Türkiye’nin önemli çağdaş sanatçılarından Süleyman Saim Tekcan’ın eserleri ve hayatına dair kronolojik anlatımla birlikte hazırlanan "At’nağme" sergisi Millet Kütüphanesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
Süleyman Saim Tekcan’ın gravürlerinden oluşan, özgün metni Beşir Ayvazoğlu tarafından kaleme alınan, Osmanlı geleneksel kültüründen günümüze taşınan bir anlayışla hazırlanan ve "At’Nağme" adı verilen el yapımı bir kitabı merkezine alan proje sergisi sanatseverlerle buluşuyor. Kitabın dışında Süleyman Saim Tekcan’ın yağlıboya tual eserleri, gravürleri, desenleri ve bronz heykellerini barındıran sergi, krüatör Erkan Doğanay tarafından hazırlandı. Öte yandan el yapımı sanat kitabının kaligrafisi Bünyamin Kınacı, Osmanlıca hat yazımları Levent Karaduman, tezhip çalışmaları Dilek Yerlikaya ve geleneksel deri cilt yapımı Melike Kazaz tarafından hazırlandı. Yazısından görseline dek kullanılan her unsurunun elde üretildiği “At’nağme”, 1500’lü yıllardan günümüze dek üretimi devam eden bir anlayış içinde Hahne-Muhle kağıtlara geleneksel hat, kaligrafi, tezhip, cilt ve çağdaş gravür gibi çok farklı disiplinlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıktı.
“Burada çok uzun bir tarih içerisinden süzülüp gelen dönemler var”
Dünya tarihinde atın önemli bir yeri olduğunu ve atın olmaması halinde hiçbir imparatorluğun kurulamayacağını ifade eden Tekcan, “Burada çok uzun bir tarih içerisinden süzülüp gelen dönemler var. At ve hatı buluşturduğum bir gravür dönemim var. Ama en önemlisi ‘At’nağme’ diye bir kitap var burada. Bu kitap, boyut ve içerik itibari ile örnek olabilecek, atların dünyada insan yaşamı içerisindeki çok önemli zaman dilimlerinde ne kadar etkili olduğunu gösteren bir kitap. Bu kitabın içerisinde de önemli bir şekilde benim hayatımı, hatla bağlantımı anlatan birçok yazı var” dedi.
“Sergi, 3 ay açık kalacak”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde yer alan Millet Kütüphanesinin dünyanın önemli kütüphanelerinden biri olduğunu vurgulayan sanatçı Süleyman Saim Tekcan, sözlerine şöyle devam etti:
“Böyle bir sergiyi burada yapmış olmaktan büyük onu duyuyorum. Sergi, 3 ay açık kalacak. Bütün Ankaralıların bu sergiyi gezmesini arzu ediyorum. Duyurabileceğimiz kadar duyurup, onların gezmesini sağlamamız lazım. Türkiye çağdaşlık adına, eskiden günümüze bağlantı kurmak adına önemli bir sergi olduğunu düşünüyorum.”
