Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği’nin düzenlediği, ’Tarımda Türkiye Yüzyılı’ toplantısında konuşan Tarım Bakanı Kirişci, tarımın bir milli güvenlik meselesi haline geldiğini belirterek, bu yılki ihracat beklentisinin ise 30 milyar dolar olduğunu söyledi.
Bakan Kirişci, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak ortaya konulan iradenin temelinde, birlikte yapma, birlikte çalışma ve birlikte üretim yatmaktadır diyerek, “Artık yeni bir yüzyıla adım atmak üzereyiz. Bu yüzyılın adı “Türkiye yüzyılı”. Burada tarımsız ve ormansız bir yüzyılı düşünmek mümkün değil. Bundan dolayı da tarım ve ormanın ağırlıkta olacağı bir yüzyılı inşallah gelecek yıldan itibaren idrak ediyor olacağız. Tarım Türkiye yüzyılının en güçlü ayaklarından birisi olmak zorunda ise o zaman bizim buna ilişkin ana hatları belirtmemiz gerekmektedir. Bizim kendi kültürümü, kendi tarihimiz ve oradan süregelen bir takım değerlerimiz var. Bu değerlerimizin yeni yüzyılda nasıl şekillenmesi gerektiği konusunda mutlaka bizim de bir çalışma yapmamız gerekiyor. Bakanlık olarak göreve geldiğimiz gün bu çalışmayı başlattık. Tıpkı pandemiden sonra yeni normalden nasıl bahsediyorsak Türkiye yüzyılı için de bizim yeni bir şeyler söylememiz gerektiği açıktır” ifadelerini kullandı.
“Tarım milli güvenlik meselesi haline geldi”
Tarımın, pandemiden sonra uzun süre stratejik bir sektör olarak algılanmadığını belirten Kirişci, “Uzun bir dönem ülkemizde ve dünya genelinde sanki tarım sektörü gelir getiren ve insanlar için stratejik olan bir sektör değilmiş gibi algılandı. Bundan dolayı da tarım topraklarımız, suyumuz ve diğer girdilerimiz konusunda hoyratça davrandığımızı söylememiz çok abartı olmaz. Açıkçası tarım adeta bir milli güvenlik meselesi haline gelmiş ve stratejik ürünler vazgeçilmez olarak ifade edilmeye başlanmıştır. İnsanların üç temel ihtiyacı olan beslenme, barınma ve giyinme. Tarım da aslından bunların her üçünü karşılayan bir sektör. Unutmayalım ki biz millet olarak kıl çadırlardan geldik. Bu sebeple tarımı Türkiye yüzyılının kilit taşlarından birisi olarak değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Çıkan kanunlar bize yol gösterici oldu”
Hukuk devletinde mevzuat önemli olduğunu aktaran Bakan Kirişci, “Biz iktidara gelene kadar bizden önce bir hükümet yoktu diyemeyiz elbette. Kim hangi katkıyı sağladıysa buna da müteşekkiriz ama düşünün ki tarım ülkesi olarak bilinen bir ülkenin tarım kanunu yoktu, ıslahçı hakları kanunu yoktu, tohumculuk kanunu yoktu, lisanslı depoculuk kanunu yoktu. Toprak koruma ve arazi kullanım kanunu yoktu. Bunun gibi 10’un üzerinde temel ve vazgeçilmez kanunlar bu dönemde çıktı ve bize yol gösterici oldu. Bugün eğer bir tarım kanunu varsa ve bu kanununda desteklemenin nasıl yapılacağı tanımlanmışsa bu önemlidir. Biz bu kanunla yol yürüyoruz” dedi.
Üreticileri tebrik etti
Türkiye’de son dönemde yaşanan nüfus artışına yönelik açıklamalarda bulunan Bakan Kirişci, “2002 yılından bugüne Türkiye nüfusunun üzerine 20 milyon nüfus ekledi. Bunu kimse konuşmuyor. Türkiye tarımda öncü olarak gösterilen bir ülkenin nüfusunun 1.2 katı neredeyse büyüklükte bir nüfusu son 20 yılda kendi nüfusuna eklemlenmiş durumda. Bu ülkeye gelen misafirlerimizin turistlerin sayısı da 2002’de 15 milyon iken bugün 52 milyonlara dayandı. Elde etmiş olduğumuz turizm gelirleri elbette var ama bu turistlere bu ülkenin üreticilerinin ürettiklerini ikram ettiğimizi de herkesin bilmesi lazım. Yani 85 milyonun yanı sıra bir de bu ülkeye gelen turistleri ve ülkeyi güvenli liman olarak görüp sığınan 5 milyona yakın sığınmacıyı da doyuran bir üretici var. Ben bunlara her daim eli öpülesi üreticiler diyorum” diye konuştu.
“Bu yı ki ihracat beklentimiz 30 milyar dolar”
2002 yılında 3.8 milyar dolarlık bir ihracatın olduğunu belirten Kirişci, “Bu ihracatımız 2021 yılı itibariyle 25 milyar dolara geldi. Bu yıl ki beklentimiz 30 milyar dolar. 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılında inşallah 2002 deki tüm Türkiye ihracatına eşdeğer tarım ürünleri ihracatı gerçekleşmiş olacak. Biz refahtan kaynaklı olarak ihtiyaçlarımızın ve ürün çeşitliliğinin arttığını da bunun üzerine ekleme dediğimizde gerçekten son 20 yılda çıkarılan bu yasaların verilen desteklerin Cumhurbaşkanımızın tarım sektörüne atfetmiş olduğu değerin çok önemli olduğunu ve bunun bir sonucu olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım” şeklinde konuştu.
“Bulunurluk konusunda en ufak bir problem yok”
Türkiye’deki tüketicinin ürün bulma konusunda bir problem yaşamadığını aktaran Kirişci, “Düşünün ülkenin adı Almanya, ülkenin adı Hollanda, ülkenin adı İtalya, ülkenin adı İngiltere raflarda olmayan ürünler var ve bu ürünlerin eksikliklerinden şikâyetçi olan tüketici var. Ama hamdolsun Türkiye’de bu ürünlerle ilgili en ufak bir eksiklik yok. Bulunmayan ürün en pahalı üründür. Evet bir enflasyon, problemimiz var. Evet, bu enflasyonla ilgili bu ayki enflasyon rakamlarından hareketle aşağı doğru düşüş var ama netice itibariyle bu ülkede üretim var. Bu ülkede istihdam var, ihracat var ve bulunurluk konusunda en ufak bir problem yok. Bu konuları yine belirttiğim gibi, bu ülkenin üreticisinin bir başarısı akıl ve alın terinin bir ürünü olarak ifade etmemizde yarar var” dedi.
“Bitkisel üretimde tüm zamanların rekorunu kıracağız”
Bitkisel üretim konusunda rekor seviyeyi ulaşılmasının hedeflendiğini belirten Kirişci, “Tabii ki 98 milyon ton olan üretimimiz 117 milyon tona çıkmıştı. Kuraklığa rağmen 2021 yılında ve bu yıl tüm zamanların inşallah rekorunu kıracağız diyoruz. 127 milyon tonu bitkisel üretimde göreceğiz. Hayvansal üretimde de aynı şekilde büyük başta küçükbaşta ve diğer hayvancılıkla ilgili faaliyetlerimizde de benzer bir şekilde artışların olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
“Tarımı anlatma konusunda eksiğimiz var”
Tarımı tanıtma ve anlatma konusunda eksiliklerin olduğunu aktaran Kirişci, “Bizim bir tanıtım ve anlatım eksikliğimiz var. Biz kimseye bunlar bizi anlamıyorlar demeyelim. Anlatamadığımızı ve bu konuda yeterli olmadığımızı kabul ederek daha iyisini nasıl yapmamız gerektiğini hep birlikte tartışalım. İşe ana sınıfına giden çocuklardan başlayalım. Ana sınıfındaki çocuklardan başlayarak tohum, tohumculuk un ne olduğunu hibritin olduğunu tohumun veya bir kalıntının ne olduğunu bunları bir anlatalım. Bizim maalesef tarımı bilip yazan az sayıda bizim tarım okuryazarımız var. Bundan dolayı bizim sorumluluğumuzun bir miktar daha fazla olduğu. Bu çerçevede de okul çocuklarından başlayarak toplumun bütün kesimlerini bilgilendirmenin gayreti içerisinde olalım. Bakanlık olarak biz kendi bunlara yer vermek adına Tarım Orman Gençlik Konseyi’ni kuracağız inşallah bunun çalışmaları hızla devam ediyor. Buralara başvuru süreçlerini başlattık ve buralara yapılan bu başvuruları değerlendirdikten sonra bu konseyin oluşumu konusu gündeme gelecek ve ben buralardan da çok istifade edeceğimizi düşünüyorum. Türkiye’nin yaş ortalaması 33. Teknofest kuşağının ürettiği ürünlerle iftihar eden bir Türkiye’nin tarım alanında da kendi Teknofest kuşağı gibi Bir kuşağı mutlaka ortaya çıkarması ve bunların alın ve akıl terinden istifade etmesi bizim olmazsa olmazımız olmalıdır” dedi.
Kirişci, “Bildiğiniz gibi Milli Eğitim bakanlığımızla birlikte biz 2 bin köy yaşam merkezinin açılışını gerçekleştirdik. Ama bu yetmez inşallah tüm Türkiye’de o şu veya bu sahibinde kapanmış olan okulların köylerdeki okulların yeniden açılması ve buraların sadece milli eğitimin kendi eğitim faaliyetleriyle ilgili değil, aynı zamanda tarımsal yayım içinde tarımsal faaliyetlerimiz için de birer üs olarak kullanılması gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum” diye konuştu.
“Her süreçten sorumluyuz”
Bizler bu tarımsal faaliyetlerle ilgili tohumdan ürünün tüketiciye ulaştığı ana kadar her süreçten sorumluyuz. Bakanlık olarak gerçekten çok geniş yetkililerimiz ama bu yetkililerimizden kaynaklı olarak da sorumluluklarımız var. Biz doğal olarak bu sürecin üreticinin rahatlaması adına bir takım adımlar atmamız gerektiğini gördük. Çiftçi kayıt sistemini e devlete başlangıç içinde olsa taşıyarak bir önemli adımı attığımızı düşünüyorum. Bu adımımız da üreticilerimiz iki haftayı alan uğraşlarla mücadele etmek yerine artık traktörünün üzerinde, ahırda hayvanının yanındayken bile e-devlete girişinin imkânsız olmadığını, bunun mümkün olduğunu gösterdik ve bu yolla da üreticilerimizi iki dakikalık bir sürede e-devlet üzerinden işlem yapma ve buradaki faaliyetleri bu şekilde sürdürme imkânını onlara sağlamış olduk” ifadelerini kullandı.
“Tarım cebimde” mobil uygulaması
Bakan Kirişci, “Tarım cebimde adında bir uygulamayı geliştirdiklerini belirterek, “Mobil uygulamamızda bizim tarımla ilgili bütün faaliyetlerimiz görünecek. Böylece eksiklik olduğunun düşünülmesinin önüne geçilecek” ifadelerini kullandı.
Kirişci, mülkiyet hakkıyla kullanım hakkını birbirinden ayıran bir düzenlemeye gidildiğini belirterek, “Biliyorsunuz, şu anda desteklemelerden Çiftçi Kayıt Sistemi, esas alınıyor. Bitkisel üretim için biz Çiftçi Kayır Sistemi’nin dışında bakanlığın diğer kayıtları da esas alınır şeklinde düzenleyerek burada da yine üreticilerimizi rahatlatacak kız bir başka uygulamamız, üretici, sözleşmeli üretime rağmen eğer gelirini garanti altına alınsın, geliriyle ilgili bir endişe taşımak istemediğini beyan ediyorsa, bunun gereği olarak da. Bir gelir koruma poliçesini de inşallah 2023’ten itibaren tüm Türkiye’de devreye koyacağız. Şu anda hali hazırda Konya’nın bütün ilçelerinde önce başlangıç için üç ilçesinde uygulanmaya başlandı şimdi de tüm ilçelerinde uygulanan bir uygulama haline geldi. Bunların tabii ki mevzuatla ilgili olan kısımları elbette bakanlık olarak artık yeni sistemde bizim görev alanımızda değil. Burada milletvekillerimiz var, komisyon başkanımız var. O meclisimizin işi meclisimizin tensip yerine bunu arz edeceğiz ve meclisimiz ben eminim bu bizim isteklerimizi ve arzularımızı, milletimizin, üreticimizin sesi olarak dikkate alınıp buna uygun bir mevzuat çalışmasını inşallah ülkemize kazandırırlar” şeklinde konuştu.
Üreticiye su tüketimi uyarısı
Kirişci, üreticilerden, ürün yetiştirilirken suya daha az ihtiyaç duyulan çeşitlerin tercih edilmesini isteyerek, “Buradan siz değerli tohumcu kardeşlerime seslenmek istiyorum ıslahla ilgili çalışan kardeşlerime seslenmek istiyorum lütfen ve lütfen, biz çeşit yerleştirirken suya daha az suya ihtiyaç duyan, kuraklığa dayanıklı çeşitler üzerinde daha fazla mesai harcayalım. Çünkü Türkiye şu anda kişi başı bin 323 metre küp su ile dünyada su kısıtı altında yaşayan ülkeler kategorisinde. Nüfusumuz daha da artarsa doğaldır ki artık bu bin ila bin 700 metreküp arasındaki suyun altına da inmiş olacağız ve biz burada. Bu. O seviyenin altına düşmeden bazı tedbirleri almamız gerekiyor. Bu tedbirleri de kısa zamanda inşallah alalım” dedi.
Kirişci şöyle devam etti: "Biliyoruz tarımsal sulamada aslan payını tarımsal sulama alıyor ama içme suyu ve endüstriyel kullanımı için de su tüketimini çok dikkat etmemiz gerektiğini, onun da altını çizmek istiyorum. Tabii ki Türkiye. Örneğin 2002’de yüzde 20 olan savunma sanayi konusundaki yerlilik ve millilik oranının nasıl yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıkardıysa biz de özellikle yerlilik konusunda tohumculukta elde ettiğimiz başarıyla her vesileyle dile getiriyoruz. Daha fazlasını yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz çünkü sizin gibi çalışkan işinin tabir yerindeyse takipçisi olan üreticilerimiz var. Biz sizlere güveniyoruz. Ve bu bunları da dikkate alarak daha fazla yerlileştirme ve daha fazla da millileştirme konusundaki desteklerimizle inşallah devam edecektir. Bu çalışmaları bir gün dahi geciktirilmeden tıpkı bizim Türkiye yüzyılı şarkısında olduğu gibi yarın değil hemen şimdi diyorum”
Programa, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Antalya Vali Yardımcısı Aydın Abak, 27. Dönem Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yunus Kılıç, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, Tohum Yöneticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Hacı Ömer Güler, milletvekilleri, Antalya Bölge Adliye Komisyonu Başkanı Ali Nevzat Açıkgöz, Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, tarım İşletmeleri Genel Müdürü Dr. Hasan Gezginç, Antakya AK Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, MHP Antalya İl Başkanı, Hilmi Durgun ve Türkiye Tohumcular Birliği Savaş Akcan katıldı.