acısını, sıkıntısını ve neşesini birlikte hissettiği ölçüde toplum olur. Bizler, engelliliği yalnız ferde ait veya o aileye ait bir problem olarak görüyorsak burada bir eksiklik vardır demektir. Engellilik, toplumun genel problemi olmak zorunda. Ailesinde engelli olmayanın da problemi var demektir. Bu problemi hissetmiyorsa toplum olma duygusunda bir eksiklik var demektir. Bu açıdan bakıldığında engelliler konusunda toplumun tamamına düşen görevler vardır. Merkezi ve yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına, üniversitelerimize düşen görevler vardır. Hamdolsun geldiğimiz nokta itibariyle, evde ve kurumda bakım hizmetleriyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şefkatli ve hassasiyet yaklaşımı ve devletimizin fedakâr çalışanlarıyla, engellilerimiz konusunda yapması gerekenleri büyük ölçüde yapmaya başladı. Bitti demiyoruz ama önemli bir mesafe kat edildi. Kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler engellilerimizin hareket alanını genişletecek, erişilebilirlik prensiplerini uygulamaya çalışıyor. Bu da güzel bir duygu olduğunu düşünüyorum. Çünkü, sevgi her engeli aşar.
‘Yaşamlarını Kolaylaştırıcı önlemler almak hepimizin ortak sorumluluğudur’
Kadim şehir Erzurum’da engelli derneklerimizin bir araya gelerek program icra edebilmeleri de güzel bir duygu. Kent Konseyi olarak, başta Erzurum Valiliği, Atatürk Üniversitesi, Aile ve Sosyal Politikalar Erzurum İl Müdürlüğümüzün koordinesinde, Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’in hassasiyet duyarlılığı ve alt belediye başkanlarımız ile birlikte yürütülen bir birinden ayrı değerli projeler için teşekkür ediyorum. Bu projeler bizleri umutlandırıyor. Engelli vatandaşlarımızın yaşama sevincini yitirmeden mutlu bir yaşam sürmeleri için çaba gösterilmesi, gerek birey olarak gerekse devlet ve toplum olarak temel sorumluluğumuzdur. Engel, hayatı engellemeyecek durumda olmalı. Engelimize takılıp kalmadan hayatı en güzel şekilde yaşamanın yollarını aramalıyız, bu konunun eğitimini yapmalıyız. Engellinin halinden anlamayan, gönlünde engel olan kişiler, asıl problem onlardır. Bizler, gönlünde engel olmayan, engellinin halinden anlayan insanlardan oluşan bir toplum arzuluyoruz. İstiyoruz ki bütün insanlar, birer engelli adayı olduğunu bilsinler ve engellilerin toplumda yaşamış oldukları günlük sıkıntıları hissederek, onlara acıyarak değil, onları anlayarak günlerini geçirsinler. Onlarla ilgili olarak herkesin yapması gerektiği bir şeylerin olduğunun farkında olsunlar. Evinden çıkıp bir kurumda işi olan kardeşimiz aradığında onun ulaşım ihtiyacını karşılıyoruz ve evine tekrar bırakıyoruz. Engelli kardeşlerimiz hayata küsmesinler. Hangimizin engelli olacağını hiç kimse bilemez. Bugüne kadar tüm talepleri yerine getirdik. Bundan sonra da aynı gayreti göstereceğiz. Tabi ki fiziki engel çok önemli değildir. Yeter ki gönüllerimizde engel olmasın. Bir birimizi anladıkça çözülemeyecek sorunumuz yok. Toplum olarak engelli vatandaşlarımızın hayatın her alanında aktif olarak yer almalarını sağlamak bizim görevimizdir. Engelleri ortadan kaldırmayı insanlığımızın bir gereği olarak görmeliyiz. Yaşamlarını kolaylaştırıcı önlemler almak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu vesileyle tüm engelli vatandaşlarımız ve sporcu kardeşlerimiz için Engelliler Haftası’nın hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm engellilere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”