Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Üye Ülkeleri Diyanet İşleri ve Dini İdare Başkanları 3. Toplantısı’nda, "İnancından uzak ve değerlerinden habersiz nesiller, din istismarı üzerinden şiddet ve terör üreten yapılar karşısında zayıf ve savunmasız kalacaktır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Üye Ülkeleri Diyanet İşleri ve Dini İdare Başkanları 3. Toplantısı’na katıldı. Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan toplantıya; Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Kafkas Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Allahşükür Paşazade, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Nauryzbay Taganuly, Özbekistan Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Nuriddin Halıknazarov ve Türkmenistan Müftüsü Yalkap Hojagulyyev katıldı.
“Küresel güçlerin savaşlarının bedelini siviller ve masumlar ödemektedir”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş toplantıda yaptığı konuşmasında, “Yüce Rabbimiz toplantımızı hayırlı neticelere vesile kılsın. Hayırlı kararlar alıp uygulamayı nasip eylesin. Bugün, yeryüzünü imar ve ıslah etmekle görevli olan insanoğlunun hataları, yanlış karar ve uygulamalarıyla dünyayı krizler yumağına çevirdiği bir zamanda yaşıyoruz. Rabbimizin, yaratıcımızın rahmet vesikası olan mahlukatın manevi değerinin unutulduğu bir asırda yaşıyoruz. Varlığın yalnızca maddeyle, bilginin sadece aklın verileri ile izah edildiği, yeryüzünde tarih boyunca medeniyetler kuran vahyin hayatın ötesine itildiği, alemin sadece dünyaya indirgenip ahiretin yok sayıldığı bir çağda yaşıyoruz maalesef. Teknolojinin ve bilimsel bilginin adeta kutsandığı bu çağ, anlam ve değerler ekseninde bir ahlak ve medeniyet krizine sahne olmaktadır. Teknolojik üstünlüğü sebebiyle bugün birçok açıdan toplumları etkisi altına alan Batı medeniyetinin varlık, insan ve çevre tasavvuru, insanlığı ve tüm yeryüzünü bir bilinmezliğe doğru sürüklemektedir. Söz konusu yaklaşım; bencillik, güvensizlik ve duyarsızlık gibi sorunlara da zemin teşkil etmekte, maddi ve manevi bunalımlara neden olmaktadır. Nitekim söz konusu zihniyetin egemen olduğu son birkaç asırdır dünyanın büyük bir kısmında insanlar, açlık, yoksulluk, sefalet ve sosyal problemlerin kıskacında hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yanda azınlık sayılacak mutlu bir kesim ise insanlığın ortak zenginliğini bencilce tüketmekte ve doğal kaynakları sorumsuzca israf etmektedir. Küresel güçlerin vekalet savaşlarının bedelini çok zor ve acımasız şekilde siviller ve masumlar ödemektedir” ifadelerini kullandı.
“İnsanlığın yaşadığı krizleri, İslam dünyasının meselelerini çözüme kavuşturmak için yapmamız gerekenleri kapsamlı ve kararlı şekilde ele almalıyız”
İslam coğrafyasının ciddi sorunlarının, derin krizlerinin olduğunun farkında olduklarını belirten Erbaş, “Ancak bu durum bir umutsuzluğun ya da çözümsüzlüğün ifadesi değildir. Müslümanlar, coğrafyalarındaki tüm sıkıntıları çözebilecek, kardeşlik, dayanışma ve barış ortamını tesis edecek birikime, irfana ve imkana sahiptir. Peygamberimizin gösterdiği ümmet şuurunu yeniden diriltebiliriz. Bizler, tarihe yön veren o muazzam medeniyeti yeniden kurabiliriz. Bunun için de yeryüzünü rahmet ve merhamet ile buluşturan din-i mübin-i İslam’ın günümüzdeki fonksiyonunu, insanlık için ifade ettiği o büyük manayı yeniden düşünmeliyiz. İnsanlığın yaşadığı krizleri, İslam dünyasının meselelerini çözüme kavuşturmak için yapmamız gerekenleri kapsamlı ve kararlı şekilde ele almalıyız. Bugün alimlerimize, entelektüellerimize, bilim adamlarımıza, dini teşkilatlarımıza düşen en büyük görev, sahih dini bilginin üretimi için seferber olmak ve üretilen bu bilginin çocuklarımıza, nesillerimize öğretilmesini sağlamaktır. En acil ve öncelikli meselemizin bu olduğunu düşünüyorum” dedi.
“İnancından uzak ve değerlerinden habersiz nesiller, din istismarı ve din üzerinden şiddet ve terör üreten yapılar karşısında zayıf ve savunmasız kalacaktır”
İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplumun sağlıklı ve aydınlık bir gelecek inşa edemeyeceğini ifade eden Erbaş, “İnancından uzak ve değerlerinden habersiz nesiller, din istismarı ve din üzerinden şiddet ve terör üreten yapılar karşısında zayıf ve savunmasız kalacaktır. Bu sebepledir ki, inanç değerlerimizin ve medeniyet müktesebatımızın hem bilgi hem de anlayış ve kavrayış olarak yeni nesillere aktarılması gerekmektedir. Bu bağlamda küresel düzeyde bilhassa gençlerin dini eğilimlerini etkileyen soru ve sorunların da acilen ele alınması ve onların zihin ve gönül dünyalarını tahrip eden durumlara ve akımlara karşı gerekli çalışmaların yapılması öncelik arz etmektedir. Diğer yandan modern dönemin en fazla yıpranan kurumu olan aileyi güçlendirmeye yönelik ortak çalışmalar yapmak durumundayız. Hem sosyal anlamda hem de fıkhi boyutta aileye dair meseleleri etraflıca ele almak durumundayız. Bizler Müslüman ülkeler, dini liderler olarak bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini engellemek ve özellikle din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasına engel olmak için ciddi çalışmalar yapmak zorundayız” diye konuştu.
Daha güzel bir geleceği beraberce inşa edeceklerine olan inancının tam olduğunu söyleyen Erbaş, "Bu manada, Türk Devletleri Teşkilatının ve üye ülke dini idarelerinin ortak akıl, ortak irade, istişare ve iş birliği ile yapacağı çalışmalar nice hayırlı hizmetlere vesile olacaktır inşallah. Bütün insanlığın aydınlık geleceğine ve müşterek huzuruna da büyük katkılar sunacaktır. Kardeş ülke Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi’nin yaklaşan ikinci yıl dönümünü kutluyor, bu uğurda canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyor, gazi olan kardeşlerimize sağlık ve afiyet diliyorum. Haklı davalarında her zaman, tereddütsüz can Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.