TERMESSOS'UN KESİŞEN TARİHLERİ
Antalya'nın batısında yükselen Toros Dağları'nın serin sırtlarında asırlardır yaşayan bir tarih olan Termessos, Türkiye'nin kültürel miraslarının ne kadar çeşitli ve zengin olduğunun bir göstergesi. Büyük İskender'in bile boyun eğemediği bu kararlı kenti, CNN Travel editörü Barry Neild yakında ziyaret etti ve ziyaretçilere daha önce keşfedilmemiş bir dünyanın kapılarını araladı.
TARİH ÖNCESİNDEN ROMA İMPARATORLUĞU'NA
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz üzerinde yer alan antik şehirleri Efes, Hierapolis gibi diğer antik yerleşimlerle geriye dönük bir sanat ve kültür yolculuğuna çıkartmaktadır ziyaretçilerini. Efes, ihtişamlı Artemis Tapınağı ile ünlüyken, Hierapolis'in antik termal suları ve tiyatrosu ziyaretçileri adeta o dönemlere götürüyor. Sardes, Afrodisias gibi birçok büyük medeniyetin izlerini taşıyan bu şehirler, tarih boyunca ekonomik ve kültürel hayatın can damarlarıydı. Ancak Antalya'nın kuzeybatısında yükselen Termessos, belki de tüm bu şehirler arasındaki en sağlam ve gizemli olanıdır. Pasta üzerindeki bu kürdan gibi, zamanın ve medeniyetlerin dalgaları tarafından biçimlenen bu antik kenti ne Roma'nın etkili gücü ne de Büyük İskender'in kudretli ordusu zapt edebilmiştir.
BİR ZAMAN TÜNELİNE ADIM ATMAK
Barry Neild, Termessos hakkında görkemli detayları yazarken, "Boş ve izole bir şekilde korunan, Antalya'nın sahil beldelerinden sayılı ziyaretçinin ulaştığı müthiş bir arkeolojik hazine" olarak bahsediyor. Termessos'u keşfedenler için bu kentin özellikle Roma İmparatorluğu dönemindeki gibi gizemli ve bozulmamış yapıları bir zaman tüneline adım atmak gibi. Günümüzde bile az sayıda kişi tarafından ziyaret edilmekte ve tarihin tozlu sayfalarını açmaktadır.
YILLARA MEYDAN OKUYAN STRATEJİK USTALIK
Solymler olarak bilinen Luvilerin torunlarının kenti başarılı bir şekilde inşa ettikleri ve büyük antik ticaret yolları sayesinde zenginleştiklerine dair arkeologlarca kabul görmektedir. Sahip oldukları mükemmel manzaralı yüksek konumları sayesinde savunmalarını tarihin büyük ihtiraslarına karşı koruyabilmekteydiler. Büyük İskender'in dahi "kartal yuvası" diye nitelendirdiği bu efsanevi kent, sonraları Romalıların hakimiyetine girmiş, ancak kentin değişmez karakteri bozulmamıştır.
TARİHİN UZUN YÜRÜYÜŞLERLE BULUŞMASI
Termessos'a ulaşmanın yolu engebeli de olsa, insanın göze ve ruha hitap eden bir yürüyüş pek çok keşfe dahil ediyor. Kayalık yollar, antik yapı kalıntıları ve su sistemleri, günümüze ulaşan geçmişin gölgelerini sunarak ziyaretçileri büyülüyor. Öyle ki, rehber Önder Uğuz'un da söylediği gibi, "Buradaki veciz Taşlar hepsi bir zamanlar yaşam dolu...".
GÖRÜLMESİ GEREKEN KENT: GÖKYÜZÜNÜN YÜKSEK KALESİ TERMESSOS
Termessos'u canlı kılan, sadece onun antik sokakları veya taş mezarlardaki savaşçı heykelleri değildir; aynı zamanda inşaası açısından su kaynakları, hamamlar ve okullara kadar uzanan sosyal yapısıdır. Bu şehirde, dövüş okulu, askeri eğitim alanları, ve suyun kıtlığı zamanında bile ihtiyaçları karşılayan su drenaj sistemleri bulunmaktadır. Termessos'u aslında sadece bir dönemin değil, binlerce yılın geçmişinden gelen pek çok toplumun teknolojik ve mühendislik hünerlerini gösteren bir yapıt olarak görmek mümkündür.
Bu antik Likya kentinin zengin ve çarpıcı kalıntıları, görkemli geçmişinin gizemlerini bugün bile koruyarak, ziyaretçilere dünya tarihinin zorlu ve çarpıcı yüzünü gösteriyor.