Gümüşhane’de izlediği bir televizyon programıyla bağlama yapımına merak salan 63 yaşındaki Burhan Aktaş, bağlama çalmayı öğrenmeden kendi bağlamalarını üretmeye başladı.
Merkeze bağlı Aktutan köyünde yaşayan Aktaş, 2004 yılında Köy Hizmetlerinden emekli oldu. Emekli olmasının ardından boşluğa düşen Aktaş bir televizyon kanalında bağlama yapım programını izledikten sonra kendi bağlamalarını yapmaya karar verdi.
Bağlama yapımına daha çok vakit ayırmak için şehir merkezindeki evinden Aktutan köyüne yerleşen Aktaş, tamamen kendi ürettiği aletlerle bağlama imal etmeye başladı.
Bağlama çalmayı bilmeyen fakat 18 yılda bağlama yapımında büyük yol kat eden Aktaş, gece aklına bağlama geldiğinde eşini bırakıp imalathanesine gittiğini söyledi.
“Bağlama çalabilseydim su içmeye dahi gitmezdim”
Bağlamaları geleneksel yöntemlerle imal ettiğini ifade eden Burhan Aktaş, “Emekli olunca bir boşluğa düştüm, duramadım. Sağa gittim sola gittim, gezdim, dolandım bir gün yorgun argın eve gelince bir televizyonda bağlama yapımı ile ilgili bir program izledim. Ben de bunu yapacağım dedim ve bu şekilde başladım. 21 günde bir rende, zımpara ve bir mermer parçası üzerinde alıştırma yaparak teknesinden bitimine kadar imal etmeye başladım. Sonra baktım ki Gümüşhane’de rahat edemeyeceğim geldim köyüme yerleştim. Daha sonra bağlamayla daha da haşır neşir olmaya başladım. Ticari bir amaç gütmüyorum bu işe gönül verenlerle birlikte bu sektöre bir katkım olur mu diye bağlama yapmaya başladım. Bu konuda bana eşimin de çok büyük destekleri var. 21 gün sürmesinin asıl etkeni de kullandığımız her bir parçayı yapıştırıyoruz birbirine kurumasını bekliyoruz. Bugünkü gibi sıcak boncuk tutkal olayı yok anında yap hemen ısıtarak istediğin gibi yanaştır biz onları bilmiyorduk. Tabi bunlar daha sonra gelişen olaylar. Bağlamayı yaptım hiçbir ölçü yok bir kural yok. Bir bel lastiği aldım elime bir müzik mağazasına gittim. Orada bağlamanın üstüne tuttum ve oradan ölçüler aldım. Sonra gelip kendi yaptığım bağlamanın üzerine uzattım bu şekilde imal ettim. Ama şimdi baya geliştirdim. O benim için hayatımın en büyük handikapı yani bunu yapıp çalamamak. Bunu zaten çalabilseydim su içmeye dahi bile gitmezdim oturur bununla beraber hasbihâl olurdum. Tarifi imkansız bir duygu o duyguyu tarif etmek ancak yaşanılarak görülen bir şey. Gece yatarken eşinin yanında bağlama aklıma geliyor bırakıyorum onu geliyorum” dedi.
“Altın oranında sazlar çıkarıyor”
Aktaş’ın yaptığı bağlamaları deneyen sanatçılardan Gökhan Bozkır ise çok küçük yaşlarda saz çalmaya başladıklarını ve o zamanlar Gümüşhane’de bu imkanlar olmadığı için sazları İstanbul ve çevre illerde tedarik ettiklerini hatırlatarak “Bizim sazlarımızın bakımı, onarımı, tamiri kendimizin yapamayacağı türden. İleri seviyelerdeki tamirlerinin yapılması gerekiyor. Bunların da bir ustanın elinden çıkması lazım. Ben hep İstanbul’a gönderiyordum çok iyi ustalarımız vardı orada ama artık son yıllarda sazımızın tamirleri Burhan abiden geçiyor. Bizim isteklerimizin doğrultusunda yapılması gerekenleri yapıyor Burhan abimiz. Kendisini aşkla takip ediyorum. Çok başarılı, çok azimli bir abimiz. Kendi beklentilerinin çok çok üzerinde imalatlar yapıyor. İnanın altın oranında sazlar çıkarıyor. Kendisinin daha başarılı olabileceğini söylüyorum. Yaptığı sazları hemen hemen hepsini elimizden geçiyor test ediyoruz, bakıyoruz. Burhan abi aradığı zaman yeni bir sazın imal olduğunu anlıyorum ve buluşup ya köyde ya merkezde sazımızı test ediyoruz. Saz üzerinde çalıştığı birçok aleti kendisi üretti. İlerleyen dönemlerde bir sazını Erdal Erzincan üstadımıza göndermeyi düşünüyorum” diye konuştu.