Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, başlattıkları ‘Su Verimliliği Seferberliği’ne işaret ederek, "Dünyanın bu çağrısına gelin hep birlikte kulak verelim. ‘Su vatandır’ inancıyla ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize birlikte sahip çıkalım" dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde hayata geçirilen "Su Verimliliği Seferberliği" tanıtım toplantısı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapıldı.
Buradaki konuşmasına, "Ulusal Su Verimliliği Seferberliği"nin hayırlı olması temennisinde bulunarak başlayan Emine Erdoğan, kaynakların sınırsız olmadığına dikkati çekerek, "Yağışların giderek azalması ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle tarım arazilerimiz, sulak alanlarımız, akarsu ve derelerimiz, yer altı su kaynaklarımız kuraklık tehdidiyle sınanıyor. Yeryüzü sularının kuruyan her bir damlasının, bu ekosistemde yaşayan balıklar, kuşlar, bitkiler ve nice canlılar için yıkılan birer yuva anlamına geldiğini unutmamamız lazım" diye konuştu.
Emine Erdoğan, insanlar için kuraklıkla mücadelenin aslında bir yaşam mücadelesi olduğunun hatırlatılması gerektiğine vurgu yaparak, seferberlik ile gelecek için umut yeşertilebileceğine inandığını ifade etti.
"Suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor"
"Suyun azalması, kirlenmesi veya erişilememesi hayatın akışında birçok ekonomik ve siyasi sorunu beraberinde getiriyor" diyen Emine Erdoğan, bu sorunların en başında gıda üretiminin riske girmesinin bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Çünkü suların yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. İnsanlık, çatışmalarla tetiklenen kitlesel göçlerle bile henüz başa çıkamazken, 2030 yılında 700 milyon insanın su kıtlığı sebebiyle yerinden olacağı tahmin ediliyor. Dünyadaki endişe verici durum, ne yazık ki, ülkemizde de farklı değil. Türkiye gibi altyapı sistemlerini kurmuş ülkelerde, temiz suya erişim o kadar kolay ki, suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor."
"Önümüzdeki 8 yıl içerisinde nüfusumuzun neredeyse yarısı su açığı riski ile karşılaşabilir"
Araştırmalara göre, insanların yüzde 40’ının Türkiye’nin su zengini olduğunu düşündüklerini anlatan Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Maalesef bu doğru değil; Türkiye, yılda kişi başına bin 519 metre küp kullanılabilir su miktarı ile ‘su stresi altında’ bir ülke. Artan nüfus ve kontrolsüz su kullanımı ile bu miktarın 2030 yılında bin 120 metreküpe gerileyeceği düşünülüyor. Bin metreküpün altına indiğinde ise su kıtlığı ile yüzleşeceğiz. Şayet önüne geçmezsek, su kaynaklarımızın yakın dönemde yüzde 25 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 8 yıl içerisinde nüfusumuzun neredeyse yarısı ve sulanan tarım alanlarının yüzde 78’i su açığı riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu oranlar bize, sınırsız gibi gözüken ihtiyaçlarımızla sınırlı kaynaklarımız arasında acilen bir denge kurmamız gerektiğini söylüyor. Biz başlattığımız bu seferberlik ile istiyoruz ki; dünyanın bu çağrısına gelin hep birlikte kulak verelim. ‘Su vatandır’ inancıyla ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize birlikte sahip çıkalım."
Emine Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadelede kararlı adımlar attıklarını vurgulayarak, "Bu çerçevede yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımı gibi alternatif su verimliliği uygulamalarına ilişkin rehberler hazırlandı. Bakanlıklarımız iş birliğinde, su havzalarımızın tümü için eylem planları oluşturuldu ve pilot bölge olan ‘Gediz Havzası Eylem Planı’ hayata geçirilmeye başlandı. Alınan tedbirleri yaygınlaştırmak amacıyla ‘Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ uygulamaya kondu. İlave olarak, sulama randımanının yüzde 49 seviyesinden yüzde 75’e çıkarılması hedefleniyor" diye konuştu.
"Kurumsal atılan adımlar önemli olsa da, her bir vatandaşımızın bireysel düzeyde katkı sunacağı topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız var" diyerek vatandaşlara seslenen Emine Erdoğan, "’Benim elimden ne gelir ki’ diye düşünmek yerine ‘Ben neler yapabilirim’ diye sorduğumuzda, bu badireyi de el birliğiyle atlatacağımıza inanıyorum" cümlelerine yer verdi.
Emine Erdoğan’dan yerel yönetimlere çağrı
Yerel yönetimlere ’Sıfır Atık ve Su Verimliliği seferberliklerine destek çağrısında bulunan Emine Erdoğan, "Başarısıyla iftihar ettiğimiz Sıfır Atık Projesi’nde olduğu gibi, Su Verimliliği Seferberliği’nde de yerel yönetimlerimizin desteği çok önemli. Belediyelerimizin katkıları ile, vatandaşlarımız iklim kriziyle mücadele meselesine, evinde, iş yerinde, fabrikasında daha çok sahip çıkacaktır. Yerel yönetimlerimizin; yeryüzü emanetine sahip çıkmak için başlattığımız Sıfır Atık ve Su Verimliliği seferberliklerine tam destek vermesini temenni ediyorum" şeklinde konuştu.
"Türkiye Yüzyılı’na bir damla da siz olun"
Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Vatanseverliğin ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan ve gelecek nesillerimizin bir bardak suya muhtaç kalmaması için bugünden çalışan bütün duyarlı insanlarımıza çağrıda bulunuyorum. Türkiye Yüzyılı’na bir damla da siz olun. Ülkemiz adına gurur duyduğumuz Sıfır Atık hareketinin küreselleşmesinden aldığımız güçle, Ulusal Su Verimliliği Seferberliği’nin de ülkemizde yeşererek dünyaya yaygınlaşmasını diliyorum."
"Konya’da obruk sayısı 2 bin 500’ü geçti"
Bakan Kurum, kuraklığın alarm vermeye başladığını belirterek, "Sadece Konya’da, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesiyle 2 bin 500’ü aşan obruk sayısı ile yer altı seviyelerimiz düştü" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin su sıkıntısı çeken bir ülke konumunda olduğunu anlatan Kurum, "Önümüzdeki 20 yıl içerisinde, eğer önlem alınmazsa, ülkemizin su fakiri ülkeler arasına katılacağı öngörülmektedir. Bu anlamda suyu tasarruflu kullanmak, oluşan atık suların arıtılarak yeniden kullanımını sağlamak, mevcut su kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir kullanımını yaygınlaştırmak ülkemizin geleceği açısından hayati bir önem durumdur" ifadelerine yer verdi.
"Bakanlık olarak su tasarrufunda çok önemli adımlar attık"
Kurum, Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlatılan ‘Sıfır Atık Seferberliği’ ile denizleri, gölleri ve akarsuları büyük bir titizlikle koruduklarını, geleceğe en güzel halleriyle bırakmak için çalıştıklarını bildirerek, şunları kaydetti:
"Bakanlık olarak, su tasarrufunda çok önemli adımları attık, gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik ve geçirmeye devam edeceğiz. Bugün, 2 bin metrekareden büyük parsellerde inşa edilecek binaların çatılarında toplanan yağmur sularının, bahçe sulamada veya arıtılarak bina ihtiyacında kullanılmak üzere, ‘Yağmur Suyu Toplama Sistemi’ni zorunlu hale getirdik. Binalarda suyun daha tasarruflu tüketilmesi çok değerli. Sıhhi tesisat projelerinde, lavabo musluk debileri dakikada 6 litre, duşlarda ise dakikada 8 litre ile sınırlandırıldı."
"Mavi bayraklı plaj sayımızla dünyada 3. sırada yer alıyoruz"
2002 yılında 145 olan atık su arıtma tesisi sayısını bin 185’e çıkardıkları bilgisini veren Kurum, şöyle devam etti:
"Bugün, yürüttüğümüz projeler sayesinde mavi bayraklı plaj sayımızda dünyada 3. sırada yer alıyoruz. ‘Sıfır Atık’ ile göllerimizi temizliyoruz. Göllerimizi bilimsel projelerle koruma ve temizleme çalışmaları yürütüyoruz. Atık suların yeniden kullanımını sağlayarak temiz su kaynaklarından tasarruf etmeyi, yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesini önlemeyi, arıtma tesislerinden enerji ve organik madde kazanımı elde ederek şehirlerimizin ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz."
Kurum, "Su kayıp kaçakla mücadele için son 3 yılda 4 milyar lira yerel yönetimlere finansman desteği sağladık. Önümüzdeki dönemde 10 milyar lira desteğimizi belediyelerimize sağlayacağız. İnşallah, halihazırda yüzde 4,75 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını 2030 yılında yüzde 15’e çıkaracağız" dedi.
"Bir kişinin tüm ihtiyaçlarını karşılaması için tükettiği su miktarı günlük ortalama 7 bin litredir"
İnsanların gündelik yaşamda kullandığı 1 tişörtü üretmek için 2 bin 700 litre su harcandığına dikkati çeken Kurum, "Banyo, tuvalet, mutfak için ortalama günlük 200 litre su kullanıyoruz. 1 ayakkabı için 17 bin litre su tüketiliyor. Bir bardak kahve için tam 140 litre su harcıyoruz. Tüm bu rakamları baz aldığımızda bir kişinin tüm ihtiyaçlarını karşılaması için tükettiği su miktarı günlük ortalama 7 bin litre seviyesine ulaşmış durumda. İşte bu eylem planıyla, hayatımızın her alanında tükettiğimiz suyumuzu korumak için yürüttüğümüz tüm çalışmalarımızı daha ileri bir seviyeye taşımayı arzu ediyoruz" açıklamasında bulundu.
"Su yüzünden büyük çatışmaların çıkacağı dönemler yakındır"
Dünya nüfusunun hızla artmasının doğal kaynaklara olan talebi de hızla artırdığını anlatan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, geleceğe dair çizilen tabloların iç açıcı görünmediğini ifade etti.
Su talebiyle arz arasındaki farkın giderek azaldığını belirten Varank, felaketler olmadan önce harekete geçilmesi gerektiğini söyleyerek, "Eğer doğru adımları atmazsak bir damla suya muhtaç olacağımız, su ihtiyacının bütün jeopolitiği şekillendirdiği Allah korusun su yüzünden büyük çatışmaların çıkacağı dönemler yakındır. Onun için önümüzde çok fazla seçenek yok. Ya insanları denklem dışına çıkaracağız ki bu elbette mümkün değil; ya da doğaya saygılı bir şekilde bize bahşedilen kaynakları verimli bir şekilde kullanacağız" ifadelerini kullandı.
Varank, Bakanlık olarak suyun verimli kullanılması hususunda ciddi çalışmalar gerçekleştirdiklerini bildirerek, şöyle devam etti:
"Kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri eliyle uyguladığımız ’Küçük Ölçekli Sulama İşleri Programları’ ile 133 bin hektar alanı rehabilite edip, modern sulama altyapısına kavuşturduk. Bu rehabilitasyonlar neticesinde yılda yaklaşık 220 milyon metreküp su tasarrufu sağlıyoruz. Su verimliliği alanında geliştirilen 100 farklı araştırma projesine şimdiye kadar 200 milyon liradan fazla destek sağladık. Su verimliliği gibi vakit verimliliği de önemli. Ama şu hususun altını çizmek istiyorum; ’Su Verimliliği Seferberliği’ kapsamında; arıtma ve su verimliliği teknolojilerinin Ar-Ge’sinin, üretiminin ve kullanılmasının yaygınlaştırması, su verimliliği uygulamalarının belgelendirilmesi ve sanayi başta olmak üzere su verimliliğine yönelik yatırımların teşvik edilmesi konularında çalışmalarımızı hızlandırıp derinleştireceğiz. Bu konularda üzerimize düşen ne varsa, onları da gerçekleştirmeye hazır olduğumuzun sözünü buradan tekrar sizlerin huzurundan vermek isterim."
Toplantıya Emine Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya yanık ile kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Program çerçevesinde sahne alan TÜMATA (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu) ise su ile dinleti performansı gerçekleştirdi.
Program, Su Seferberliği konusunda çalışmalar gerçekleştirerek ilklere imza atan kişilere ödül takdim edilmesiyle son buldu.