Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Günü ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kuruluşunun 77. yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, "Her gün binlerce masumun canına mal olan krizlerin çözümünde ve sürdürebilir kalkınmanın sağlanmasında BM’nin daha etkin rol alması gerektiği açıktır. Bunun yolu da BM Güvenlik Konseyi’nin temsilde adalet ilkesine göre reforme edilmesinden geçmektedir. Daha demokratik, şeffaf, etkin ve hesap verebilir bir Güvenlik Konseyi uluslararası toplumun ortak beklentisidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Günü ve BM Teşkilatı’nın kuruluşunun 77. yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye, barış ve güvenlik, insan hakları ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında BM bünyesinde devam eden çalışmalara en somut katkıları yapan ve öncü roller üstlenen ülkelerden birisidir. BM’nin barışı koruma operasyonlarına iştirak ediyor, Barış için Arabuluculuk ve Medeniyetler İttifakı gibi girişimlerin liderliğini yürütüyor, Gebze’de bulunan BM Teknoloji Bankası ve diğer çalışmalarımızla BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma gündeminin hayata geçirilmesine destek oluyoruz. BM genel bütçesine en fazla katkı sağlayan ilk 20 ülkeden biri olmanın yanı sıra İstanbul’un bir BM merkezi haline getirilmesine yönelik çalışmalarımız çerçevesinde muhtelif BM kuruluş ve ajanslarının bölgesel merkezlerine de İstanbul’da ev sahipliği yapıyoruz. Dış politikamızın temel önceliklerinden biri olan insani diplomasi, ülkemizin BM çatısı altında da etkin rol oynadığı alanlar arasında bulunuyor. Milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülke olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Uluslararası toplumun sorumlu bir mensubu olarak bölgemizde ve ötesinde istikrarın korunması ve çatışmaların önüne geçilmesine yönelik çabalara öncülük ediyoruz. BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres’le işbirliği içinde yürüttüğümüz yoğun gayretler neticesinde Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasına liderlik ettik. İstanbul Anlaşması kapsamında bugüne kadar 8 milyon tonu aşkın tahıl ve benzeri ürünün sevk edilmesini sağladık. Sevkiyatın kesintiye uğramadan sürdürülmesine yönelik diplomatik temaslarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Küresel barış ve huzuru tehdit eden İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede farkındalık oluşturmanın çabasındayız. 15 Mart’ın BM Genel Kurulu tarafından ’Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü’ ilan edilmesine de önderlik ederek bu yönde önemli bir adım attık. Nefret ikliminin toplumsal barışı zehirlememesi için hem BM zemininde hem de ikili planda gayretlerimizi sürdüreceğiz. Her gün binlerce masumun canına mal olan krizlerin çözümünde ve sürdürebilir kalkınmanın sağlanmasında BM’nin daha etkin rol alması gerektiği açıktır. Bunun yolu da BM Güvenlik Konseyi’nin temsilde adalet ilkesine göre reforme edilmesinden geçmektedir. Daha demokratik, şeffaf, etkin ve hesap verebilir bir Güvenlik Konseyi uluslararası toplumun ortak beklentisidir. Üye devletlerin tamamının eşit şekilde temsil edildiği ve uluslararası toplumun ortak iradesini yansıtan BM Genel Kurulu da muhakkak güçlendirilmelidir. Türkiye, BM’nin, BM’nin temsil ettiği değerlerin ve BM faaliyetlerinin güçlü bir destekçisi ve savunucusu olmaya devam edecektir. Bu düşüncelerle ülkemizin de kurucu üyeleri arasında yer aldığı Birleşmiş Milletler’in 77’inci kuruluş yıldönümünü kutluyor, BM’nin çalışmalarının küresel barış, istikrar ve esenliğe katkı sağlamasını temenni ediyorum.”