Deva Partisi Van İl Başkanı Erkan İrven, İsrail'in bir ayı aşkın süredir her türlü insanlıktan uzak bir politikayla Filistin'e yönelik saldırılarını sürdürdüğünü belirterek tepki gösterdi.
Deva Partisi Van İl Başkanı Erkan İrven, İsrail'in bir ayı aşkın süredir her türlü insanlıktan uzak bir politikayla Filistin'e yönelik saldırılarını sürdürdüğünü belirterek, "İsrail, hastane, okul, cami, ibadethane ayrımı yapmaksızın bombalı saldırılarını sürdürüyor. Gazze'de, çocuk, yaşlı, kadın, genç demeden insanlar ölüyor. İsrail savaş suçu işlemeye devam ediyor. Dünya devletleri ise olaylara sus-pus. Hükümetimiz ise kalıcı adımlar atmak yerine mitingler düzenliyor. Bu doğru değil, daha somut adımlar atılmalı" diye konuştu.
Deva Partisi Van İl Başkanı Erkan İrven, beraberindeki İl Başkan Yardımcısı Mustafa Erat, İpekyolu İlçe Başkanı Eray Bilgisel, Gençlik Kolları Başkanı Erdem Erol, Deva Partisi Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Afet Kuşman Özkaçmaz ile birlikte gazetemizi ziyaret etti.
Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Bişar Ulutaş tarafından karşılanan Deva Partisi Van İl Başkanı Erkan İrven, Van ve ülke gündeminin yanı sıra, Filistin'de yaşanan insanlık dramı hakkında açıklamalarda bulundu.
"TUŞBA DA BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR İLÇEMİZ"
Teşkilatlanma çalışmalarının aralıksız bir şekilde devam ettiğini belirten Başkan İrven, "Deva Partisi Van İl Başkanlığı'na yaklaşık olarak 2 ay önce atandım. Daha önce Deva Partisi İl Kurucu Heyet Üyesindeydim. Daha sonra gelinen süreçte Deva Partisi Van İl Başkanlığı tarafımıza tevdi edildi. Bu görevi devraldıktan sonra hemen hızlıca il banımızın yerini tesis ettik. Akabinde hızlıca il yönetimimizi şekillendirdik. Şuan yönetimimizde 22 kişi yer alıyor. Bu süre zarfında Van için önemli konumda bulunan 3 merkez ilçemizin ilçe başkanlarını atadık. İpekyolu, Edremit ve Erciş ilçelerimizin başkanlarını atadık. İpekyolu İlçe Başkanlığı'na Eray Bilgisel atandı. Erciş İlçe Başkanlığı'na Şahin İsmail Macit Bey atandı. Edremit ilçemize ise Muharrem Üçgül atandı. Bu süreçte teşkilatlanma çalışmalarımız devam ediyor. Tuşba ilçemiz şu an boşta. Tuşba'yla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Tabii ki müracaatlarımız var. Tuşba ilçesi haricinde ilimizdeki bütün ilçelerde başkanlarımız görevlerini sürdürüyor. Tuşba da bizim için önemli bir ilçemiz. Atama yaparken şuna çık dikkat ediyoruz. İyi insan, işinde iyi insan. Buna çok dikkat ediyoruz. Netice itibariyle gündemimiz yoğun. Bu süreçte iki ana gündemimiz var. Birincisi yerel seçimler. Bir de ikinci olağan kongre sürecine girdik. 2 ay içerisinde ilçelerimizin kongrelerini tamamlayacağız. Daha sonra il kongremizi yapacağız" dedi.
"AK PARTİ İKTİDARI ZATEN ÇOKTAN KAYBETMİŞTİR"
Siyasetin gelinen noktada çok ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Başkan İrven, "Bunun en büyük sebebi de, Türk tipi başkanlık sistemidir. Bir takım sıkıntıları beraberinde getirdi. Yakın zamanda bir genel seçim atlatıldı. Her ne kadar Cumhur İttifakı %52 dolaylarında bir oy alsa da, bu AK Parti'nin kendi oyu değildir. AK Parti iktidarı zaten çoktan kaybetmiştir. Sebebi de yan yana gelmeyecek partileri iktidar olmak için yan yana getirdi. Hüda-Par'dan tutun, Yeniden Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi, MHP bunların tamamını bir araya getirdi ki, iktidarın kaybetmemek için. Her ne kadar Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kazandı diye bir algı oturmuş olsa da, biz bu algının tamamen yanlış olduğunu düşünüyoruz. Oy oranlarına bakıldığında ciddi oranda bir düşüş var. Her geçen gün oyları düşen AK Parti eriyor. AK Parti artık iktidarı kaybetti. Bunu insanlarımızın kesinlikle böyle bilmesi gerekiyor. Bunların başlıca sebeplerinden biri de adalettir. Hukuk ve adalet olmayınca, ekonomi de olmaz. Bugün Adliye salonlarına gittiğinizde 'Adalet Mülkün Temelidir' diye yazar. Bir mülkte adalet yoksa, biz o mülkü yok etmiş olursunuz. Başlıca sorunlarımız var. Hukuktan tutun eğitime kadar çok önemli sorunlar var. Bugün insanlar çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamıyor. Çok ciddi sıkıntılar var. Sağlık keza aynı şekilde. 3 ay sonrasına randevu alıyorsunuz. 'Çağ atladık' dediler ama böyle bir şey söz konusu değil. Birçok sıkıntımız var. Bu noktada Deva Partisi olarak bizim güzel bir genel başkanımız, liderimiz var. Genel Başkanımız gerçekten Türkiye'nin refah seviyesi yüksek olduğu bir dönemde görev almıştır. Başarılı işlere imza atmıştır" diye konuştu.
"VAN'IN SORUNLARINI BİLİYORUZ"
Genel Başkanlarının siyasi tavrını örnek alarak, özellikle yerel siyaset yapacaklarını söyleyen Başkan İrven, "Biz Van'ın sorunlarını biliyoruz. Sadece sorunlarını gündeme getirmeyeceğiz. Sorunlarla birlikte çözüm önerilerini de ortaya koyacağız. Bizim maalesef elimizde hiçbir şey kalmadı. Bugün iktidar hamaset siyaseti ile, popülizm siyaseti ile toplumu o kadar ayrıştırdı ki, müthiş bir ayrılma noktasına geldik. Van'daki algıyı da yıkmak gerekiyor. Bugün Van'ı iki partinin arasından çekip kurtarmamız gerekiyor. Bir AK Parti, bir HEDEP sıkışmışlığından çıkarmak gerekiyor. Bunun memleketimize hiçbir getirisi yok. Bizim insanımız gerçekten mazlumdur. Sürekli sıkıntı çekiyor ve böyle devam ederse sıkıntı çekmeye devam edecektir. Siyasette de yeni yüzlere, ehliyetli, liyakatli insanlara ihtiyacımız var. Çalışmalarımızı bu zemin üzerinde yapıyoruz. İnşallah başarılı olacağımıza da inanıyoruz. Toplumda maalesef böyle bir algı da var. Kolay yoldan nasıl zengin olurum. Kolay yoldan nasıl iktidar olurum. Bugün bunu düşündüğümüzde bir emek, bir çaba vermemiz gerekiyor. Güven ilişkisini tesis etmek lazım. Bir takım insanların olumsuzluklarını konuşmaktansa, artık gelinen noktada bizim olumlu şeyler konuşmamız gerekiyor. Bizim gerçekten umudu ifade etmemiz gerekiyor. Bizim inancımızda umutsuzluk yok. AK Parti her geçen gün bitiyor ve eriyor. Türkiye'de 20 yıllık bir sirkülasyon var. Ama Türkiye hep ileri gitmiştir ve ileri gidecektir. Bu iktidarın da bir ömrü var. Her şeyin sonu olduğu gibi bu iktidarın da sonu var. Biz bu noktada gerçekten memleketimize iyi hizmetler vermek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"VAN'IN YOLLARI YOL DEĞİL"
Van'ın halini gördükçe üzüldüğünü belirten Başkan İrven, "Van'ın hali, vaziyeti beni çok üzüyor. İktidar Van'a bir takım görevler yapmıştır ama bunlar görevdir eser değil. Yapması zorunlu olan şeyleri yapmıştır. Hükümet bu memlekete bir eser kazandırmamıştır. Van'ın yolları yol değil. Belediyeciliğin ana felsefesi temizliktir. Bugün Van'da kaldırım taşlarının boyası dahi yok. Doğru düzgün temizlik işlemi yapılmıyor. Van'ın bugün o kadar güzel seyir yerleri var ki, o kadar güzel koyları var ki, bunların hiçbiri halka açılmamış. Bugün üniversite diyoruz, üniversite rektörü maalesef tartışmalı bir hale gelmiştir. Bir kendi üniversitemizin altyapısını zenginleştirip, ikinci üniversiteyi Van'a niye kazandırmayalım? Sınır şehriyiz. Bacasız bir sanayi var. Bir takım sorunlar ve biz bunları çok iyi biliyoruz. Olumlu şeyler söylememiz gerekiyor. İnsanları artık şucu-bucu diye ayrıştırmamamız gerekiyor. Bir takım siyasi partiler insanları dar kalıplara sokmuşsa da, bizim artık kapıyı açıp insanları oradan çıkarmamız gerekiyor. İki partiye de sormak lazım. Bugüne kadar Van'da katma değeri olan ne iş yaptınız? Bir takım işyerin fotoğrafları çekiliyor, ortaya konuluyor. Ama bunlar hizmet değil. Bugün Organize Sanayi Bölgesi'ne gidin, hammadde üreten yâda ham maddeyi karıştırıp yeni bir ürün üreten fabrika var mıdır? Bizim gençlerimiz niye batıya gidip inşaatlarda çalışıp düşsün. Bu memleketin kaderi sadece tekstil kentte değil. Bugün gidip sorun, tekstil kentlerde çalışanlar hayat şartlarından memnun mu? Biz sorunları çözümleriyle birlikte ortaya koyuyoruz. Bizim artık temelimizde insan var. İnsan odaklı düşünmemiz gerekiyor. Bölgemizin ve ülkemizin tek sorunu, insanlara temel hak ve hürriyetlerinin doyasıya yaşatılmamasıdır. Bunların çok ciddi zararları var. Bunları atlamamız gerekiyor. Biz bunları anlatacağız ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
"SİYONİST İSRAİL YÖNETİMİNİN SALDIRILARI HEPİMİZİ DERİNDEN ÜZÜYOR"
İsrail'in savaş suçu işlemeye devam ettiğini ve Filistin'e yönelik saldırıları sonlandırmadığını anlatan İrven, "Siyonist İsrail yönetiminin saldırıları hepimizi derinden üzüyor. 1947 yılında başlayan ve sonraki süreçte farklı tarihlerde gelişen olaylarla birlikte bugünkü harita şekillendi. Ama buna rağmen İsrail, Filistin'e yönelik saldırılarını sürdürüyor. Bir ayı aşkın bir süredir bu saldırılar çok daha fazla arttı. Çoluk, çocuk, yaşlı, kadın, genç dinlemiyorlar. Okullar, hastaneler bile bombalanıyor. Olaylara insani boyutla bakmak lazım. Müslüman diye o mağdurları savunmak yerine, insan anlayışı ile olaylara yaklaşmak lazım. Gerçekten de çok üzülüyoruz. Hiçbir savaşta olmayan eylemler söz konusu. Hastaneler nasıl bombalanır? Ama İsrail bunu yapıyor. Kabul edilir bir şey değil. Öte yandan hükümete bakıyoruz, muhalif parti gibi eylemler, mitingler yapıyor. Oysa hükümet kalıcı adımlar atabilir. İsrail savaş suçu işliyor. Filistin'e sadece Müslüman kardeş gözüyle bakmak da yanlıştır. Buraya insani boyutla bakmaz gerekiyor. Bunu bir adım öteye götürüp, globalleştirmek gerekiyor. Burada bir insanı soykırım var. Bu soykırımın üzerine hem yerelde, hem genelde, hem de global anlamda devletlerin çok ciddi somut adımlar atması gerekiyor. Gerçekçi, sahici çözümlere, sahici adımlara ihtiyacımız var. Genel Başkanımız Ali Babacan da Ankara'da Filistin Başkonsolosluğu'nu ziyaret etti. Her konuda yanlarında olduklarını söylediler. Kabul edilir bir şey değil. Artık iktidarın somut adımlar atması gerekiyor. Bu zulmün bir an önce sonlanmasını arzuluyoruz. İnşallah dünyadaki diğer devlet yönetimleri de seslerini daha gür çıkarır ve işgal son bulur. Bunu temenni ederken, bir kez daha bu saldırıları kınadığımızı belirtmek istiyorum" diye konuştu.
"AYM'NİN KARARI BİZİ ÜZMÜŞTÜR"
AYM'nin dezenformasyon yasası kararını da eleştiren Başkan İrven, "Basın hürdür. Sansür edilemez. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda verdiği karar bizi gerçekten üzmüştür. Basına da büyük bir darbe vurmuştur. Demokrasimiz adına da bizi tedirgin etmiştir. Çünkü basın ve basın emekçileri hakikaten özveriyle çalışıyor. Demokrasimizin de bekçileridirler. Demokrasimizin olmazsa olmazı hür basındır. Bu noktada biz basının ve emekçi basın mensuplarının yanındayız. AYM'nin verdiği karar anayasa aykırıdır. Dileriz geri dönülür. Bir yol bulunur. Bu gerçekten sahibi ve çözücü bir hale getirilebilir. Mevcut haliyle anayasamıza çok aykırıdır. Bu vesileyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesince (AYM) verilen hak ihlali kararına ilişkin yeniden yargılanması ve tahliyesi kararına uyulmamasını kararlaştırdı. Hukukun H'sini bilen bir insan böyle bir karar yazamaz. Yargıtay 3. Ceza Dairesi nasıl böyle bir karar yazmış gerçekten akılla izah edilecek bir şey değil. Bu hiç alışık olmadığımız ve hukukta olmayan bir karar. Devlet erkleri birbirine çelme takmaz. Hukuk uygular. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kesinlikle TCK'da görevi kötüye kullanma suçunu oluşturdu. Bunu bir adım öteye de götürebiliriz. Anayasal düzeni değiştirme, Anayasal uymama, Anayasal suç kapsamında değerlendirilecek şekilde bir suç işledi. Devlet erkleri umarım biran önce aklıselim hareket eder. Anayasaya uyar. Bu hukuk garabetini de ortadan kaldırırlar diye temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Van Bölge Gazetesi