Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Deprem bölgesinde koordinasyonu TOKİ eliyle yapacağız. Vatandaşımızın ihtiyacı doğrultusunda bölgenin kültürel dokusu, sosyal ihtiyaçları doğrultusunda planlamalarımızı yaptık ve tamamen süreci biz yürüteceğiz. Bağışçı konut yapmak isteyen bir vatandaşımız varsa, ister AFAD üzerinden nakdi yardım yapıp konut yaptırabilir. Onun dışında herhangi bir yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından koordinasyonunu yürüttüğü Gaziantep’te ağır hasar alan Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde incelemelerde bulunarak, kurulan geçici barınma alanlarını ziyaret etti. Konteyner kenti gezen Bakan Kurum, vatandaşların taleplerini dinledi, ardından prefabrik yapıların inşa edildiği alanda yetkililerden bilgi aldı.
“Deprem alanlarında hızlı bir şekilde konteyner kentlerin kurulumunu gerçekleştiriyoruz”
Depremden etkilenen illerde geçici barınma alanlarının kurulumuna devam ettiklerini aktaran Bakan Kurum, “Kurulum sürecini illerimizde başlattık. 10 ilimizde vatandaşlarımızın geçici barınma ihtiyaçlarını karşılayacak yerlerin kurulumunu yapıyoruz. Bugün Nurdağı’ndayız. Nurdağı’nda, İslahiye’de, Gaziantep’imizde toplamda 4 bin 500 konteyner kentimizi gerek çelik, gerek prefabrik, gerek yığma malzemeler, konteynerler ile eş zamanlı kuruyoruz ve bin tanesini bugün itibariyle tamamladık. Vatandaşlarımızı konteyner kentlere yerleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Kurum, konteyner kentlerin özelliklerinden de bahsederek, “Geçici barınma alanları dediğimiz 21 metrekare, 2 odası, banyosu, lavabosu, yine mutfağı içinde olan konteyner kentlerimizi kuruyoruz. Gerek sandviç panel, konteyner, gerek çelik, gerek prefabrik, gerekse yığma malzemelerden yapmak suretiyle hem Nurdağı’nda, hem İslahiye’de, hem de tüm Türkiye’deki deprem alanlarında hızlı bir şekilde kurulumlarını gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
“Hasar tespit sürecinin ardından 10 ilde eş zamanlı olarak inşa sürecini başlatacağız”
Bakan Kurum, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) koordinasyonunda ve Bakanlığın tüm birimleri ile 10 ilde inşa sürecine girileceğini vurgulayarak, “Hasar tespitlerinin tamamlanmasına müteakip inşa süreçlerini etap etap 10 ilde eş zamanlı olarak başlatacağız. Burada ön alanların seçimini tamamladık. Bu alanlara ilişkin ön etütlerimize başladık. Zemin etütlerimize ayrıntılı mikrobölgeleme yaparak, jeolojik, jeofizik mühendislerimiz ve tüm üniversitelerden değişik meslek dallarındaki hocalarımızla bir araya geleceğiz. Onların da sürece dahil olmalarıyla birlikte bu tespit ettiğimiz ön yerleşim yerlerinin artık kalıcı yerleşim yerleri olması noktasındaki çalışmalarımızı yürütüyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Zemin kalitesi kötü, sıvılaşma olan, fay hattına yakın bölgelerde kesinlikle yapılaşma yapılmayacak”
Deprem bölgesinde ayrıntılı çalışmalar yaptıklarını söyleyen Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zemin kalitesi nedir? Sıvılaşma var mı yok mu? Fay hattına olan mesafesi nedir? Tüm bu etütleri yaptıktan sonra şehirdeki kültürel dokuyu, demografik yapıyı, şehrin 50 yılını, 100 yılını planlayacak anlayışla yerleşime uygun yer var ise; evet oraya da zemin artı 3-4 katı geçmeyecek şekilde bina inşa edilecek. Uygun yer yok ise, zemin kalitesi kötü, sıvılaşma var, fay hattına yakın ise kesinlikle buralarda yapılaşma yapılmayacak. Buradaki mülkiyet sahibi vatandaşlarımızı da gerek takas yapmak, gerek imar transferi ile birlikte onları da mağdur etmeden şehrin çeperinde belirlediğimiz sağlam güvenli alanlara taşımasını gerçekleştireceğiz. Şehrin içini de buradaki kültürel dokuyu, tarihi mirasımızı koruyacak anlayışla parklarıyla, bahçeleriyle, sosyal donatılarıyla en sağlam en güvenli yapılaşma anlayışıyla bir master plan yapıyoruz. Türkiye’nin en iyi mimarlarıyla birlikte çalışıyoruz. Tüm mimarlarımız, mühendislerimiz deprem bölgesi için seferber edildi. İnşallah hep birlikte hasar tespitini tamamlayıp, etap etap ihalelerimizi yaparak sözleşmelerimizi yapıp, mart başı itibarıyla inşaatlarımıza hızlı bir şekilde başlayacağız. Bu süreci de 10 ilimizde, ilçelerimiz dahil eş zamanlı yürütmeyi planlıyoruz.”
“Demirimizde, çimentomuzda tedarikte herhangi bir problem, sıkıntı yok”
Bakan Kurum, inşat sürecine dahil tüm planlamaları yaptıklarını ifade ederek, 22 Şubat Çarşamba günü inşaat malzemecileriyle bir araya geleceklerini söyleyerek, “Tedarik zincirini kuracağız. Çünkü 3-4 ay içerisinde bütün deprem bölgelerinde inşa faaliyetleri başlayacak. Görüştük, onlarla ilgili de bir problem yok. Demirimizde, çimentomuzda tedarikte herhangi bir problem, sıkıntı yok. Dolayısıyla hep birlikte, nasıl depremin ilk anında tek yürek olduysak, bütün Türkiye’nin kalbi yüreği deprem bölgeleri için attıysa, aynı anlayışla vatandaşlarımızı evlerine sokana dek onları sağlam, güvenliği yapılara oturtana dek aynı anlayışla 24 saat esasıyla çalışacağız” dedi.
“Deprem bölgesinde koordinasyonu TOKİ eliyle yapacağız; süreci tamamen biz yürüteceğiz”
Bakan Kurum, gazetecilerin deprem bölgesinde yapılacak yapılara özel girişimlerin, müteahhitlerin de katılıp katılmayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Buranın tamamının koordinasyonunu devletimiz, Toplu Konut İdaresi Başkanlığımız eliyle yapacağız. Burada bizim bağlı ilgili bütün iştiraklerimizle Yap İşleri Genel Müdürlüğümüz, Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz inşa faaliyetlerini yürütecek. Direkt köylerimizde tek katlı yapılarımız, orada vatandaşımızın ihtiyacı doğrultusunda bölgenin kültürel dokusu, sosyal ihtiyaçları doğrultusunda planlamalarımızı yaptık ve tamamen süreci biz yürüteceğiz. Bağışçı bir vatandaşımız varsa, konut yapmak isteyen bir vatandaşımız varsa, ister AFAD üzerinden nakdi yardım yapıp konut yaptırabilir. Kendisi yapmak istiyorsa da bizim çizeceğimiz, onaylayacağımız ve yine buradaki müşavirlik denetim sürecini bizim yürüteceğimiz sistem dâhilinde yapacak. Onun dışında herhangi bir yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz.”
“Ovalardan dağlara doğru yerleşim yapacağız, mümkün olmayan yerlerde yerleşime müsaade etmeyeceğiz”
Bakan Kurum, uygun olmayan yerlere kesinlikle yerleşim için müsaade edilmeyeceğini aktararak, “Mümkün olan her ilimizde, ilçemizde ovalardan dağlara doğru yerleşeceğiz. Birçok bölgemizde tarım arazilerimiz mevcut. Tarım arazilerinde yeraltı su seviyesine bakıyoruz, zemin emniyetine bakıyoruz. Dolayısıyla uygun olmayan yere kesinlikle yerleşime müsaade etmeyeceğiz ve mümkün olan her yerde dağlara doğru sağlam zemini bulduğumuz yerlerde, fay hattına uzak olan yerlerde yerleşimi öngörüyoruz. Örneğin İslahiye’de dağdan fay hattımız geçiyor. Dolayısıyla orada fay hattından da uzak bir mesafede en doğru zemin nereyse orada yerleşeceğiz” dedi.