Tarih: 28.10.2022 16:09
Şakir Zümre’nin torunu Ahmet Hüsnü Humbaracıbaşı: ”Selçuk Bayraktar ve SİHA’ları çok başarılı buluyorum”
Türk savunma sanayisinin ilk özel teşebbüs askeri fabrikasını kuran Şakir Zümre’nin tek torunu Ahmet Hüsnü Humbaracıbaşı, bugün üretilen İHA ve SİHA’ları değerlendirerek, "Tek kelimeyle gerçekten muhteşem bir olay bu. Başarıdan çok memnunum, çorbada bizim de tuzumuz olduğu için çok daha memnunum. Selçuk Bey’i çok başarılı buluyorum, çok da beğeniyorum. Bugüne kadar görüşemedik ama tanımak isterim. Böyle insanlar Türkiye’ye çok lazım. Elbette ki dedemin bu adımı atması benim için son derece gurur verici bir husustur" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel askeri fabrikasını Sütlüce’de kurarak bu alanda önemli bir yol açan asıl adı “Zümrezade Ahmet Şakir" olan Şakir Zümre, o yıllarda Türkiye silah ve mühimmat ihtiyacının karşılanmasında büyük rol oynamıştı. Fabrikada üretilen ve İstiklal Savaşı’nda da kullanılarak savaşın kazanılmasında rol oynayan mühimmatlar nedeniyle Zümre’ye İstiklal Madalyası verilmişti. Yerli ve milli silah üretiminin öncü isimlerinden Zümre’nin tek torunu olan 84 yaşındaki Ahmet Hüsnü Humbaracıbaşı, dedesinin geçmişteki çalışmalarını ve Türk savunma sanayisinin bugün geldiği noktayı İHA muhabirine anlattı. Humbaracıbaşı, Türkiye’nin NATO’ya girmesinin ardından üretimin azaldığını ve savunma sanayi ürünleri yerine fabrikada soba imalatına başlandığını anlatırken bu durumunun kendisini de üzdüğünü belirtti. Dedesinin milletine gönülden sevdalı bir insan olduğunu anlatan Humbaracıbaşı bugün Baykar ekibinin ve Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’ın yerli İHA ve SİHA üretiminden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“Teknolojinin bize geçmemesini istediler"
Dedesin kurduğu fabrikanın çok önemli bir adım olduğunu anlatan Zümre’nin torunu Humbaracıbaşı, “Atatürk tarafından tahsis edildi, bugünkü fabrika binasının hazineye bedeli ödendi. Eski bir taba fabrikası burası Osmanlı’dan kalan Şakir Zümre burayı 1923 senesinde alıyor, fabrikayı inşa ediyor. Varna ve Sofya’da imale dilen mühimmat ve silahlar İstiklal Savaşı’nda Atatürk’e gönderiliyor. Bitip zafer kazanıldıktan sonra Atatürk Şakir Zümre’yi eşiyle birlikte Türkiye’ye davet ediyor, bu taba fabrikasının yerini tahsis ediyor. Burada Türkiye’nin ilk sanayisi olarak ordunun ihtiyaçlarını giderek şekilde imalat geçmesi isteniyor. Dedem Türkiye’de sanayi madeni fabrikasını kuruyor ve orada imalata başlıyor. Yavuz zırhlısının bütün toplarını, kalibresine kadar her şeyiyle birlikte o fabrikada yapılıyor. Deniz kuvvetlerine denizaltı imha bombaları yapılıyor, denizde kullanılmak üzere mayınlar yapılıyor, sonra bu havan toplarına dönüyor. Buradaki maksat vatanın korunması amaçlıdır insan öldürmekle alakası yok. Soba imalatına başlandı, silahın yanında bir yan ürün olarak 1947 senesinde Türkiye’nin NATO’ya girişiyle birlikte Amerikalıların üretimden arta kalan malzemelerin NATO’ya yeni giren ülkelere dağıtımıyla bizim fabrika durduruldu. Çünkü bizde bir maliyet vardı ama oradan maliyetsiz geliyordu bedava olarak veriliyordu. Bu durum üzmez mi bir ülkenin idamesi kendi imalatıyla olur. Dolayısıyla Türkiye’nin gelişmesi hem ticari hem strateji açısından diğer ülkelerin işine gelmiyor. Teknolojinin bize geçmemesini istediler, eğer Türkiye bu imalata devam etseydi teknoloji de onunla beraber gelişecekti. Ama maalesef bu olmadı, daha doğrusu oldurulmadı" şeklinde konuştu.
"Selçuk Bey’i çok başarılı buluyorum, gerçekten muhteşem bir olay"
Bugün yerli İHA ve SİHA üretiminde gelinen noktayı değerlendiren Humbaracıbaşı, “Muhteşem diye yorumluyorum tek kelimeyle, gerçekten muhteşem bir olay bu. Başarıdan çok memnunum, çorbada bizim de tuzumuz olduğu için çok daha memnunum. Selçuk Bey’i çok başarılı buluyorum, çok da beğeniyorum. Maalesef kendisiyle tanışamadık, bugüne kadar görüşemedik ama tanımak isterim. Böyle insanlar Türkiye’ye çok lazım. Elbetteki dedemin bu adımı atması benim için son derece gurur verici bir husustur. Türkiye’nin şimdiki halinde bizim bunda tuzumuz olduğu için sevinçliyim. Dedeme verilen madalya evvela anneme sonra da bana intikal etti, benim içimin şeref madalyasıdır, ruhumun şeref madalyasıdır" dedi.
Dedesinin Türkiye Yüzyılı filminde yer alamsıyla ilgili konuşan Humbaracıbaşı, "Çok memnun oldum, çok da sevindim bu güzel bir şey çünkü benim dedem bir büyüğümün bu şekilde anılması benim için son derece şeref verici bir şey. Bundan şeref duydum. İkinci oğlum Şakir Zümre’dir, karakter itibariyle tıpa tıp aynı dedemdir. Türkiye’nin bu husustaki başarıları gayet güzel bir ROKET-San, ASEL-San var mesela gayet güzel. Bu başarıyı daha ileri götürmemiz gerekiyor bu da çok gurur verici bir şey bir Türk insanı olarak. Hakikaten güzel şeyler oluyor, bugün fabrika binaları yıkıldı, onun yerine bir eğitim müessesesi kuruldu, gene insana hizmete devam ediyor. Artık tankların da yapılmasını istiyorum, uçak da yapılmasını istiyorum Selçuk Bayraktar Bey’in zannediyorum insansız olarak özel olarak bir uçak hazırladığını duydum. Türkiye Yüzyılı filmi yapılması gereken güzel bir olay, eskiye dönüş değil bu eskiden atılan temellerin binasının çıkışıdır. Türkiye’nin imal etmiş olduğu silahlar, askeri malzemeler son derece başarılı bir şekilde yabancı ülkelerde kullanılmaya başlandı. Ermeni-Azerbaycan arasındaki münasebetlerde başarılarını gördük. Muharebelerde malzemelerin başarılı bir şekilde kullanıldığını gördük. Ha keza Ukrayna-Rusya arasındaki muharebelerde de Türk malzemelerinin çok başarılı bir şekilde kullanıldığını orada da gördük, bunun manası şudur; Türkiye askeri malzeme üretiminde çok başarılı bir yolda ilerlemektedir" ifadelerini kullandı.
Öte yandan, 1885’te Bulgaristan’ın Varna kentinde doğan Şakir Zümre önce avukatlık yaptı ardından savunma sanayisinde kullanılan malzemelerle ilgilenmeye başladı. Akrabası Mareşal Fevzi Çakmak aracılığıyla o dönem Sofya’da askeri ataşe olan Mustafa Kemal Atatürk ile tanıştı. Zümre, Bulgaristan’da Türk azınlığının bulunduğu noktalarda silah ve mühimmat atölyelerine finans, iş gücü ve lojistik alanlarında önemli katkılar sundu. İstiklal Savaşı’nda da kullanılan malzemeler nedeniyle Zümre’ye İstiklal Madalyası verilirken Zümre’nin fabrikasında üretilen malzemeler Yunanistan, Bulgaristan, Polonya gibi ülkelere de ihraç edildi. Türk savunma sanayisine öncülük eden ve büyük katkılar sunan Zümre 1966 yılında vefat etti.
“Türkiye Yüzyılı" serisinin reklam filmi, savunma sanayisinin önemli ismi Şakir Zümre hakkında hazırlandı. Reklam filminde yer alan silah fabrikasının soba fabrikasına dönüştürüldüğü Haliç’teki alan İhlas Haber Ajansı tarafından dron ile görüntülendi. Silah fabrikasının olduğu yerde şimdi otopark bulunuyor.
Türk Sanayii Harbiye ve Madeniye Fabrikası’nın Haliç’te Karaağaç Caddesi’nde bulunan yeri görüntülendi. Şakir Zümre’nin hikayesini anlatan reklam filmini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sosyal medyadan paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, “Ülkemizin ve medeniyetimizin kazanımları üzerinde yükselteceğimiz Türkiye Yüzyılı vizyonu ile asırlık hamleler hayata geçecek, hayallerimiz inşallah bir bir gerçek olacak” dedi. Reklam filminde yer alan Türk Sanayii Harbiye ve Madeniye Fabrikası’nın olduğu bölge şu an İstanbul’un Haliç’te Karaağaç Caddesi’nde yer alıyor.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —