Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, bireysel başvurulara ilişkin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarının uygulanması konusunda büyük bir sorunun olmadığını belirterek, “Türk hukuk tarihi yazıldığında bu ilk 10 yıllık döneme önemli bir bölüm ayrılacağına inanıyorum" dedi.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda düzenlenen “Bireysel Başvurunun 10. Yıl Dönümü Uluslararası Sempozyumu”nda konuşan Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Arslan, 10 yıl önce Türk hukuk sistemine bireysel başvurunun kazandırıldığını hatırlattı. Bireysel başvurunun başarılı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasının çok önemli bir şartının ötekinin haklarını koruyacak, ötekiyle birlikte, farklılıklarıyla birlikte bir arada yaşamı sağlayacak bir kültürel iklimin yerleşmesi olduğunu belirten Arslan, bu kültürel iklimin yerleşmesinin ötekinin ontolojik varlığının kabul edilmesine bağlı olduğunu dile getirerek, “Aslında öteki dediğimiz aynadaki yansımamız. Hepimiz bir başkasının gözünde ötekiyiz" dedi.
Uzun yargılama ihlallerine diğer adil yargılama hakkı ihlalleri de eklendiğinde toplam ihlal kararlarının yüzde 70’nin adil yargılanma hakkına ilişkin olduğunun görüldüğünü kaydeden Arslan, “Başta uzun yargılama sorunu olmak üzere acilen çözmemiz gerek bir adil yargılama meselemiz vardır. Anayasa Mahkemesi ihlal kararlarında bu çözümün nasıl olması gerektiğine dair tespitlerde bulunmakta, yeri geldiğinde de tespit edilen yapısal sorunun çözümü için kararı yasama organına göndermektedir" diye konuştu.
"Türk hukuk tarihi yazıldığında bu ilk 10 yıllık döneme önemli bir bölüm ayrılacağına inanıyorum"
Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin standardını yükseltecek, pratik anlamda da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önündeki başvuru sayısını ve ihlal sayısını azaltacak radikal bir adım atıldığını kaydeden Arslan, şu ifadeleri kullandı:
“Bireysel başvuru sistemini anayasal sisteme kazandırmıştı. Umutluyduk, çünkü bu hukuk tarihinin en büyük devrimlerinden birisiydi. Öbür yandan da kaygılıydık, zira bir dizi bilinmez bizi bekliyordu. Bunların başında uzun yargılama gibi hukuk dünyamızın kronik sorunları vardı. Bunun getireceği muhtemel ağır iş yükü kaygıya sebep oluyordu. 10 yıl önce yaşadığımız bu duygulardan umut, azim ve irade kaygıyı galebe çaldı ve bugün bireysel başvurunun iyi uygulama örneklerinden biri Türkiye’de yerleşti. Bu çok büyük bir başarı. Türk hukuk tarihi yazıldığında bu ilk 10 yıllık döneme önemli bir bölüm ayrılacağına inanıyorum."
"Başta uzun yargılama sorunu olmak üzere acilen çözmemiz gerek bir adil yargılama meselemiz vardır"
Arslan, Anayasa Mahkemesinin iş yüküne dair de bilgi verdi. Anayasa Mahkemesine özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sayısı yüz binleri aşan başvuru yapıldığını bildiren Arslan, şöyle devam etti:
“23 Eylül 2012 tarihinden itibaren bugüne kadar Anayasa Mahkemesi’ne toplam 450 bin civarında bireysel başvuru yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi bunlardan 327 binini karara bağlamıştır. Derdest olarak 123 bin bireysel başvuru bulunmaktadır. 10 yıllık dönemde Anayasa Mahkemesi yaklaşık 30 bin ihlal kararı vermiştir. Bunların yüzde 60’ından fazlası sadece makul sürede yargılanma hakkına ilişkindir. Uzun yargılama ihlallerine diğer adil yargılama hakkı ihlalleri de eklendiğinde toplam ihlal kararlarının yüzde 70’nin adil yargılanma hakkına ilişkin olduğunu görüyoruz. Başta uzun yargılama sorunu olmak üzere acilen çözmemiz gerek bir adil yargılama meselemiz vardır. Anayasa Mahkemesi ihlal kararlarında bu çözümün nasıl olması gerektiğine dair tespitlerde bulunmakta, yeri geldiğinde de tespit edilen yapısal sorunun çözümü için kararı yasama organına göndermektedir.”