Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Danışma Kurulu tarafından hazırlanan Afet İletişim Yönetimi Rehberi yayınlandı. Gerçekleşen afetlerde iletişim sürecinin hayati bir önemi olduğuna vurgu yapılan rehberde, “İyileşme, özünde, etkilenen topluluk, daha geniş anlamda halk, hükümetler, yardım kuruluşları ve özel sektör arasında bir ortaklıktır. Dolayısıyla başarılı bir iyileşme, bu kilit paydaşlar arasındaki etkili iletişime bağlıdır” denildi.
Sağlık odaklı sürdürülebilir kentsel çevre oluşturulmasına yönelik stratejiler ile kentlerin kapasitelerinin gelişmesine katkıda bulunmak vizyonuyla projeler üreten Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Burcu Zeybek tarafından kaleme alınan Afet İletişim Yönetimi Rehberi yayınlandı.
Gerçekleşen afet sonrası ivedi bir şekilde yaraları sarmanın ve iyileşme sürecine geçilmenin önemli olduğuna vurgu yapan Zeybek, iyileşmede iletişimin önemine değindi. Zeybek, “İyileşme, özünde, etkilenen topluluk, daha geniş anlamda halk, hükümetler, yardım kuruluşları ve özel sektör arasında bir ortaklıktır. Bu kilit paydaşlar arasındaki etkili ve doğru iletişimle deprem yaralarını sarabilir ve iyileşebiliriz. Hükümetin ne yapıp ne yapamayacağı, hükümet içinde kimin iyileşme çabalarına öncülük etmekten sorumlu olduğu ve toplulukların iyileşme sürecinde ne gibi yardımlar bekleyebileceği gibi konularda toplumun beklentilerini yönetmek için de iyi bir iletişim gereklidir” diye konuştu.
Üç temel kural
İyileşme sürecinde etkili iletişimin temelini oluşturan üç temel kural olduğunu belirten Zeybek, “İletişim; ilgili, açık ve hedefe yönelik olmalıdır. Etkilenen topluluklar genellikle stres altında oldukları ve bilgileri akıllarında tutamadıkları bir dönemde büyük ölçekli bilgilerle boğulurlar. Yerel yönetimler, etkilenen topluma iletilen tüm bilgilerin konuyla ilgili olmasını sağlamalıdır. İnsanlar genellikle iyileşme sürecinde neler olduğunu, hangi destek kanallarının mevcut olduğunu, bu desteğe hak kazanmak için ne yapmaları gerektiğini, soruları, endişeleri veya şikayetleri olduğunda ne yapabileceklerini bilmek isterler” dedi.
Zeybek açıklamalarını şöyle devam etti:
“Şeffaf iletişimi desteklemek ve toplulukları kendi kendilerini toparlamaları için güçlendirmek amacıyla, topluluklara sağlanan bilgilerin kolay anlaşılır bir şekilde sunulması önemlidir. Teknik bilgilerin iletilmesi gerekiyorsa, bu bilgiler mümkün olduğunca teknik olmayan bir dil kullanılarak aktarılmalıdır. Ayrıca, bilginin duyusal bozukluğu olan veya kültürel ve dilsel açıdan farklı geçmişlerden gelen kişiler için erişilebilir formatlarda sunulmasını sağlamak önemlidir. Bu nedenle, iletişim ürünlerinin farklı dillerde üretilmesi gerekebilir ve topluluk toplantılarında işaret dili tercümanlarına ihtiyaç duyulabilir.”
Kullanılan iletişim yönteminin hedef kitleye göre uyarlanması gerektiğini ifade eden Zeybek, “Bu nedenle, hedeflenen toplulukların iletişim kültürünü (yani, iletişimi ve ilgili davranışları etkileyen ve yönlendiren inançlar, dil ve değer sistemleri) ve onlara ulaşmanın en iyi yolunu anlamak önemlidir” diye konuştu.