Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığımız geçmişten günümüze milletimizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcıdır, kardeşlik sigortasıdır. Milletimizin dikkatle takip ettiği ve gönül rahatlığı ile güvendiği bir kurumdur” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca “Diyanet İşleri Başkanlığının Gelecek Perspektifi, Hizmetler, Hedefler, Stratejiler” başlığıyla düzenlenen 4. İlçe Müftüleri Kongresi, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın katıldığı açılış programıyla Kızılcahamam’da bir otelde başladı. Kongrenin açılış oturumunda konuşan Erbaş, sosyal, siyasal, iktisadi ve benzeri açılardan hızlı gelişmelere şahit olunan dünyada, bölge ve Türkiye açısından bu zamanların çok iyi değerlendirilmesi, çok iyi takip edilmesi gerektiğini söyledi.
“Dini konular medyada gelişigüzel ele alınıyor”
Günümüzde özellikle din ve diyanetle ilgili konuların daha çok gündeme geldiğini gördüklerini ve görmeye de devam edeceklerini belirten Erbaş, şöyle konuştu:
“Dini konuların ve meselelerin medyada, siyasi zeminlerde ve hayatın içinde daha çok ve gelişigüzel ele alındığına şahit oluyoruz. Söz konusu durum bir karmaşaya, zihinsel karışıklığa, güven bunalımına ve daha da önemlisi dine karşı mesafeli bir duruşa sebep olma riski taşıyor. Biz vazifemizi hakkıyla ifa edersek ihmale, istismara, suistimale dolayısıyla endişeye mahal kalmayacaktır.”
“Diyanet İşleri Başkanlığı milletimizin gönül rahatlığı ile güvendiği bir kurumdur”
Erbaş, şöyle devam etti:
“Diyanet İşleri Başkanlığımız geçmişten günümüze milletimizin birlik, beraberlik ve kardeşlik harcıdır, kardeşlik sigortasıdır. Milletimizin dikkatle takip ettiği ve gönül rahatlığı ile güvendiği bir kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığı, dünyada benzeri olmayan büyük bir teşkilattır. Kurumumuzu gittiğimiz ülkelerde anlattığımızda bizi dinleyen insanların nasıl hayranlıkla dinlediklerini ve ‘keşke bizim de böyle bir teşkilatımız olsa’ dediklerini duyan bir kardeşiniz olarak söylüyorum.”
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının doğumdan ölüme kadar toplumun her kesimiyle iç içe olan bir teşkilat olduğunu ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığının Türk milletinin gönlünde müstesna yeri olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Çok güçlü bir teşkilatın mensupları olarak hem iftihar etmeliyiz hem de sorumluluğumuzun ne kadar ağır olduğunun her an farkında olarak hareket etmeliyiz. Yani lütuflar beraberinde sorumluluğu da getiriyor. Lütuf ne kadar büyükse bunun sorumluluğu da o kadar büyük oluyor” dedi.
“Diyanet mensupları bir inancın ve medeniyetin temsilcisidir”
Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının sadece bir kamu görevlisi olmadığını, aynı zamanda bir inancın ve medeniyetin temsilcisi olduğunu kaydeden Erbaş, “Hepimiz Diyanet İşleri Başkanından en ücra bir mezrada ki imamımıza kadar müftülüğümüzde çalışan hizmetlimize kadar hepimizin ortak bir ismi var; ‘Peygamber varisi’. Çalışanlarının tamamı hoca olan, tamamı Peygamber varisi olan bir teşkilatın mensubu” değerlendirmesinde bulundu.
“Tarihten de biliyoruz ki din ve Diyanet hizmetlerindeki boşluk ve ihmalin bedeli çok acı olmuştur” diyen Başkan Erbaş, insanların dünyayı ahiret hayatını mamur etmek için kullanması gerektiğini kaydetti. Gençlerin rol model üzerinden hayata katıldıklarını ifade eden Başkan Erbaş, “Bugün gençliğimiz açısından en büyük sorun hayatıyla tavır ve davranışlarıyla onlara örnek olma noktasındaki zayıflıktır. Onların arayışına, hayallerine gereği gibi rehberlik edememektedir. Bu alanımızı bizim geliştirmemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Başkan Erbaş, din görevlilerinin cami içinde ve dışında, sosyal medyada ve her yerde bilgiye, hikmete, irfana ve ahlaka dayalı bir dil kullanması gerektiğini söyledi.
“Gençlere, aileye, çocuklara yönelik hizmetler artarak devam edecek”
Cami dışı din hizmetlerinin gençlere, aileye, çocuklara manevi rehberlik alanına yönelik hizmetlerin artarak devam edeceğini işaret eden Erbaş, şunları kaydetti:
“Diyanet işleri Başkanlığı mensupları olarak bizler yüksek bir ahlak, ideal bir toplum, güzel bir istikbal inşasına destek olmak için üç alandaki çalışmalarımızı en ileri seviyeye getirmek zorundayız. Bu alanlar her zaman söylediğimiz gibi çocuklar, gençler, ailelerdir. Bütün çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi dikkate alarak onlara yönelik din ve din eğitimi ve diğer ahlaki konulardaki eğitimlerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bu üç kesime yönelik faaliyetlerimiz nesillerimize daha güzel bir dünya bırakma adına insanlık vazifemizdir. Onları hakikat ve güzel ahlakla buluşturmak adına kulluk görevimizdir.”
“En büyük zenginliğimiz gençlerimiz”
Türk milletinin en büyük imkan ve zenginliklerinden birisinin gençler olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Gençlerimize daha çok sahip çıkmamız gerekiyor. Gençlik koordinatörlerinin daha çok çalışması gerekiyor. Gençlik merkezlerimizi daha çok artırmamız gerekiyor. Gençlik projemizi daha da geliştirmemiz gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Din hizmetinin, doğru bilgi, gayret, samimiyet ve liyakat isteyen bir alan olduğunu belirten Erbaş, “Din hizmeti zihin, gönül ve söylem bütünlüğü ile yapılır. Bu hizmetin sonunda hem Allah rızası hem de toplumsal huzur ve barış vardır. Yapılan hizmetlerdeki başarının da, ihmal edilen çalışmaların vebalinin de bizlere ait olduğunun bilincini canlı tutmamız gerektiğini ifade ediyorum” dedi.
Kongreye, Diyanet İşleri Başkanlığın üst düzey yöneticileri ve ilçe müftüleri katıldı. 4 Kasım’a kadar sürecek olan kongre çerçevesinde yapılacak çalıştaylarda, "Diyanet İşleri Başkanlığının Eğitim Politikaları ve Diyanet Akademisi", "Kur’an Merkezli İrşat ve Eğitim Stratejileri", "Dünyadaki Yeni Gelişmeler Işığında Din Hizmetlerinin Geleceği", "Aileye Yönelik Çalışmalarda Başkanlığımızın Vizyonu" ve "Din Hizmetlerinde Samimiyet" başlıklı konular ele alınacak.