Türkiye’nin iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklık sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirten Doç. Dr. Emrah Akyüz, "İklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Çünkü, Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz iklimi, iklim değişikliğine karşı en kırılgan iklim türüdür. Türkiye, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklık sorunuyla karşı karşıyadır" dedi.
Bingöl Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon Bölümü’nde İlkim Değişikliği ve Enerji Politikaları üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Emrah Akyüz, ülke genelindeki iklim değişikliği ve yağışların azalmasına dikkat çekti.
Dünyada aşırı soğuk ve sıcak hava olaylarına değinen Doç. Dr. Akyüz, “Günümüz dünyasında hava olaylarında yaşanan hızlı ve sert değişimin ana sebebini, iklim değişikliği oluşturmaktadır. İklim değişikliği aşırı derecede soğuk hava ve aşırı derecede sıcak hava gibi ekstrem hava olaylarını tetiklemektedir. Çünkü atmosfer, küresel ısınmanın neden olduğu sıcak hava dalgalarını dengelemek amacıyla soğuk koşullar oluşturmaktadır. Bu durum ise sıcaklığın aşırı dip yada aşırı tavan yapmasına aşırı soğukluk, aşırı sıcaklık ekstrem hava olaylarına neden olmaktadır. Hem Türkiye’nin hem dünyanın iklim değişikliğinin neden olduğu ekstrem hava olaylarına alışması ve buna karşı tedbirler alması gerekmektedir. Çünkü 1980’li yıllardan bu yana dünyada yer yüzü ortama sıcaklığı artmaktadır, küresel ısınma adı verilen bu sorun dünyanın bir kısmında aşırı soğukluğu, diğer bir kısmında ise aşırı sıcaklığı tetiklemektedir. Türkiye iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklık sorunuyla karşı karşıyadır. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Çünkü, Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz iklimi, iklim değişikliğine karşı en kırılgan iklim türüdür. Türkiye, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklık sorunuyla karşı karşıyadır" diye konuştu.
Aşırı sıcaklığının Türkiye’nin farklı bölgelerinde farklı etkiler göstereceğini vurgulayan Akyüz, "Akdeniz bölgesinde orman yangınlarını, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgeleri’nde sel felaketlerini, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise kuraklık sorununu tetikleyecektir. Türkiye’de gerekli tedbirler alınmaz ise iklim değişikliğinden dolayı coğrafyamızın önemli bir kısmının 2040 yılına kadar çölleşme riski bulunmaktadır. Bu ise özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde su kıtlığı sorununa neden olabilir. Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Malatya gibi iller iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık sorunuyla karşı karşıyadır. Çünkü Doğu Anadolu Bölgesi yarı kurak iklim tipinin özelliklerini göstermektedir. Yarı kurak iklim tipine sahip bölgeler, iklim değişikliğinden dolayı aşırı sıcaklık ve bunun neden olduğu kuraklık sorunuyla karşı karşıyadır. İklim değişikliğinden dolayı Doğu Anadolu Bölgesi’nde ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kar ve yağmur yağışları ciddi oranda azalmakta, bu durum ise aşırı sıcaklığın ve akabinde kuraklık sorununun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Nitekim son zamanlarda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde kış mevsimlerinin yumuşak geçmesinin ana sebebini iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık sorunu oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.
İklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık sorunu için atılması gereken 3 temel adım bulunduğunu dile getiren Akyüz, "İlk olarak merkezi ve yerel yönetimin rasyonel su politikalarını hayata geçirmesi gerekmektedir. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili olmasına nedeniyle su kaynakları açısında zengin bir coğrafyada bulunduğu düşünülmektedir. Aslında bu gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü biz tuzlu suyu insanoğlu olarak temel ihtiyaçlarımızı karşılamada kullanamayız. İnsanoğlu sadece tatlı suyu temel ihtiyaçlarında kullanabilir. Türkiye’de tatlı su kaynakları açısından fakir bir ülkedir. İklim değişikliğinin neden olduğu çölleşme riskini de eklediğimizde Doğu ve Güneydoğu bölgesi kuraklık riskiyle karşı karşıyadır. İkinci olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nde bölge halkının iklim değişikliği nedenleri ve sonuçları hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Son olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nde tarımsal faaliyetlerde fazla su gerektirmeyen tarımsal ürünlerin üretilmesi gerekmektedir. Çünkü günümüzde tatlı su kaynaklarının önemli bir kısmı tarımsal faaliyetlerde kullanılmaktadır” diye kaydetti.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde kış mevsiminin yumuşak geçeceğinin altını çizen Akyüz, “Doğu Anadolu Bölgesi’nde geçmiş dönemlerde yaşanan kar yağışlarını günümüzde görmemiz artık pek olası değildir. Günümüzde, Doğu Anadolu Bölgesi’nde kış mevsimi yumuşak geçecektir. Kar tabi ki de yağacaktır ama eski dönemlerdeki gibi şiddetli ve yoğun kar yağışının Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülmesi beklenilmemektedir” şeklindeki ifadelere yer verdi.
(MAÇ-CK-