Kastamonu’da ailesinin, özel eğitim kurumuna göndermek istediği 8 yaşındaki down sendromlu Yunus Emre, sınıf öğretmeninin büyük fedakarlığı sayesinde hayata yeniden tutundu.
Kastamonu’da yaşayan 8 yaşındaki down sendromlu Yunus Emre Sarıahmetoğlu, ailesi tarafından gönderildiği Behçet Necatigil Borsa İstanbul İlkokulu’na uyum sağlamakta güçlük çekti. Bunun üzerine ailesi Yunus Emre’yi özel eğitim kurumuna göndermeye karar verdi. Ailesinin bu kararına karşı çıkan Yunus Emre’nin öğretmeni Aliye Naharoğlu, Yunus Emre’nin okula uyum sağlaması için büyük bir çaba verdi. Hem velileri hem de öğrencilerini ikna eden Aliye Naharoğlu, Yunus Emre’nin arkadaşlarından ayrılmamasını sağladı. Aliye öğretmen, ilk sene okulda uyumsuzluk gösteren ve agresif tavırlar sergileyen Yunus Emre ile yakından ilgilendi. 23 yıllık sınıf öğretmenin çabaları ile okula uyum sağlamaya başlayan Yunus Emre, kısa sürede sayıları, okuma ve yazmayı öğrenmeye başladı.
“Bir öğrenci okulunu ve öğretmenini severse derslere de severek katılır”
18 mevcudu olan sınıfında Türkiye’de misafir olarak bulunan 6 öğrencinin yanı sıra, öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler ile down sendromlu Yunus Emre’nin de bulunduğunu kaydeden Aliye Naharoğlu, “Farklılaştırılmış eğitim ve öğretim yöntemiyle bütün öğrencilerimi bireysel farklılıklarına göre eğitim faaliyetlerimi yürütüyorum. Bir öğrenci okulunu ve öğretmenini severse derslere de severek katılır. Derslerde daha aktif olur ve kendisine özgüveni gelir. Özellikle Yunus Emre’den bahsetmek istiyorum. Yunus Emre özel bir öğrenci. Yunus Emre sınıfımıza gelmeden önce öğrencilerime ve velilerime bilgilendirme çalışmaları yaptım. Velilerim ve öğrencilerim Yunus Emre’yi çok güzel bir şekilde karşıladılar. Özel öğrencilerin özellikleri iler akranları ile beraber eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılmalarının büyük önem arz ettiğini vurgulamak istiyorum. Özel öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler ve özel çocukların akranları ile beraber eğitim ve öğretime katılması, akranları ile birlikte topluma adapte olması çok önemlidir. Yunus Emre okula geldiğinde çok sorunları vardı. Uyumsuzluk problemleri vardı. Geçen sene okula ilk geldiğinde onun uyum sağlaması için öğretmenler odası hiç gitmedim. Yunus Emre ile vakit geçirdim. Teneffüse bahçeye beraber çıktık. Bahçede arkadaşları ile iletişimini sağladım. Diğer sınıftaki öğrenciler ve öğretmenleri ile konuşarak Yunus Emre’ye ne şekilde yaklaşmaları gerektiğini açıkladım. Yunus Emre’ye sadece benim sınıf değil tüm okul kucak açtı. Birlik ve beraberlik içerisinde Yunus Emre’de çok büyük ilerlemeler kat ettik” dedi.
“Her şeyin başı gerçekten sevgi, sevgi tüm engelleri aşıyor”
Yunus Emre’nin okuma ve yazmaya sınıftaki diğer öğrencilerle aynı anda geçtiğine dikkat çeken Aliye Naharoğlu, “Sınıfımızda yaptığımız hiçbir etkinliğimizden geri kalmadı. Sosyal programlarımızda ve ekstra diğer tüm programlarımıza da yunus Emre’yi getirdik. Ailesi ilk başta çocuklarının uyum sorunu olabileceği yönünde endişeleri vardı. Çocuklarının sınıfımızda olmasını istemedi. Mahcup olduklarını belirterek sosyal etkinliklere katmamamızı istediler. Bana çok yorulduğumu söylediler. Ama tüm faaliyetlerimize Yunus Emre’yi katmaktan geri durmadım. Sosyal etkinliklerimize katmamızla birlikte Yunus Emre’nin davranışlarında ciddi değişmeler olmaya başladı. Yunus Emre şimdi dersimize daha çok katılım sağ. Artık uyumsuzluk göstermiyor. Bu durumu sevgi ile yendik. Bu durumu empati ile yendik. Tüm öğrencilerimle birlikte Yunus Emre’yi kucakladık. Şimdi tüm öğrencilerim Yunus Emre ile oturmak için adeta birbiriyle yarışıyor. Her şeyin başı gerçekten sevgi. Sevgi tüm engelleri aşıyor. Tüm insanlığa sevgi ile yaklaşmalıyız. Sevginin açamayacağı kapı yoktur” diye konuştu.
“Sıfır atık projesini destekliyoruz ve ders materyallerimizi kullanılmayan eşyalardan yapıyoruz”
Okulda sıfır atık projesine de büyük önem verdiklerini ve ders materyallerini kullanılmayan eşyalardan yaptıklarının altını çizen Naharoğlu, “Ders sırasında kullandığımız materyalleri öğrencilerimizle birlikte hazırlıyoruz. Çocuklarımızı daha aktif hale getirmek için serbest etkinlikler dersinde veya teneffüslerde akıllı zeka oyunları köşesi kurduk. Çocuklarımızı akıl ve zeka oyunlarımızla daha aktif hale getiriyoruz. Birlik ve beraberliklerini arttırıyoruz. Yunus Emre’ye özellikle daha fazla sorumluluk veriyoruz. Mesela sınıfımıza 2 tane balık aldık. Her sabah Yunus Emre balıkları besliyor. Yunus Emre nöbetçi olduğu zamanlar sınıfımızdaki çiçekleri suluyor. Yunus Emre’yi hiçbir görevden mahrum bırakmıyoruz. Bireysel özelliklerine göre görevler veriyoruz” şeklinde konuştu.
Yunus Emre’yi sevdiğini ve kendisinin saçları ile oynadığını kaydeden öğrencilerden Merve ise Yunus Emre’nin yanında oturmak istediğini, kendisiyle beslenmesini paylaştığını ve oyunlar oynadıklarını ifade etti.
Öğrencilerden İrem Kaya ise Yunus Emre’yi çok sevdiğini, beslenmelerini karşılıklı paylaştıklarını ve birlikte oyunlar oynadıklarını aktardı.