Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden faciasında 34 yaşındaki maden işçisi Serhat Kahraman’ın patlamadan sağ kurtulduktan sonra arkadaşlarını kurtarmak için yeniden madene girdiğinde hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Maden işçisinin acılı annesi ise oğlunu gözyaşlarını anlatırken, "Yardım edeyim diye gitti. Soyadı gibi kahramanca davrandı. Zaten öyle bir çocuktu" dedi.
Geçen 14 Ekim günü Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait maden ocağında meydana gelen patlamada 41 maden işçisi hayatını kaybetti. O işçilerden biri olan 34 yaşındaki Serhat Kahraman ise adeta soyadı gibi kahramanlık örneği sergiledi. Patlamadan sağ kurtulmasına rağmen "Arkadaşlarım orada" diyerek yeniden girdiği madende hayatını kaybeden Serhat Kahraman evlilik hayalleri kurduğu ortaya çıktı. Faciadan iki gün iş çıkışı geldiği evinde annesi Sebahat Kahraman’a da ev beğendiğini ve evleneceğini söyledi.
Ocaktan korkuyla çıkıp büyük şok yaşadı, ilk işi arkadaşlarına sarılmak oldu
Olay gecesi ocaktan sağ çıkan Serhat Kahraman büyük bir korkuyla yaşadığı şoku üzerinden atmaya çalıştı. İlk olarak arkadaşlarına sarılarak teselli bulan Kahraman’ın kıyafetlerinin tamamen ıslanması üzerine başka kıyafetler giydirildi. İlk müdahalesi yapılan Serhat Kahraman, "Ben iyiyim, arkadaşlarım orada" deyip tekrar madene indi. Ancak facianın yaşandığı yerin metrelerce altından bu kez cansız bedeni çıkartıldı. Arkadaşlarını kurtarmak uğruna hayatını feda eden Serhat Kahraman soyadı gibi kahramanca anıldı. Cenazesi Karabük’ün Cemaller köyünde toprağa verilen Kahraman’ın tabutu başına bareti ve çizmeleri konuldu.
Şoförlük yaparken "Ayda bir geliyorum" deyip madenci oldu
34 yaşındaki Serhat Kahraman’ın kura ile başladığı madencilikten önce uzun yol şoförü olduğunu anlatan gözü yaşlı annesi Sebahat Kahraman, "Anne Bartın’dan bir iş bulayım. Uzun yola gidince ayda bir geliyorum. Evlenirsem böyle evlilik" olmaz diye konuşuyordu" dedi. Oğlunun herkese yardım ettiğini, kız kardeşine de adeta babalık yaptığını söyleyen anne Sebahat Kahraman, "Hiperaktif bir çocuktu, çok insan canlısı ve birilerine yardım etmeyi çok severdi. Hele ki maddi olarak yardım etmeyi severdi. Onun için Allah’ta ona hiç yokluk göstermedi. TTK’ya girmeden önce tır şoförlüğü yapıyordu. Bekardı zaten kardeşine bakmayı da çok severdi, ona hatta abilik değil babalık yaptı. Kız kardeşi bile hep diyordu, ’Ben iş sahibi olursam abim benle gurur duysun’ derdi. Abi onu da gördü. Ataması oldu ve oda memur olmuştu" dedi.
"Oğlum sağ çıktı ama arkadaşlarını yalnız bırakamadı"
Madenden sağ çıktığı anda çekilen fotoğrafı, baret ve çizmeleri Türk Bayrağı’na sarılı yatağına serilen Serhat Kahraman’ın annesi oğlunun evlenmesini çok istediğini söylerken "Evlenseydi keşke. Torunlarım olurdu, babaannelik yapardım" diyerek ağladı. Patlamayı haber alır almaz olay yerine geldiklerini söylerken bir taraftan da oğlunun fotoğrafını seven anne Sebahat Kahraman, "Güvenlik görevlisi Amasra’da kaza olduğunu söyleyince, hemen arabanın kapılarını açıp eşim gelip bir an önce gidelim dedim. Gittim ve her yer çok kötüydü. Vali hanım geldi çok destek oldu, ’İçeride havamız var. Oğlunu yanına getireceğim diyerek çok destek oldu. Benim oğlum sağ çıktı ama arkadaşlarını yalnız bırakamadı. Onları kurtarmak için girdiğinde bir daha sağ çıkamadı. Biz görmedik ama orada fotoğrafı tesadüfen çekmişler. Çok ıslak çıkmış, Kızılay ekipleri tam bilmiyorum, ‘Tekrar geri girmek istemiş, çok ıslaksın deyip kıyafet vermişler. Ama yine de girmiş oraya, Orada can arkadaşları var, Ekmek parası kazandığı arkadaşları var, onları yalnız bırakmamak için bir can kurtarayım diye yardım edeyim diye gitti ama soyadı gibi Kahramanca davrandı. Zaten öyle bir çocuktu. Çok severdi yardım etmeyi. TTK’ya isteyerek girdi. Uzun yol şoförüydü. Hep diyordu ’anne evlenirsem böyle bir ay iki ayda geliyorum. Böyle evlilik olmaz. Bartın’da bir işe girsem. Orada yaşarım. Evlenirim’ diyordu. TTK’yı da Rabbim nasip etti. Kuradan çıktı. İşe girdi. Çok sevindi. 2019 yılında girdi. ’Artık evlenirim’ dedi. Evlenme hazırlığı yapıyordu. Ev almak istedi. Evin sözleşmesini yaptı. Evini beğendiydi. Eve geldiğinde görüyordum. Uyurken izliyordum. Kapısını açıyordum, sakallarını seviyordum. Bana ’anne ne oldu’ diyordu. Bende ’Oğlum birkaç gündür görmüyorum. Seni özledim’ diyordum. Çarşamba günü akşamı gördüm. Gece yarısı işten geldi. Odama girdi ’Anne uyuyor musun’ dedi. Yatağın üstünde ikimiz oturup sohbet ettik. Bir kaç gündür görüşemediklerimizi görüştük. Ev almak istiyordu. Kendisine ’Her şeyini hazırlarız oğlum’ dedim. Gece vardiyasını tercih ederdi" diye gözyaşı döktü.