Saç dökülmesinin önüne geçmek için nedenin bilinmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Hülya Cenk, “Günde 100’den fazla dökülüyorsa muayene gerekiyor" dedi.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hülya Cenk ise saç dökülmesi ve tedavi yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Cenk, saçların günlük belirli bir sayının altında dökülebildiğini ve günde 100 tele kadar saç dökülmesinin normal olduğunun altını çizerek, “Saç dökülmesi hem kadın hem erkekte görülebilir, günde 100 tele kadar saç dökülmesi normaldir. Bu sayı günlük 100 telin üzerine çıktığında ya da bu sayıdan bağımsız odaksal ya da özel şekiller oluşturan saç kayıpları görüldüğünde altta yatan sebeplerin araştırılması gerekir” dedi.
“Stres, hızlı kilo kaybı ve şok diyetler saç kaybına neden oluyor”
Saç kaybının altında ne tür sebeplerin yattığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Hülya Cenk, “Saç kayıpları, skar bırakan (kalıcı dökülme yapan) ve kalıcı dökülme yapmayan hastalıklar nedeniyle görülmektedir. Bunlardan bazıları genel saç dökülmesi yaparken, bazıları odaksal ya da belirli bir şekil oluşturan tarzda dökülme yapar. Bizim özellikle kadınlarda en sık karşılaştığımız dökülme tarzı, kalıcı dökülmeye yol açmayan saç yoğunluğunun genel olarak azalması ile seyreden telogen effluviumdur. Telogen effluvium sebepleri arasında; son 3 ay öncesinde geçirilmiş olan ağır ya da Covıd-19 dahil ateşli hastalıklar, cerrahiler, kronik hastalıklar, yakın zamanlı doğum yapmış olmak, tiroid hastalıkları, stres, hızlı kilo kaybı, şok diyetler, besin yetersizliği, bazı ilaçlar, kansızlık, demir eksikliği başta olmak üzere vitamin, mineral ve eser element eksikliği” şeklinde konuştu.
“Sağlıklı saçlar aslında dengeli ve yeterli beslenmenin bir sonucudur”
Beslenme ve demir eksikliği nasıl saç kaybına yol açtığını açıklayan Dr. Hülya Cenk, “Az önce saydığımız sebepler arasında kişinin kendisinin bilinçli bir şekilde müdahale edebileceği en temel kısım beslenmedir. Beslenme ile saçın yapısına katılan proteinler ve bu proteinlerin bir araya gelmesinde kullanılan vitaminler ile eser elementler çoğunlukla diyet ile alınmaktadır. Bu nedenle sağlıklı saçlar aslında dengeli ve yeterli beslenmenin bir sonucudur. Demir eksikliği ise hem kansızlığa yol açarak, hem de kansızlığa yol açmasa bile saçın büyüme fazını sekteye uğratarak saç kaybına yol açabilir. Hastalar yaygın saç dökülmesi ile başvurduğunda öncelikle iyi bir öykü alınır, ardından dermoskopik muayene ve çekme testi, sonrasında demir başta olmak üzere saç için önemli olan diğer vitaminlerin yeterli olup olmadığı kanda ölçülmekte, eğer bir eksiklik varsa bu eksiklik uygun yollarla kapatılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Demir eksikliğinin neden olduğunu ve demir eksikliğinde saç dökülmesi dışında hangi belirtilerin görülebildiğini dile getiren Dr. Cenk, “Demir eksikliği, dengeli beslenme yetersizliği, adet dönemlerinde kan kaybının yoğun olması, idrar ya da büyük abdest yolundaki uzun süreli fark edilmeyen gizli kanamaların olması, barsaklarda vitamin emiliminin yetersiz olması gibi sebeplerle görülür. Saç dökülmesi dışında, halsizlik, yorgunluk, solgun görünüm, terleme, çarpıntı, unutkanlık, tırnaklarda incelme ve kırılganlık görülebilir. Ya da bu semptomların hiçbirisi görülmese de kişide demir eksikliği bulunabilir” diye konuştu.
“Derimiz en kıymetli giysimiz”
Altta yatan sebepler giderildiğinde saç dökülmesinin düzelebildiğini ve kalıcı dökülme yapmayan yaygın saç dökülmelerinde çeşitli tedavi seçeneklerinin de olduğunu aktaran Dr. Cenk, şu sözleri kaydetti:
“Özellikle yaygın dökülme ile seyreden telogen effluviumda tam kellik görülmesi söz konusu değildir. Hastalar oldukça telaşlı şekilde poliklinikler başvururlar, doğru yöntemlerle doğru tanı konulduktan sonra, tam kellik oluşmayacağının bildirilmesi ve altta yatan sebepler giderildiğinde saçların 3 ay içinde kendiliğinden eski görünümüne kavuşacağı bilgisi hastaya verilerek hastalar rahatlatılabilir. Öncelikle altta yatan sebeplerin giderilmesi tedavi yolundaki en büyük adımdır. Ek olarak saçlı derinin kanlanmasını artıran ilaçlar, kendi kanınızdan hazırlanan PRP tedavisi, mezoterapi, kök hücre tedavileri, lazer tedavileri uygulanabilmektedir. Altta yatan sebepler giderilmediğinde bu tedavi seçeneklerinden alınacak yanıt genellikle kısıtlı ve geçicidir bu nedenle ilk etapta esas sebepler ortadan kaldırılmalıdır. Derimiz en kıymetli giysimiz ve saçlarımız da en değerli takımızdır. Derinizi ve saçlarınızı dermatologlara emanet ediniz”