Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanları Toplantısı’na katılmak üzere Fransa’da yaptığı açıklamada, “Suriye’den Libya’ya Kıbrıs’tan Ege’ye ve Akdeniz’e kadar hakkımızı hukukumuzu korumakla mükellefiz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanları Toplantısı’na katılmak üzere geldiği Fransa’nın Starsbourg kenti Türk vatandaşlarla bir araya geldi. Çavuşoğlu vatandaşlar ile buluşmasında yaptığı konuşmada, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı’nın eski başkanları bir araya getirmek üzere yaptığı davet üzerine Strazburg’a geldiğini aktararak, “Sizler de kısa bir süre içinde bilgi verilmesine rağmen bu toplantıya katıldınız. Hepinize canı gönülden teşekkür ediyorum. Kıymetli Başkonsolosumuza bu toplantıyı düzenledikleri için huzurlarınızda teşekkür ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşlara selamlarını ileten Çavuşoğlu, “Biraz önce vatandaşlarımız, Sayın Cumhurbaşkanımızı Fransa’ya davet ettiler. Tabi ki bu davetinizi ileteceğiz. Ama öncesinde tabi Sayın Macron’u Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’ye davet etti. Önümüzdeki süreçte bu ziyaretin de gerçekleşmesi için Fransa Dışişleri Bakanıyla birlikte koordinasyonu inşallah sağlayacağız” dedi. Çok yoğun bir diplomasi trafiği içinde olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Bir hafta içinde üç ülkeye gittik. Önce Milli Savunma Bakanımız, Enerji Bakanımız, Ticaret Bakanımızla beraber Libya’daydık ve dört tane önemli anlaşma imzaladık. Arkasından Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber Prag’a Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesine katılmak için gittik” dedi.
Yurt dışına yaptığı ziyaretlerde mutlaka o ülkede yaşayan Türklerle bir araya geldiğini belirten Çavuşoğlu, “Vatandaşlarımızı dinlemeden dönmek bizi rahatsız eder. Tabi dış politikamızı da katılımcı bir anlayışla oluşturuyoruz, uyguluyoruz, geliştiriyoruz. O nedenle sizleri de dinlemek, sizlerin de görüşlerini almak bizim için faydalı” dedi.
Dünyanın hızla değiştiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, “Sadece şu son üç yıla baktığımız zaman önce küresel bir salgın Covid-19 başladı. Arkasından iklim değişikliği ve çevre krizi hepimizi etkiliyor” dedi. Pakistan’da yaşanan sel felaketine değinen Çavuşoğlu, “Kardeş Pakistan’da aylardır devam eden sel felaketi var. Biz de Türkiye olarak kardeşlerimizin yanındayız. Sürekli yardımlarımızı götürüyoruz. Ne ihtiyaçları varsa bir taraftan trenler gidiyor. Bir taraftan uçaklarımız kalkıyor. Çünkü Kurtuluş Savaşı sırasında altınını, parmağındaki yüzüğü, bileziğini imkanlarını, her şeyini toplayıp bize gönderen Pakistan halkını tabi yalnız bırakmamız mümkün değil” dedi.
“Kanıksadığımız imkanlar artık lükse dönüşüyor”
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa’nın tam ortasında herkesi etkileyen bir savaş olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Elektrik, yakıt, benzin, su, hatta gıda gibi bugüne kadar kanıksadığımız imkanlar artık lükse dönüşüyor. Bunlara çare bulmamız gerekiyor. Tabi bu süreç bu hızlı değişen ve de insanları, hepimizi sarsan, günlük hayatımızı kökten etkileyen bu süreç ciddi değişiklikleri de beraberinde getirecek. O Avrupa Siyasi Topluluğu biraz önce bahsettiğim zirvenin de esas amaçlarından bir tanesi ya da sebeplerinden bir tanesi bu. Bu dünya bu kadar hızlı değişirken hepimizi etkilerken, Avrupa’nın ortasında savaş devam ederken neler yapabiliriz? Ne yapmak lazım? Onu konuştuk. Tabi biz böyle bir durumda öncelikle hak ve çıkarlarımızı korumak zorundayız. Yani bu krizlerin ülkemize ve milletimize etkisini en aza indirmek bizim görevimiz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde de bunu yapmaya çalışıyoruz” dedi.
“İnşallah Türkiye 21’inci yüzyıla damgasını vuracak”
Türkiye’yi gelecek yüzyıla hazırlayan bir projeksiyon olduğunu aktaran Çavuşoğlu, “Bir vizyon ortaya koyduk. 2023, 2053, 2071, hedef ve vizyonları içi boş sloganlar değil. Türkiye asrı diyoruz ve inşallah Türkiye 21’inci yüzyıla bu yüzyıla damgasını vuracak” dedi.
“Suriye’den Libya’ya Kıbrıs’tan Ege’ye ve Akdeniz’e kadar hakkımızı hukukumuzu korumakla mükellefiz”
Öncelikleri olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Ülkenin hak ve çıkarlarını korumak. Suriye’den Libya’ya aynı şekilde Kıbrıs’tan Ege’ye ve Akdeniz’e kadar hakkımızı hukukumuzu korumakla mükellefiz. İkincisi ise bölgesel ve küresel krizlere barış ve refah yoluyla katkı sağlamaktır. Yani bu sorunların çözümüne katkı sağlamak aynı zamanda barışa ve refaha katkı sağlamak Türkiye’nin hedeflerinden bir tanesi elbette mazlumun, düşkünün yanında olmak da bizim için bir görev. Afganistan’dan Libya’ya, Ukrayna’dan Somali’ye, etkin varlığımızla barış ve istikrara destek oluyoruz. Bu rolü bugün Türkiye’ye kadar etkili kullanan başka bir aktörün olmadığını da maalesef. Yani biz kendimizi övmek için söylemiyoruz. Ama maalesef bu bir gerçektir” dedi.
“(Rusya-Ukrayna Savaşı) Siyasi süreçte en aktif ülke Türkiye”
Türkiye’nin dünyadaki çatışmalar, krizler ve savaşlardaki ara buluculuk rolüne değinen Çavuşoğlu, “Tabi ara buluculuk ve kolaylaştırıcılık rolümüz daha da etkin hale geldi. Biliyorsunuz Türkiye olarak biz hem Birleşmiş Milletler’de hem Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda hem de bizim girişimimizle İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Barış İçin Ara Bulucuk Dostlar Grubu’nun eş başkanlığını yapıyoruz. BM’de Finlandiya’yla beraber Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda Finlandiya ve İsviçre’yle beraber İslam İşbirliği Teşkilatı’nda da Sekreterya, Suudi Arabistan ve Gambia ile beraber Ara Bulucuk Dostlar Grubu’na başkanlık ediyoruz. Bu sadece gidip orada oturmak değil, toplantılar düzenlemek değil, bugün dünyadaki ara bulucuları da İstanbul’daki programımızda eğitiyoruz, yetiştiriyoruz. Buna da çok ihtiyacımız var. Bu rolümüz konusunda uzağa gitmeye gerek yok. Şu Ukrayna Savaşı’nda bile maalesef halen devam ediyor. Siyasi süreçte en aktif ülke Türkiye. Ara bulucu ve kolaylaştırıcı olarak ateşkesin tesis edilmesi için en çok çaba sarf eden, somut adım atan Türkiye” dedi.
“Tahıl krizine çözüm bulan ülke BM’yle birlikte Türkiye”
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın neden olduğu küresel gıda krizine değinen Çavuşoğlu, “Yine dünya bir gıda kriziyle, özellikle tahıl kriziyle karşı karşıya kaldığı zaman. Tahıl krizine çözüm bulan ülke BM’yle birlikte Türkiye. Bugün BM Genel Sekreteri’nin açıklamalarına baktığınız zaman görev süresince yaptığı en iyi işin, en faydalı işin tahıl krizini çözmek olduğunu söylüyor” dedi.
“(Rusya-Ukrayna Savaşı) Herkes Türkiye’nin bu rolünün devam etmesini istiyor”
BM gibi çatı kuruluşların bile bugün Türkiye gibi önemli aktörler olmadan yetersiz kaldığını söyleyen Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız durup dururken dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür demiyor. Çünkü sistem gerçekten yetersiz. Yine en son esir takası konusunda da Türkiye’nin aktif rolünü görmüşsünüzdür. Yine bu Zaporijya’daki nükleer enerji santral konusunda da önce Rus ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı uzmanlarının İstanbul’da bir araya getirdik. Daha sonra uzmanların Zaporijya’ya gitmesini sağladık ve görüşmeler devam ediyor. Son günlerde savaşın alevlendiği bir ortamda herkesin tabi bu santralle ilgili endişesi var. Bir de nükleer silah kullanılır mı? Kullanılmaz mı? Endişelerin olduğunu da görüyorsunuz. Herkes Türkiye’nin bu rolünün devam etmesini istiyor. Bunu BM Genel Kurulu marjında tüm görüşmelerimizde ve bizim bile olmadığımız toplantılarda, platformlarda konuşan herkesin vurguladığı bir unsur” dedi.
“Sert gücümüzün de, yumuşak gücümüzün de ne olduğunu biliyoruz”
Türkiye’nin sadece sözle değil, fiili olarak da destek beklediğini dile getiren Çavuşoğlu, “Tabi biz ülkemizin çıkarı neyse de onu yapmak durumundayız. Gerçekliği gerçekçi bir anlayışla yol almamız lazım. Öyle hayali değil. Gücümüzün ne olduğunu biliyoruz. Sert gücümüzün de, yumuşak gücümüzün de ne olduğunu biliyoruz. Ama en önemlisi bunları nasıl kullanabileceğimizi yerinde dengeli bir şekilde kullanabileceğimizi ve akıllı güç olmanın ne olduğunu biliyoruz. En önemlisi de bu” dedi.
“Biz bölgede istikrar istiyoruz”
Türkiye’nin ilişkilerinde problemler olan birçok ülke ile normalleşme sürecine girdiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Bölgemizde bazı ülkelerle biliyorsunuz ilişkilerimizde problemler vardı. Bunların çoğuna baktığımız zaman bizden kaynaklanan değil hemen hemen hepsi karşı taraftan kaynaklanan sorunlar olduğunu söyleyebilirim. Ama normalleşme süreçleri de devam ediyor. Biz bölgede istikrar istiyoruz. İşte Ermenistan’la normalleşme konusunda Azerbaycan’ın zaferinden sonra bir fırsat ortaya çıktı. Yine Birleşik Arap Emirlikleri’yle bir ilişkilerde soğukluk kopukluk vardı. Telafi ediyoruz. Suudi Arabistan’da ilişkilerimizde soğukluk vardı. Onu tekrar rayına koyuyoruz. Mısır’la sürecimiz devam ediyor. İsrail’le aynı şekilde normalleşme süreci devam ediyor ve karşılıklı büyükelçilerimizi atadık. Görevlendirdik” dedi.
“Filistin davasını Türkiye olarak herkesin sustuğu bir ortamda tek başımıza kalsak bile savunduk”
İsrail’le normalleşme sürecinde Filistin davasından vazgeçilmeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Ama şunu da bir kere daha söylemek isterim. Bizim İsrail’le ilişkilerimizin normalleşmesi Filistin davası pahasına olmaz, olamaz, olmayacaktır da. Çünkü Filistin davasını bugüne kadar Türkiye olarak herkesin sustuğu bir ortamda tek başımıza kalsak bile savunduk, savunmaya devam ediyoruz. Filistin’le ilgili mesajlarımızı da çok açık net bir şekilde İsrail tarafına da iletiyoruz. İki devletli çözümün tek çıkar yolu olduğunu tek çözüm olduğunu da kendilerine de anlatıyoruz. En son New York’ta Sayın Cumhurbaşkanımız ikili görüşmesinde İsrail Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Lapid’e bunları açıkça söyledi. Geçmişte yapılan tüm hataları da o haritalarla ve tüm şeylerle Cumhurbaşkanımız bir kere daha gösterdi” dedi.
“İfade özgürlüğü tek taraflı yorumlanıyor”
Irkçılık, İslam düşmanlığı ve yabancı düşmanlığının Avrupa’da giderek arttığına dikkat çeken Çavuşoğlu, “Bizim zamanımızda bizim görev yaptığımız yıllarda demokrasinin beşiği dediğimiz, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün evi dediğimiz Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde de bu ırkçı akımı savunan ya da destekleyen içinde olan milletvekili sayısının da arttığını üzülerek görüyoruz. Bu bağlamda sizlerin yaşadıklarınızı, çektiğiniz sıkıntıları da çok iyi biliyoruz. Bunları gidermek için de arkadaşlarımızla beraber yoğun çaba sarf ediyoruz. Özellikle vatandaşlarımızı hedef alan yabancı düşmanlığı, İslamofobi konularını yakından takip ediyoruz. Ben de bizzat Dışişleri Bakanı olarak takip ediyorum. Maalesef ifade özgürlüğü tek taraflı yorumlanıyor. Aynı şekilde çifte standardın sıkça görüldüğü bir dönemdeyiz. Bununla sizler de karşılaşıyorsunuz. Bu tür ırkçı yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı içeren gelişmelerde, saldırılarda, muhataplarımızı anlattığımız zaman onlarda da görüyoruz. Bize demokrasi, insan hakları konusunda ders vermeye çalışan ülkelerde de bunu görüyoruz, yaşıyoruz. Elbette bizim bunlara vereceğimiz cevap olmalıdır. Oluyor ve veriyoruz. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımız gerekse bizler her platformda bunları anlatmaya devam edeceğiz” dedi.
Dışişleri Bakanlığı, İslam düşmanlığı, ayrılıkçı ve yabancı düşmanlığı hakkında rapor yayınlayacak
Dışişleri Bakanlığının İslam düşmanlığı içeren, yabancı düşmanlığı içeren tüm eylemlerle ilgili bir rapor da hazırladığını açıklayan Çavuşoğlu, yakında söz konusu raporun yayınlanacağını belirterek, “En son arkadaşlarımız bana gösterdi. Onun üzerinde bazı görüşlerimi de aktardım. Şimdi arkadaşlarımız tekrar üzerinde çalışıyor. Bu raporu da her sene yayınlamayı planlıyoruz. Ya da iki senede bir yayınlamayı planlıyoruz. Tüm dünyaya da bu artan İslam düşmanlığı, ayrılıkçı ve yabancı düşmanlığı içeren saldırıları anlatmak da bizim görevimiz” dedi.
Fransa’da 800 bin Türk vatandaşının bulunduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, özellikle siyasette ve lobicilikte Türkiye’nin daha etkili olabileceğini belirterek, “Ermeni diasporasına karşı daha örgütlü bir şekilde sesinizi daha iyi çıkarmanız gerekiyor sevgili vatandaşlarım” dedi.
“Avusturya gibi yerlerde cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylar Türk oylarını almak için yarışıyor”
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının mutlaka seçmen olarak da kayıtlarını yaptırmasını isteyen Çavuşoğlu, “Yani yerel seçimlerde ve genel seçimlerde oy kullanmanız lazım. 800 bin vatandaşın bugün yarısı oy kullansa Fransa’da çok şeyi değiştirir. Türkiye’de çok şeyi değiştirir. Her yerde çok şeyi değiştirir ve görüyorum ki Avusturya gibi yerlerde cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylar Türk oylarını almak için yarışıyor. Niye? Orada gücünü gösteriyor. Tabi Avusturya’nın nüfusuyla Fransa’nın nüfusu bir değil ama etkili. Yani sonuçta mutlaka seçmen kütüğüne buradaki kayıtlarınızı yaptırın. Bir de Türkiye’de seçimler var. Artık siz Türkiye’deki seçimlerde yerel seçimler hariç oy kullanabiliyorsunuz. Türkiye’deki seçimlerde oylarınızı kullanarak Türkiye’nin yönetilmesine katkı sağlayacaksınız. Bunu hedefleyerek zaten yurt dışında vatandaşlarımızın oy verebilmesi için gerekli yasal düzenlemeyi yaptık." dedi.
“Macron’un Cezayir’deyken Türkiye aleyhine konuşması doğru bir yaklaşım olmadı”
Çavuşoğlu, “Fransa’yla ilişkilerimizi tarif etmeye gerek yok. Tarihini tarif etmeye gerek yok. Kanuni Sultan Süleyman’a kadar gidiyor. Geçmişte ilişkilerimizin de iyi olduğu bir ülke. Bugün de ilişkilerimizi geliştirmek için çaba sarf ediyoruz. Elbette inişler çıkışlar oluyor. Bu inişler çıkışlar olduğu zaman da bak samimi söylüyorum şu anda ilişkilerimizde hani bir gerginlik yok. Yani Fransa’dan kaynaklanan açıklamalar, eylemler, söylemler yüzünden oluyor. En son Sayın Macron’un Cezayir’deyken Türkiye aleyhine konuşması doğru bir yaklaşım olmadı. Biz cevabımızı veriyoruz. Söylüyoruz da kendilerine de yüzlerine de söylüyoruz. Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyareti verimli geçti. Açık, gayet şeffaf, her şeyi konuştuk. İlişkilerimizi nasıl geliştireceğiz? Onları da konuştuk” dedi.
“Hepimizin el birliğiyle Afrika’nın kalkınmasına katkı sağlamamız lazım”
Fransa’nın Afrika’da Türkiye’nin önemli bir aktör olduğumuzu görmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Bizimle iş birliği yaptığı zaman, istişare ettiği zaman görecek ki biz kimseyle rekabet etmiyoruz. Afrika’da veya başka bir yerde. Hiçbir yerde rekabet etmiyoruz. Niye rekabet edelim? Afrika çok büyük bir kıta. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Hepimizin el birliğiyle Afrika’nın kalkınmasına katkı sağlamamız lazım. Bir tek bir konuda hassas olmamız lazım. Yani oralara sömürgeci yaklaşımla gitmeyeceğiz. O ülkelerle o eşit bir şekilde kazan kazan anlayışıyla çalışacağız. Afrika’daki örgütlerle de aynı çalışmamız lazım. Biz memnuniyetle dedik ve ilk istişare Türkiye’de oldu. Türkiye’yi rakip olarak görmek. Türkiye’yi dışlamaya çalışmak, ne o ülkelere yarar sağlar? Ne de o bölgelere yarar sağlar” dedi.
“Türkiye’yle iş birliği yaparlarsa herkesin yararına olur”
Bazı ülkelerin Türkiye’yi Balkanlar’da rakip olarak gördüğünü ifade eden Çavuşoğlu, “Türkiye’yi Çin ve Rusya’yla aynı kategoriye koymaya çalışıyor. Baktığınız zaman hiçbirisi Türkiye’ye kadar Balkanlar’a katkı sağlamamış. Balkanlar bu kadar güçlü bağı olan ülke değil. Şu yaşanan krizlerde de Balkanlar’daki tüm ülkelere baktığımız zaman Bosna-Hersek içindeki etnik gruplar aynı şekilde Sırbistan, Kosova konusu. Bu ülkelerin hepsinin aynı anda Türkiye’den daha çok güvenebileceği bir ülke de yok. Belki bundan rahatsız oluyorlardır. En son bir anket yayınlandı biliyorsunuz bu ülkelerde. Cumhurbaşkanımız birçok ülkede birinci ama toplamda da en çok güvenilen liderin başında geliyor. Bu durup dururken olmuyor ki. Bizim buralara yaklaşımımızdan dolayı oluyor. O ülkelerde Avrupa Birliği başta olmak üzere Afrika olsun, Balkanlar olsun sorunların yaşadığı bölgelerde Türkiye’yle iş birliği yaparlarsa herkesin yararına olur” dedi.
“Vizyonsuzluk maalesef Avrupa Birliği’nin önünde bir engel”
Avrupa Birliği’ne (AB) seslenen Çavuşoğlu, “Bugüne kadar bizi dışlayan Avrupa Birliği’ne açıkça söylüyoruz. Eğer biz bugüne kadar yaptıklarımızı ve yapıyor olduklarımızı Avrupa Birliği’yle beraber yapsaydık. Bugün Avrupa Birliği dünyada çok önemli bir aktör olarak ayakta alkışlanırdı. Ama işte o vizyonsuzluk maalesef Avrupa Birliği’nin önünde bir engel bu gerçekleri de göremiyorlar” dedi.
“FETÖ terör örgütünün de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa da faaliyetleri maalesef devam ediyor”
Terör örgütlerinin Fransa’da faaliyetlerinin devam ettiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, “Fransa’yla ticaret, bilim, her alanda ilişkilerimizi geliştirmemiz lazım. Eğitim işbirliği anlaşması epeydir müzakere diyoruz. Diğer taraftan PYD/PKK’nın buradaki varlığı ve onları Elysee’de kabul etmeleri bizim kabul edebileceğimiz bir durum değildir. FETÖ terör örgütünün de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa da faaliyetleri maalesef devam ediyor” dedi.