Tarih: 16.10.2022 13:40

“Meme Kanseri Farkındalık Ayı”nda farkındalık için koştular

Facebook Twitter Linked-in

Ankara’nın başkent oluşunun anısına düzenlenen Başkent Ankara Koşusu’nda birçok sporcu ve sağlık personeli, “Meme Farkındalık Ayı” çerçevesinde farkındalık için koştu.
Ankara’nın başkent oluşunun 99’uncu yıl dönümü vesilesiyle bu yıl ilk kez düzenlenen “Başkent Ankara Koşusu”, yoğun katılımla Eymir Gölü’nde gerçekleşti. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Güven Hastanesi iş birliğiyle düzenlenen koşuda, “1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı” çerçevesinde meme kanserine vurgu yapıldı. “Bugün Yakanda Daima Aklında” sloganıyla meme kanseri konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan Güven Sağlık Grubu, sağlık standını ziyaret eden katılımcıların yakalarına pembe kurdele taktı.
Güven Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Uğur Emre burada yaptığı açıklamada, her 8 kadından birinin hayatı boyunca meme kanseri riski taşıdığını belirterek, “Burada bizim önerdiğimiz her kadının adet döneminin bittiği hafta içerisinde ya da adet görmüyor ise her ay belirlediği belli bir gününde kendi kendine meme muayenesi yapmasıdır” dedi.

“Bizim asıl istediğimiz belirtiler ortaya çıkmadan meme kanserinin tespitidir”
Meme kanserinde en sık rastlanan belirtinin memede ele gelen kitle olduğuna dikkati çeken Emre, “Bunun haricinde koltuk altında beliren kitleler, meme derisinde veya meme başında içe çekilmeler, meme derisinde kızarıklık ve meme başından kanlı akıntı en sık rastladığımız bulgular. Bizim asıl istediğimiz bu belirtiler ortaya çıkmadan meme kanserinin tespitidir. Henüz daha muayene veya belirti aşamasında olmadan görüntüleme ile tespit edilebilir en erken dönemde meme kanserini tespit etmek” diye konuştu.

“Her hastanın standart bir tedavi protokolü yok”
Meme kanseri tedavisinde hastalık teşhisinin önemli olduğunu vurgulayan Emre, sözlerine şöyle devam etti:
“Muayene ve görüntüleme yöntemleri ile yüksek ses frekans dalgalarının kullanılmasıyla vücudun çeşitli bölgelerinde yapılan görüntüleme yöntemi (ultrasonografi), meme dokusunun x ışınları ile röntgen filminin çekilmesi işlemi (mamografi) ve bazen de manyetik rezonans görüntüleme (MR) vardır. Tespit edilen şüpheli kitlenin öncelikle biyopsi işlemi yapılıyor. İğne biyopsisini daha çok bu işlemlerde kullanıyoruz. İğne biyopsisi ile tanı konulduğu zaman hastalar için kişiselleştirilmiş tedavi dönemi başlıyor. Her hastanın standart bir tedavi protokolü yok. Her hastanın kendi hastalığına, hastalığının boyutuna, yerine, şekline ve tipine göre kişiselleştirilmiş tedaviler var. Bunlar arasında cerrahi tedavi hemen hemen hepsinde var. Ancak zamanlaması değişebilir. Onun haricinde kemoterapi ve radyoterapi meme kanserinin tedavisinde yer alan basamaklar.”

“Sık sık kontrole gidilmesi gerekir”
Koşuya katılan Nurgül Aslaner, “Parkur antrenmanı olan sporcular için çok güzeldi. Böyle bir yarışmada sağlık açısından yapmış olduğumuz için bütün görevlilerimize teşekkür ediyoruz. Sık sık kontrole gidilmesi gerekir. Daha sonrasında fark edildiğinde belki de kötü sonuçlarla sonuçlanabilir. Bu yüzden bütün bayanların sık sık kontrole gidip doktorlarına başvurması gerekir” diye konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —