Bakan Dönmez: “Trakya’da yeni nükleer güç santrali için yer tespit çalışmaları devam ediyor”

Bakan Dönmez: “Trakya’da yeni nükleer güç santrali için yer tespit çalışmaları devam ediyor”

Ekonomi Haberleri 8.11.2022 15:19:21 0
Bakan Dönmez: “Trakya’da yeni nükleer güç santrali için yer tespit çalışmaları devam ediyor”
Tarih: 08.11.2022 15:19
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Nükleer önümüzdeki dönemde sadece bizim değil hem Avrupa’nın hem de gelişmiş birçok ülkenin yeni alternatif temiz enerji kaynağı olarak gündeme geliyor. Bizim de Akkuyu ile başlayan bu sürecimiz Sinop’la belki üçüncüsü için Trakya olabilir. Trakya’da yer tespit çalışmaları devam ediyor” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TRT Haber’de gazeteci Gülçin Üstün’ün sorularını yanıtladı.
Bakan Dönmez burada yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin son yıllarda hem ulusal iletim şebekesini hem de Avrupa’nın arz güvenliğini güçlendirmek için önemli roller üstlendiğini savunarak, “Bunlar TANAP ve Türk Akımı gibi projeler. Biz altyapımızı güçlendirirken yeni kaynak girişlerini sağladık. Biliyorsunuz boru hatları ile Rusya’dan, Azerbaycan’dan İran’dan doğal gaz alıyoruz. Ama bunlar birer hat olarak gelmişti. Şimdi bunların sayılarını ve kapasitelerini artırdık. İran’dan tek boru hattı ile geliyor. Azerbaycan’dan sadece Bakü-Tiflis-Erzurum hattı vardı. Buna en son TANAP da eklenmiş oldu. TANAP hem Türkiye’ye gaz taşıyor hem de İtalya’ya kadar giden bir botu hattı sisteminden bahsediyoruz. Rusya’dan biz eskiden Batı Hattı dediğimiz Ukrayna-Romanya-Bulgaristan üzerinden aldığımız bir boru hattı vardı. Akabinde Mavi Akım devreye girmişti Samsun’da. Şimdi Türk Akım 2, Hat 1’den devreye girmiş oldu. Bunlardan biri doğrudan ulusal iletim sistemimize bağlı. Türk Akım 2 adını verdiğimiz diğer boru hattı da Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya gaz tedariki sağlayan bir diğer proje” ifadelerini kullandı.
Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) işleme kapasitesini artırdıklarını ifade eden Bakan Dönmez, “Sadece iki tane LNG kara terminali varken birisi İzmir’de diğer Marmara Ereğlisi’nde. Bunları biz iki tane de yüzer depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) adını verdiğimiz gemi üzerinde gazlaştırma imkanı olan iki tane ünitemizi de devreye aldık. Biri Hatay Dörtyol’da diğeri de İzmir Aliağa’da. Üçüncüsü de bu yılın sonuna kadar tamamlanacak Saroz’da. Terminal işlemleri bitti. Tabii gemi FSRU ile ilgili görüşmelerimiz devam ediyor” diye konuştu.
Ülkelerin yer altı doğal gaz depolama tesisleri olmadığı takdirde kış aylarında yoğun tüketimin olduğu anlarda sistemin dengesini koruma imkanını olmayacağını dile getiren Bakan Dönmez, “Bunun için de şunu yaptık: Tuz gölü yeni devreye girmiş oldu bundan 4 sene önce. 1 milyar 200 milyon metreküplük doğal gaz depolama kapasitemiz var. Orada kapasite artırma çalışmalarımız devam ediyor. İki yıl içerisinde oradaki kapasitemizi 5 milyar 400 milyon metreküpe çıkaracağız. Silivri’de bizim yer altı depomuz vardı. Yaklaşık 3 milyar metreküplük. Oradaki çalışmalarımız da tamamlanmak üzere. Bu yıl sonuna kadar oradaki kapasitemiz de 4 milyar 600 milyon metreküpe çıkaracağız” diye konuştu.

“Türkiye gazın ticaretinin bölge ve merkez olmayacak. Aynı zamanda dağıtımın da yapılacağı bir merkez olacak”
Türkiye’nin Rusya ile anlaşmasının arından gaz merkezi haline gelip gelmeyeceğini değerlendiren Bakan Dönmez, “Biz bu altyapımızı güçlendirirken sadece Türkiye’deki talebi karşılamak üzere değil Türkiye jeopolitik pozisyonu ve coğrafyası itibarıyla kaynak ülkelere yakınlığı ve talep ülkelere -tüketim noktalarına- yakınlığı itibarıyla sonra derece stratejik bir yerde bulunuyor. Artık bunu sadece biz söylemiyoruz. Hem talep tarafında ülkeler -komşu ülkeler başta olmak üzere- hem de bize gaz tedariki yapan kaynak ülkeler artık Türkiye’nin bu stratejisinin bir an önce hayata geçirilmesi noktasında da niyetlerini ifade ediyorlar. Gaz merkezi ifadesi de burada doğru. Türkiye gazın ticaretinin bölge ve merkez olmayacak. Aynı zamanda dağıtımın da yapılacağı bir merkez olacak. Bu durumda fiyatın da belirlendiği bir merkez olacağız. Fiyat mekanizmasında da varız. İstanbul’da bizim ulusal enerji piyasasını işleten bir borsamız var. Günlük elektrik ve doğal gaz tarafında. Toptan doğal gaz piyasası da orada çalışıyor. Biz oradaki teknolojik altyapımızı bu yeni merkez için de kullanacağız. Dağıtım merkezi ağırlıklı olarak Trakya’da olacak. Çünkü birçok boru hattının girdiği nokta orası. Doğudan gelen boru hatlarının büyük bir kısmı batıda termine oluyor. Bu yönleri itibarıyla baktığımızda ciddi bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz.”

“Karadeniz gazının ihtiyaçlara göre ihracatı bile gündeme gelecek”
Kaynak ülkelere yakınlığın yanı sıra Türkiye’nin kaynak ülke olma noktasında ilerlediğini savunan Bakan Dönmez, “Karadeniz gazı ile kendi gazımızı da sisteme dahil etmiş olacağız. Oradaki ihtiyaçlara göre belki bu gazın ihracatı bile gündeme gelecek. Burada önemli olan şu: Kaynak çeşitliliğinin oldukça fazla olması ve gazın gazla rekabetine ortam oluşturulması. Bugün Avrupa’daki birçok hub (merkez) noktalarına baktığımızda da bizim kadar kaynak girişi olan birçok ülkede aslında çok sınırlı sayıda kaynak girişi ile bu hub’ları işletmeye çalışıyorlar. Biz birçok ülkeden kaynak girişi yapacağız ve çok daha avantajlı çok daha rekabetçi bir fiyat belirlemiş olacağız” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’ye 15 farklı ülkeden gaz girişi var”
Türkiye’nin sadece Rusya’yı kaynak ülke görüp görmediği sorusu yöneltilen Bakan Dönmez, şunları söyledi:
“Rusya önemli bir aktör ve önemli bir kaynak ülkesi. Daha düne kadar Avrupa’nın kullandığı gazın üçte birini Rusya sağlıyordu. Bizim de baktığımızda tüketimimizin içinde yüzde 40’lar mertebesinde Rus gazının ağırlığı var. Ama tek kaynak ile bu merkezleri işletmeniz mümkün değil. (Rusya) Önemli bir aktör, olması lazım ama bunun yanı sıra Hazar bölgesindeki -başta Azerbaycan olmak üzere- gazların Türkiye’ye getirilmesi lazım. İran gazı geliyor. Irak’ta birtakım çalışmalar var. Aslında bizim Irak’ta sınıra kadar giden bir boru hattımız var. Orası yeni bir alternatif olabilir. LNG olarak baktığımızda da birçok esnekliğe sahibiz. Körfez ülkelerini ele alırsak: Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman buraya gaz gönderebilir. Nitekim görüşmelerini yapıyoruz. Gelelim Akdeniz’e: Cezayir’den zaten alıyoruz. Libya ile bazı temaslarımız var. Mısır ve İsrail’in gazı da gelebilir uygun şartlar sağlanırsa. Hatta Türkiye Afrika’da Nijerya’dan gaz alabiliyor. Yine birçoğumuzun bilmediği bir bilgi de vereyim: Amerika’dan bile LNG alabiliyoruz. Zaman zaman Asya Pasifik pazarlarından gaz alternatifleri ve teklifleri alabiliyoruz. Bu yönüyle baktığımızda dünyadaki emsal merkezlere göre kaynak girişi ve çeşitliliği en zengin olan ülkelerden biriyiz. Nerdeyse 15’e yakın ülkeden gaz girişi var. Bu bir avantaj.”

“Ocak ya da şubat gibi Uluslararası Gaz Konferansı düzenleyeceğiz”
Konu sadece arz tarafıyla da sınırlı değil. Bu getirdiğimiz gazın kullanılması ve satın alınması da lazım. Bu yönü itibarıyla baktığımızda başta Balkanlar olmak üzere onların da zaman zaman bizimle temasa geçtiğini ve Türkiye’den gaz alma talepleri var. Onları da yine bir masa etrafında toplayacağız. Burada kazan-kazan mantığı ile herkesin anlaşabildiği uzlaşabildiği, şeffaf ve güvenilir bir pazar ve piyasa oluşturma çabasındayız. Bununla alakalı hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu yılın sonuna kadar önce kendi yol haritamızı çıkaracağız. Muhtemelen ocak ya da şubat gibi Uluslararası Gaz Konferansı düzenlemek suretiyle hem kaynak ülkelerini hem de kullanıcı ülkeleri bir araya getirmek suretiyle bu pazarın işletilmesi için gerekil olan görüş ve fikirleri alacağız. Sonrasında hızlıca bunu devreye koyacağız.

“Rusya ile Ruble üzerinden ticaret başladı”
Rusya-Türkiye arasında yerel para birimleri ile ticaret konusunu ele alan Bakan Dönmez, “Rusya ile bizim ticaretimiz çok yönlü olarak devam ediyor. Enerji en büyük kalemlerden biri. Turizm var, gıda var, diğer emtia fiyatları var. Öteden beri -neredeyse 5-6 yıldır- her iki lider de milli paralarla ticaretin önünü açma yönünde niyetlerini ifade etmişlerdi. Gelinen noktada aslında süreci biraz daha hızlandırmış olduk. Son görüşmelerimizde de bir mutabakat söz konusu. Bununla alakalı olarak teknik birtakım çalışmaların tamamlanması gerekiyor. Kısmen Ruble üzerinden ticaret başladı. Bunu önümüzdeki aylarda biraz daha yoğun bir şekilde göreceğiz. Bunun milli paralarla olması döviz cinsinden ihtiyaçları da azaltmış olacak.

“(Libya ile hidrokarbon anlaşmaları) Bu durumdan memnun olan ve olmayan ülkeler var”
Libya’nın coğrafyasında en büyük petrol ve gaz rezervlerinde sahip ülkelerden biri olduğunu belirten Bakan Dönmez, “Maalesef uzunca bir süredir iç savaştan dolayı bu imkan ve potansiyelini iyi değerlendiremeyen ülkelerden biri. Türkiye orada barışın ve istikrarın tesisi adına önemli roller üstlendi. Şu anda hamdolsun bir uzlaşı söz konusu. Biz aslında Libya’da iç savaştan önce de arama-üretim faaliyetlerine devam eden bir ülkeydik. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) orada bazı üretim sahalarında bu çalışmalarını yürütüyordu. İç savaşla bu duruma ara vermişti. Yeniden müzakereler başladı. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kalabalık bir heyet şeklinde geçtiğimiz aylarda oraya bir ziyaret gerçekleştirdik ve orada bir mutabakat zaptı imzaladık. Mutabakat zaptı petrol ve gaz alanlarında iş birliğini, arama-üretim faaliyetlerinde müşterek çalışmayı içeriyor. Biz TPAO’dan bir ekibi oraya gönderdik. Orada hem kara hem de deniz alanlarında petrol arama üretim faaliyetlerinde ortak çalışmayı öngörüyoruz. Bu durumdan memnun olan ve olmayan ülkeler var. O onların bileceği bir şey. İki özgür, egemen ülke karşılıklı iş birliği konusunda bir anlaşma yaptıysa bundan diğer ülkelerin bence çekinmemesi lazım. Sonuçta oradan çıkarılacak petrol ve gaz (hidrokarbon ürünleri) başta o ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak. Şu an en çok konuşulan konular arasında petrol ve doğal gazın arz tarafında yeterliğinden bahsediyoruz. Bu tip çalışmalar arz tarafında üretim artışı sağlayacak. Baktığınızda sadece iki ülkenin menfaatine değil, bölgesel hatta küresel olarak bu faaliyetlerin bir an önce neticelenmesi enerji krizinin çözümüne de son derece önemli katkı sağlayacak. Libya ile olan müşterek çalışmalarımız da bu yönde devam ediyor” diye konuştu.

“Türkiye kışa daha rahat giriyor”
Avrupa’nın ve Türkiye’nin kışı nasıl atlatacağının sorulması üzerine Bakan Dönmez, “Kışa dönük hazırlıklarımızı tamamladık. Depolarımız eylül ayı sonu itibarıyla tam dolu. Henüz daha depolarımızı kullanmaya başlamadık. Depolar, boru hatları ile getirilen gazın yetersiz kaldığı noktalarda sistemi desteklemek amacıyla kullanılacak. Dolayısıyla depolarımız dolu olduğu için çok daha rahat giriyoruz kışa. Bunun yanı sıra boru ile aldığımız gazda ilave kapasite artırma çalışmalarımız var. İran ve Azerbaycan başta olmak üzere. Bunun yanı sıra LNG sözleşmelerini yaptık. Düzenli devam eden kontratlarımızın yanı sıra zaman zaman spot (anlık) piyasalardan da doğal gaz tedariki yapıyoruz. O açıdan komşumuz Avrupa’ya göre çok daha rahat olduğumuzu söyleyebilirim. Avrupa’daki durum biraz daha farklı çünkü onlar Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaştan dolayı Rusya’dan gaz ve petrol alımını azaltma yönünde girişimleri söz konusu. Bir anda alternatif kaynak üretme imkanları da yok. Çünkü yıllarca boru hatları ile aldığınız gaz -aşağı yukarı 150 milyar metreküptür Avrupa’nın Rusya’dan aldığı gaz- 50 milyar metreküpe düşeceği şeklinde. Neredeyse üçte iki civarında bir azalma söz konusu. Peki bu açığı nasıl yöneteceksiniz? Avrupa ülkeleri şu anda LNG tedariki ile bunu çözmeye çalışıyorlar. Yazın depolarını doldurdular bu kışı rahat atlatabilmek için. Buna rağmen olağanüstü tedbirlere de başvurdular. İş yerlerinde evlerde kamu ve özel tesislerde enerji tasarrufu noktasında da ciddi yaptırımlar ve tavsiyeleri söz konusu. Bu açıdan Türkiye kışa daha rahat giriyor. Bizim tedarikçilerimiz sevkiyat takvimine uyduğu takdirde inşallah bu kışı sorun yaşamdan atlatmış olacağız.

“Doğal gazda sübvansiyon şu an yüzde 75 seviyesinde”
Bakan Dönmez, dünya genelinde enerji fiyatları ele alarak şunları kaydetti:
“Pandemiden sonra ekonomiler hızlıca toparlanmaya başlamıştı. Bir yıl geriye sardığımızda. Birikmiş birtakım talepler hızlıca realize olmaya başlıyordu. Ondan dolayı da fiyatlarda bir yükselme seyretmiştik. Arkasından bu sene Şubat’ta başlayan Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin savaşa dönüşmesi nedeniyle fiyatlar hiç kimsenin daha önce öngörmediği şekilde ciddi olarak yükseldi. Pandemiden önce bin metreküp doğal gazın fiyatı uluslararası piyasalarda 150 dolar seviyesindeyken bu rakam 3 bin dolara kadar çıktı. Neredeyse 20 kat arttı. Birkaç haftadır hafif bir gerileme var. Bu ne kadar devam eder bilmiyoruz. Fiyatların yüksekliği kadar bir de oynaklığı. Yani oynaklığı fazla olan bir pazardan bahsediyoruz. Öngörülebilirlik maalesef çok daraldı. Önümüzdeki ay gazın fiyatı petrolün fiyatı ne olacak bunu bilemiyoruz. Bu yüzden birtakım çareler ve tedbirler almaya başladı tüm dünya. Biz daha erken davrandık. Bir yıl önce biz bunları görmüştük. Yaptığımız birincil düzenlemeler -gerek yasa gerekse ikincil düzenlemeler ile- üretim kaynaklarına göre belirli sınırlar getirdik bu mart ayında. Avrupa geçen hafta buna benzer bir kararı komisyondan zorla geçirdi. Arada uçurum olduğu için. Buna rağmen biz yüksek maliyetleri vatandaşlarımıza daha az oranda yansıtmak için ciddi oranda sübvansiyon (destek) uyguladık. Mesela geçen yıl sadece doğal gazdaki sübvansiyon tutarı 80 milyar lira. Bu maliyete Hazine ve Maliye Bakanlığımız katlanıyor. Elektrikte de 20 milyar liraydı. Bu sene rakam bunun iki katını aşacak gibi gözüküyor. Bu rakamlar geçen seneye göre ciddi manada arttı. Evet zorunlu olarak bazı artışları yaptık biz de. Hazine ve Maliye’nin taşıyabileceği yükü aşmadan. Özellikle de hane halkını yani dar gelirli ve orta gelirli vatandaşlarımızı destekleyebilmek için elektrikte kademeli uygulamaya geçtik. Önemli ihtiyaçları için olan elektrik kısmı daha düşük kademeden faturalandırıyoruz. Neredeyse yüzde 50 civarında bir destek söz konusu. Doğal gazda sübvansiyonun yüzde 80’i aştığı durumlar oldu. Şu anda yüzde 75 seviyesinde. Yani bir vatandaşımız kendisine gelen 250 liralık faturanın aslında bin liralık olan faturasını 250 lira olarak yansıtıyoruz demektir. Yani aslında kaynağında BOTAŞ, dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığımız karşılıyor. Bu uygulama elbette devam edecek. Önümüzdeki yılda da devam edecek. Maliyetler oturulup tekrara hesaplanacak. Bu uygulamayı da vatandaşımızın lehine sürdüreceğiz.”

“Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ilk gazı sisteme vereceğiz, artık herkes bunu mutfağında kullanabilir hale gelecek”
Sakarya Gaz Sahası’nda iki yıldır hummalı olduğunu söylediği bir çalışmanın devam ettiğini belirten Bakan Dönmez, “Kıyıdan mesafesi 170 kilometreyi bulan bir sahada çalışıyoruz. Birçok çalışmamız da suyun altında ve yer altın olduğu için görsel olarak görünmüyor. Bunun yanı sıra orada Karadeniz’in tam göbeğinde suyun altında bir enerji üssü kuruyoruz adeta. Boru hattı çalışmaları yüzde 97 oranında tamamlandı denizdeki. Bizim orada ilk hedefimiz on tane üretim kuyu açmaktı. Dokuzu tamamlandı. Bunlardan da beşinin büyük oranda işlemlerini tamamlamak üzereyiz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ilk gazı sisteme vereceğiz. Dolayısıyla artık herkes bunu mutfağında kullanabilir hale gelecek.

“(Karadeniz gazının sisteme verilmesi çalışmaları) 2 buçuk yıl içinde böyle bir sahanın üretime kazandırılması belki de dünya tarihine bir rekor olarak geçmiş olacak”
Sakarya Gaz Sahasında keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gazın sisteme verilmesi üzerine yapılan çalışmaların dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa süre içinde bitirme imkanın olmadığını öne süren Bakan Dönmez, “Bazı uluslararası firmalarla da orada çalışıyoruz. 2 buçuk yıl içinde böyle bir sahanın üretime kazandırılması belki de dünya tarihine bir rekor olarak geçmiş olacak. Normalde bu işler için bunun en az iki üç katı kadar süreye ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

“Sakarya Gaz Sahasında yeni keşif olacak”
Sakarya Gaz Sahası üzerinde üretime hazırlık çalışmalarına devam ettiklerini dile getiren Bakan Dönmez, “Bu bahsettiğimiz çalışmaların tamamı o bölgede. Orada ilk açıkladığımız rakam 405 milyar metreküplük bir keşifti. Akabinde bir sene sonra da Amasra’da 135 milyar metreküplük bir keşif açıklamıştık. Toplamda 540 milyar metreküplük bir rezervden bahsettik. Bir taraftan da bu sahalara yakın yerlerde keşif amaçlı yani yeni arama kuyuları açıyoruz. Fatih Sondaj Gemisi, Çaycuma-1 kuyusu adını verdiğimiz yerde keşif amaçlı yapıyor. Burada eğer birkaç aylık çalışmaya ihtiyacımız var. Yeni keşif olacak. Bir taraftan da mevcut sahamızda yani Sakarya Gaz Sahası ve Amasra’da da uluslararası firmalara sahanın rezerv değerlemesini yaptıran bir çalışma da yürütüyoruz. O da yakın bir gelecekte tamamlanmış olacak. Şu anda gelen öncü bilgiler oradaki mevcut rezervin daha yukarı yönlü güncelleneceği şeklinde. Bir yerde tescillenmiş oluyor. Cumhurbaşkanımızın da ‘Rezerve rakam ilave edebiliriz’ sözü aslında bizim mevcut sahamızdaki sahaların çalışmaların tamamlanması ile ilgili. Hem yeni keşiflerle bu rezerv artışı olabilir hem de yeni değerleme çalışmaları ile olabilir” diye konuştu.

“(Üçüncü nükleer güç santrali) Trakya’da yer tespit çalışmaları devam ediyor”
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmaların 25 bin kişi ile devam ettiğini hatırlatan Bakan Dönmez, “Orada dört reaktörlü santral yapıyoruz. Yani dört reaktör demek dört santral demek. İnşallah ilk reaktörü önümüzdeki yılın sonuna doğru devreye alacağız. Sonrasında da birer yıl arayla diğer reaktörleri de devreye alacağız. Özellikle büyüyen, kalkınan ve gelişen bir ülke olarak Türkiye’nin enerji ihtiyacı önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Artarak devam edecek. Bu artan ihtiyacı bizim mümkün olduğu kadar yenilebilir enerji kaynaklarından sağlamamız gerekiyor. Ama tüm ihtiyacınızı teknik olarak buralardan karşılama imkanınız yok. Peki eksik kısmı ne ile tamamlayacaksınız? En temiz kaynaktan başlayarak bir sıralama yapıyoruz. Nükleer önümüzdeki dönemde sadece bizim değil hem Avrupa’nın hem de gelişmiş birçok ülkenin yeni alternatif temiz enerji kaynağı olarak gündeme geliyor. Çünkü sıfır emisyon var. Bu ne demektir? Karbondioksit salmıyorsunuz. Bizim de Akkuyu ile başlayan bu sürecimiz Sinop’la belki üçüncüsü için Trakya olabilir. Trakya’da yer tespit çalışmaları devam ediyor. Buralarda da bu çalışmaları devam ettireceğiz. Türkiye’nin 2050 yılına kadar olan enerji talebini planlama çalışması yapıyoruz. Orada hangi yılda hangi kaynak türünden ne kadar tesis devreye girecek bunun planını programını bitirmek üzereyiz. Bunu kamuoyuyla da sektörle de paylaşacağız. Böylece Türkiye’nin önümüzdeki 20-30 yıldaki enerji projeksiyonunu arz-talep bazlı olarak hem sektörümüzle hem de kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Böylece yatırımcılar için uzun dönemli bir öngörülebilir bir alan oluşturmayı hedefliyoruz. Bunun içinde nükleer santraller yer alacak” dedi.

Çarşamba -0.3 ° / -5.1 °
Perşembe 0.2 ° / -7.9 °
Cuma 0.3 ° / -9.3 °