İç Hastalıkları Uzmanı ve Psikoterapist Selin Yurdakul, günde 2 ila 4 fincan kahve tüketmenin ömrü uzatarak birçok önemli hastalığı önlediğini 4 fincandan fazla tüketilen kahvenin ise insan sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi.
İç Hastalıkları Uzmanı ve Psikoterapist Selin Yurdakul, günlük hayatta en fazla tüketilen içeceklerin başında gelen Türk kahvesinin birçok büyük hastalığı önlediğini belirtti. Başta tip 2 diyabet, safra ve böbrek taşı, Parkinson, bazı kanser türleri, gibi önemli hastalıkları önlediğini söyleyen Yurdakul, “Sabah kahvesi, dost kahvesi, sınav kahvesi ve aklıma gelmeyen nice şekliyle kahve pek çok kişinin hayatında önemli bir yer kaplıyor. Peki bu kadar hayatımızda olan kahve sağlığımızı nasıl etkiliyor? Araştırmaların çoğu olumlu yönde sonuçlar gösteriyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise miktarı, günde 4 fincanı geçince bağımlılık riski artıyor. Son zamanlardaki bilimsel araştırmalarda kahve kafeinin moleküler yapısı adenozine benzediği görülüyor. Adenozin reseptörlerine bağlanarak etkisini antagonize ediyor, dopamini arttırıyor ve sinir sistemini uyarıyor. Karaciğerde metabolize olur. Genetik olarak bazı insanların kafein yıkımında rol alan enzimi yavaş çalıştığından kafein etkilerine daha hassas olur. Kahvenin faydalarına baktığımızda ağrı hissini azalttığını görüyoruz. Bunun yanı sıra safra ve böbrek taşı oluşmasını azaltır. Parkinson hastalığına yakalanma ihtimalini azaltır, nöroprotektif etkisi vardır. İştahı azaltır, metabolizma hızını arttırır. Tip 2 diyabet gelişme riskini azaltır. Karaciğer fonksiyonlarını iyileştirir. Zihinsel performansı arttırır, depresyon riskini azaltır. Endometrial kanser, meme kanseri, cilt kanseri, prostat kanseri, safra kesesi ve karaciğer kanseri riskini azaltır” ifadelerini kullandı.
4 fincandan sonrası zarar
Günde 2 ila 4 fincan arası kahve tüketiminin yaşam ömrünü uzattığını da hatırlatan Yurdakul, “Faydalarının yanı sıra fazla tüketildiğinde anksiyeteyi tetikler. Uyku bozukluğuna sebep olur. Huzursuzluk hissi, gerginlik, yerinde duramama, düşünce uçuşmaları gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Premenstrual sendromun şiddetini arttırır. Yüksek miktarlarda uzun süre tüketildiğinde bağımlılık ve doza bağlı tolerans gelişimi riski vardır. Reflü ve ülser gibi mide rahatsızlıkları olanların semptomlarını tetikler. Hamilelerde bebeğin düşük doğum ağırlıklı olmasına sebep olur. Fakat günlük 4 fincana kadar tüketim yapmamız durumunda bu olumsuzlukların görülme sıklığının en aza indiğini söyleyebiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.