İnsanın var olduğu her dönemde takıya olan ilginin de var olduğunu ifade eden mücevher takı uzmanı Emre Yurtseven, takının insan hayatındaki yerinden ve öneminden bir şey kaybetmediğini söyledi. Takının birçok amaca hizmet ederek var olageldiğinin altını çizen Yurtseven, “Toplumlar değişip dönüştükçe takı da bu farklılaşma sürecine ayak uydurmuş, ancak hiçbir zaman insan hayatındaki yerinden ve öneminden bir şey kaybetmemiştir. Kimi zaman eşlerin birbirine bağlılığını ifade eden simge olan takılar, kimi zaman kombinelerin aranan parçası olarak karşımıza çıkmış ve daha birçok amaca hizmet ederek hep var olagelmiştir. Rönesans örneğinde de olduğu gibi takı, maddi standartların yükselişe geçtiği dönemlerde önem kazanarak toplumsal refahın önemli bir ölçütü olduğunu kanıtlamıştır. Öyle ki takının etkisi yalnızca kendi özeliyle sınırlı kalmamış, insanın kendini ifade ettiği mimarlık ve resim gibi pek çok alana da sirayet etmiştir. Bahsedilen döneme ait takılar genellikle elmas, yakut, zümrüt, safir gibi taşlardan oluşmuş ve kimi zaman doğal formunda kimi zaman ise farklı tarzlarda işlenerek hem kadınlar hem erkekler tarafından kullanılmıştır” ifadelerini kullandı.
Pırlanta alınırken dikkat edilmesi gereken hususları dile getiren Yurtseven, “Yakın döneme göz attığımızda pırlanta tercihinin ve buna bağlı olarak pırlanta sertifikalarıyla ilgili soruların arttığını gözlemliyoruz. Tüketicilerin pırlanta alımı konusunda akıllarına takılan soruları güvenilir bilgiler ışığında yanıtladık. Bir ürünün mücevher haline geldikten sonra birtakım değerlendirmelerden geçerek aldığı sertifikaya mücevher sertifikası denir. Bu sertifika altın gramı, renk, berraklık ve karat gibi bilgileri içerir. Peki pırlanta için renk, berraklık ve karat değerleri nedir? Renk; mücevher sertifikasında ‘D’ harfinden ‘Z’ harfine kadar bir sıralama vardır ve pırlantalar bu sıralama içinde yer alır. Pırlantalar bu skala üzerindeki tek bir renk ile açıklanır, hiçbir durumda çift renk ile açıklanmaz. Berraklık; yapılan değerlendirme sonucu (VS1-VS2), (SI1-SI2) ve (P1-P2-P3) şeklinde sonuçlar ortaya konur. Berraklık değerlendirmesi sonucunda taşın temizliği, lekeleri ölçülmüş olur. Karat ise bu noktada değerlendirilen pırlantanın ağırlığıdır. 200 miligram bir karata eşittir, karat arttığında taşın boyutu da büyür. Kesim de, bu kıstas alıcılar tarafından pek de dikkat edilmeyen cila kalitesi, simetri ve oran gibi verileri titizlikle incelenmesiyle elde edilir ve sonuca göre Poor (P), Good (G), Very good (VG) ve Excellent (EX) şeklinde belirlenir” diye konuştu.
Açıklamasında en çok sorulan sorulardan biri olan elmas sertifikasının hangi kurumlar tarafından verildiğine de değinen Yurtseven, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Belçika merkezli bir kurum olan HRD, GLT sertifikası veren İstanbul Kuyumcular Odası ve GIA sertifikası veren Amerika Gemoloji Enstitüsü pırlantaya verilebilecek en kapsamlı sertifika olan elmas sertifikasını veren kurumlardır. Bu sertifikayla az önce detaylandırdığımız renk, berraklık, karat ve kesim standartları detaylıca incelenerek nitelenir. Bize düşen ise teknik bilgiye bizler kadar sahip olma imkânı olmayan tüketicileri bilgilendirmek ve onlara seçimlerini doğru yapmaları konusunda yardımcı olmaktır.”