Abdülhamit Han giderse her şey düzelecek diyenlerin 10 içinde Osmanlı İmparatorluğunu dağıttığına dikkat çeken Başkan Faruk Alpaslan, “Şimdi de Erdoğan giderse her şey düzelecek diyerek düşmanlık edenlerin asıl amacının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan değil. Asıl amaçları ülkemizin elde ettiği kazanımlar, sahip olduğu güç ve imkanlar ile ülkemizi ele geçirmek” diyerek, Türkiye’nin dış güçler tarafından yerel aktörler üzerinden ele geçirilmek istendiğine vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sıradan bir seçim olmadığını belirten Başkan Faruk Alpaslan, yaptığı seçim değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı;
ERDOĞAN TÜRKİYE VE HALK İÇİN ÇALIŞAN BİR LİDER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimiz başta afet yaşayan bölgelerdeki vatandaşlarımız olmak üzere tüm ülkemize sahip çıkıyor. Her bir vatandaşımızın sorunu ile ilgilenmeyi vatan borcu olarak bilen Cumhurbaşkanımız ibadet aşkı ile dur durak bilmeden çalışmaya devam ediyor.
Van Esnaf Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanlığı ve Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanlığı yaptığım süreçte Van’da 2011 yılında deprem felaketi yaşandı. Can kayıpları ile birlikte yıkılan Van’ı bir çok kişi terk etti. Bu süreçte artık Van’ın tekrar ayağa kalkmasının mümkün olmadığı görüşü kamuoyunda hakim olmuştu. Eski konumuna dönmesinin uzun yıllar alacağı söyleniyordu.
Biz ise basın yayın kuruluşlarına verdiğimiz röportajlarda, yaptığımız açıklamalarda esnafımıza “ kışı atlatalım, bizim ilimizde öncelikle iş dünyası ayağa kalkacak, daha sonra konutlarımız hızlı bir şekilde yapılacak, eski konumundan daha güzel gelişecek, gidenlerin de geri dönmeleri ve ilimize sahip çıkmaları gerekiyor” çağrısında bulunuyorduk. Bazıları bu konuşmalarımızı sadece moral ve motivasyon konuşması olarak değerlendiriyordu, bazıları da bizim gibi inanıyordu.
ERDOĞAN VAN’DA YAPACAĞIZ DEDİ VE YAPTI
Bizim motivasyon nedenimiz devlet yetkilileri, bakanlar ile Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinden Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığımız görüşmelerde bize verdiği umutlar, ilimizde yapılacağını söylediği samimi yatırım vaatlerine inanmıştık. Süreçte Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve birçok bakan ilimize geldi, buradaki sorunların çözümü, yatırımların hızlı bir şekilde yapılması yakından takip edildi.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile yaptığım tüm görüşmelerde, Van ile ilgili makul ve meşru taleplerimizin hepsi kabul edildi ve gerçekleştirilmesi için ilgili bakanlıklara hemen talimatları verdi. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hassasiyeti ve ilgili Van için hala devam ediyor.
VAN YENİDEN BÖLGENİN LİDER ŞEHRİ OLDU
Sonuç itibariyle depremden 4-5 yıl geçtikten sonra Van eski Van olmanın çok ötesine geçerek, bizleri dahi şaşırtacak şekilde gelişti, yatırımlar ile ekonomi canlandı, Van’dan gidenler veya daha önce gelip görenler, yeni Van’ı tanıyamadılar, yaşanan gelişmeler karşısında “Van yeniden yapılanmanın yanı sıra bu kadar hızlı bir şekilde nasıl gelişti” diyerek şaşkınlıklarını ifade ettiler.
Deprem sonrası ayağa kalkamaz denilen Van Sayın Cumhurbaşkanımızın samimiyeti ve özel ilgisi sonucu yakaladığı ekonomik gelişmişliği ve artan nüfusu ile çekim merkezi oldu, yeniden bölgemizin liderliğini üstlendi.
06 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen şehirlerimizde yaşanan yıkımlar ve felaket sonrasında görüştüğümüz meslek odası başkanları bize “Van depremden sonra ne yaşadı, siz yeniden nasıl ayağa kalktınız, hükümetin ve Cumhurbaşkanımızın verdiği sözler ve atılacağını söylediği adımlar konusunda ne diyorsunuz” şeklinde sorular sordu.
ERDOĞAN SÖZ VERMİŞSE YAPAR
Biz de onlara yaşanan “Devletimiz tarafından Marmara depreminden edinilen tecrübeler ışığında Van’da çok hızlı çözümler üretildi ve şehir kısa sürede ayağa kaldırıldı. Yıkılan 11 ilimiz ise Van’dan kazanılan tecrübeler ışığında, çok daha kısa sürede ve hızlı bir şekilde ayağa kaldırılacak. Cumhurbaşkanımız yapamayacağı şeyin sözünü vermez, söz vermişse ne yapar eder yerine getirir” dedik, demeye de devam ediyoruz.
DEVLETİMİZ DEPREMİN İLK ANINDAN İTİBAREN AFET BÖLGESİNDE OLDU
Devletimiz bölgeye sahip çıktı, bir yandan enkazlarda arama kurtarma faaliyetleri organize edildi, bir yandan enkazlardan çıkarılan yaralıların tedavileri yapıldı, hayatını kaybedenlerin kimlik tespitleri ve defin işlemleri yapıldı. Bunun yanında yaklaşık 15 milyon insanımızın yeme içme, barınma, sağlık ve eğitim başta olmak üzere tüm ihtiyaçları giderildi. Bunları konuşurken, anlatırken dahi birçok şeyi eksik bırakırken, Cumhurbaşkanımızın yakın ilgisi ile devletimizin şefkat eli deprem bölgesinde her an hissedildi, koordinatör valiler ve bakanlar görevlendirilerek hızlı çözümler üretildi.
DEPREM BÖLGESİ HER ZAMAN ERDOĞAN’IN GÜNDEMİNDE OLDU
Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve devletimiz bunları yaparken, muhalefet ise bölgeye turistik seyahatler yapıp görüntü ve fotoğraf çektirip, insanımızın yaşadığı acılar üzerinden siyaset yapmaya çalıştı. İşin ucundan tutup bir eksiği de biz giderelim demek yerine yapılanları görmezden gelip, gerçeği yansıtmayan veya inkâr eden asılsız iddialar ile hem kamuoyunu yanıltmaya, hem de insanımızın acılarını politik amaçları için kullanmaya çalıştı.
Cumhurbaşkanımız her zaman önce insan diyerek yatırım ve hizmetlerini aksatmayan yerine getirdi. Hiçbir zaman politik görüşlere bakmadı, bize ne kadar oy veriyor demedi, inanç veya etkin ayırım yapmadan, insanı merkeze koyan, insani değer öncelikli olarak hizmetlerini kesintisiz vermeyi sürdürdü.
Yüzde 8 oy aldığı Hatay Defne’ye hastane yaparken, ikinci parti durumunda olduğu Van’da 10 ay içinde kalıcı konutları yaptı, 4-5 yıl içerisinde Van’ı eski durumundan çok daha ileri taşıyarak bölgenin cazibe merkezi, ekonomik ve gelişmişlik açısından da yeniden lideri haline getirdi.
CHP’Lİ BELEDİYELERİN PARTİZANLIĞI KARŞISINDA, DEPREMZEDELERE DEVLET SAHİP ÇIKTI
CHP’li Tekirdağ Belediyesi ise, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda deprem bölgesinden istedikleri oranda oy alamadıkları için, depremzedeleri sokağa atmak için harekete geçti, bazı belediyeler ise deprem bölgesinde kurduğu çadırları söktü. Yani bize oy vermezseniz, biz de size hizmet vermeyiz diyerek, hizmeti oy alabilmek için baskı ve şantaj aracı olarak kullandı. Oysa kullandıkları kaynaklar ne parti kaynağı ne de kendi kişisel kaynakları değil. Devletin gönderdiği kamu kaynağını politik çıkarları için baskı aracı olarak kullanmaya çalıştılar. Devletimiz bunu yapanlar hakkında soruşturma başlatarak sorumluların yaptıklarını yanına bırakmamak için gerekli adımları attı. Depremzedelerimize de sahip çıkarak, mağduriyetlerin yaşanmasına engel oldu.
7-8 YILDA SADECE BİZ VAN’DA 500 MİLYON LİRA KAYNAK DAĞITTIK
2015 yılında kurmuş olduğumuz Van S.S. Hızır Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperati ile zor zamanlarda esnaf ve sanatkârımıza destek olmak istedik. Kurulduğumuz günden bu yana devletimizin sağladığı imkânlar ile TESKOMP aracılığı ile Van esnafına 500 milyon lira düşük faiz ve uygun ödeme koşulu ile kredi verdik. Sıkıntılı süreçlerde esnafımız için can suyu olduk.
VAN’DA İKİNCİ PARTİ OLMASINA RAĞMEN HER ZAMAN POZİTİF AYRIMCILIK YAPTI
Esnafımızın ihtiyaçlarını dile getirip Cumhurbaşkanımızdan ve ilgili bakanlarımızdan kaynak istediğimizde ne toplantılarda ne de özel görüşmelerimizde hiçbir zaman “Van’da AK Parti’ye az oy çıkıyor, ikinci parti durumundayız, bu nedenle isteklerinizi yerine getirmiyoruz veya şu kadarla yetinin” şeklinde bir değerlendirme yapılmadı. Tam aksine pozitif ayrımcılık yapılarak her zaman insan ve ihtiyaç odaklı davranılarak, isteklerimiz dikkate alındı ve çözümler üretilerek esnafımızın ihtiyaçları giderildi.
Biz de devletimiz ve hükümetimiz tarafından sağlanan imkânları hemen esnaflarımızla buluşturduk. Van için Doğunun Paris’i tanımlaması yapılıyor. Şu an Van tam olarak Doğunun Paris’i durumunda.
Daha önce iş bulmak için batıya giden insanımız, Cumhurbaşkanımızın sağladığı imkanlarla artık Van’a ve bölgeye dönerek üretimin önemli aktörleri haline döşüyor. Tarım hayvancılık, sanayi yatırımları, teskstil yatırımları başta olmak üzere Van adeta yatırım ve üretim üssü haline dönüşüyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VAN’A DESTEK VERMEYE DEVAM EDİYOR
Bölgemizde sağlanan huzur ortamı sonucunda sermaye sahipleri yatırım yapma konusunda daha istekli hale geldi. Yatırımlar ile birlikte istihdam da artıyor. Gençlerin girişimcilerin işyeri edinebilmesi, işyeri geliştirme, işyeri açma ve işletmenin devamını sağlamak açısından devletimiz tarafından TESKOMB aracılığı ile sağlanan kaynaklar ile Van Hızır Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ve bölgemizdeki diğer kooperatifler tarafından rekor düzeyde destekler veriliyor.
ERDOĞAN İÇİN OY ORANLARI HİÇ BİR ZAMAN YATIRIM VE HİZMETLERİN ÖN ŞARTI OLMADI
En genç ve en küçük kooperatif olarak biz 5 yıl içinde 500 milyon lira kredi kullandırdık. Diğer kooperatiflerin de en az bizim kadar kaynak kullandırdığını düşündüğümüzde sadece kooperatifler üzerinden ciddi bir kaynak sağlanmış.
Diğer sektör temsilcileri ve aktörler tarafından yapılan yatırımlarla birlikte, kamu kurumları, belediyeler, mahalli idareler, tarım ve hayvancılık destekleri, sosyal destekler, KOSGEB ileri girişimcilik destekleri ve istihdam destekleri, Teknokent ve inavasyon destekleri, Kredi Garanti Fonu, teşvikleri düşündüğümüzde, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan önce hayal dahi edemeyeceğimiz imkanlar, şimdi bölge ekonomisine ve insanımıza sunuluyor.
Tüm bu imkân ve destekleri verirken hiçbir zaman “biz size bu kadar imkan sunarken, sizin oylarınız bize az geliyor, artık biz de size ona göre imkanları azaltıyoruz” denmedi.
DEPREMZEDELERE YAPILAN YARDIMI SİYASET MALZEMESİ YAPMAK İNSANLIK DEĞİLDİR
Bugün bakıyoruz, üç kuruş destek veren insanlar, yardımlarını dile getirerek siyasi malzeme haline dönüştürüyor. İnsan önce insani duygularla hareket edecek, kimsenin gururu ve onuru ile oynamayacak. Hele ki deprem felaketinden mağdur olan insanlara sadece oy gözüyle bakıp, insanlığına göre değil, kullandığı oya göre muamele edenlerin insanlıktan çıktığını, vicdan ve insanlık yoksunu olduğunu söylemek bir sorumluluktur.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SİYASET DEĞİL HİZMET ETTİ
Hükümet ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin yaptığı gibi fotoğraf çektirip siyasi malzeme olarak kullanmak için değil, deprem felaketinde mağdur olan 11 ilde yaşayan insanımızın sorunları çözmek, mağduriyetlerini gidermek, şehirleri yeniden ayağa kaldırmak ve afetlere karşı dirençli şehirler olarak inşaa edebilmek için deprem bölgesindeki illerde adeta kamp kurdular.
İKTİDAR HİZMETLERİ İNSANİ İHTİYACA GÖRE YAPIYOR
Gerek Cumhurbaşkanımız ve Cumhur ittifakı liderleri, gerekse bakanlar tüm konuları yakından takip etti. Kimseyi aç ve açıkta bırakmadı. Depremin üzerinden 2-3 ay geçmesine rağmen yeni konutları depremzedelerle buluşturmaya başladı, son olarak da Defne Devlet Hastanesi yapılarak faaliyete geçti.
VANLI ALDIĞI HİZMETİ DÜŞÜNÜP ÖZELEŞTİRİ YAPMALI
11 ilde kalıcı deprem konutları hızla yükselmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 1 yılda kalıcı konutları teslim edeceğiz dedi. Teslim eder mi eder. Çünkü Van’da 10 ayda teslim edeceğiz dedi ve 30 binin üzerinde kalıcı deprem konutunu 10 ay gibi kısa bir sürede teslim etti. Van’ın siyasi tercihlerini de hiçbir zaman yüzümüze vurmadı. Ancak Vanlılar olarak bizim kendimizi gözden geçirmemiz ve özeleştiri yaparak düşünmemiz gerekiyor.
İKTİDAR HİZMET ETMESEYDİ DEPREMZEDE OY VERMEZDİ
Depremi kendisine siyasi malzeme olarak kullanan insanlar ve partiler için söylüyorum. Deprem bölgesindeki halkımız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yanlarında görmemiş olsalardı, sorunların çözümünde ve mağduriyetlerin giderilmesinde samimi gayretlerini ve attığı adımları görmemiş olsaydı oy vermezlerdi.
Muhalefetin söylediği şekilde iktidar deprem bölgesinde kusurlu olsaydı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a oy çıkmazdı, bedava ev vaadinde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verirlerdi. Oysa muhalefetin asılsız iddiaları ve eleştirileri ters tepti ve gerçeği yaşayan deprem bölgesi seçmenleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekledi.
KÜRT HALKININ ASİMİLASYONUNA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DUR DEDİ
Van’da sağlanan huzur ortamı, ekonomik gelişme, demokratik haklarımızın önündeki engellerin kaldırılması büyük önem taşıyor. 2002’den önce yaşananları genç nesil bilmiyor olabilir, biz o süreçleri yaşayanlar olarak dünyada büyüklük açısında 6’ncı sırada olan Kürtçe’nin konulmasının önündeki engelleri, Kürtçe müzik dinlemenin yasak olduğu dönemleri biliyoruz. Şimdi ise tüm engeller kaldırılmış, asimilasyon politikaları sona erdi. Kürtçe yayın yapan özel ve devlet kanalları, Kürtçe eğitim imkanları, Kürtçe siyasi propaganda imkanları sağlandı. Halkımız sahip olduğu kültürünü yaşama özgürlüğüne kavuştu.
Tüm bunların gelişmesi ve yasakların ortadan kalkmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekibi ve AK Parti’nin politikaları etkili oldu.
TÜRKİYE ERDOĞAN İLE VESAYET SİSTEMİNDEN KURTULDU
Rektörlerin, medyanın, yargı mensuplarının ve siyasetin zaman zaman hesaba çekilip ayar verildiği, otel lobilerinde milletvekili pazarlarının kurulmasına neden olan vesayet sisteminin sona ermesi ile halkımızın istek ve talepleri öncelik kazanmaya, haksızlıklar giderilmeye, sorunlar çözülmeye, bireysel özgürlükler genişlemeye ve ekonomik gelişme artmaya başladı. Bir başka ifade ile ülkemiz ve insanımız her yönü ile hak ettiği yönde ilerlemeye, geçmişin karanlığından kurtulmaya başladı. Bu sürecin mimarının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu dost düşman herkes biliyor ve kabul ediyor. Yeter ki aklıselim ve vicdanımızla düşünelim.
ÜLKEMİZE HİZMETTE DEĞİL, ERDOĞAN DÜŞMANLIĞINDA BULUŞTULAR
Devletimizin içinde yapılanmış FETÖ başta olmak üzere terör örgütleri ile güçlü bir irade ve kararlılıkla mücadele eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırıp, yeniden vesayet sistemini getirmek ve ülkemize diz çöktürüp terör örgütlerinin ve sahiplerinin amaçlarına hizmet etmek isteyenler her türlü yolu deniyor. Şu anda muhalefet bir birine taban tabana zıt olan siyasi partileri ve yapıları bir araya getirerek, ülkemize kazanım sağlamak yerine sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı indirmek için, Erdoğan düşmanlığı etrafında birleşmiş durumdalar.
FETÖ’NÜN KASET KUMPASLARI DEVAM EDİYOR
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı kaset kumpası ile gönderip Kemal Kılıçdaroğlu’nu getirenler, aynı kaset kumpasını Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce’ye de yaptılar. Ülkemizin yönetimini ele geçirmek isteyenler her türlü kirli yola ve linç girişimine başvurarak, devleti ele geçirmek için her yolu mubah sayıyorlar. Bu da ülkemizin gücünün ve istikametinin ne kadar önemli ve doğru olduğunu, ülkemizin varlığından ne kadar rahatsız olduklarını, ne pahasına olursa olsun ülkemizi ele geçirme isteklerini ortaya koyuyor.
MİLLETİMİZİN DURUŞU İLE ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKTI
Milletimizin gerek milletvekilliği seçimlerinde gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdiği duruş sonucunda, birinci tur öncesinde ceza evlerindeki teröristleri serbest bırakacaklarını söyleyenler, terörle mücadeleyi sona erdireceklerini, savunma sanayi yatırımlarını durduracaklarını söyleyenler, şimdi ağız değiştirip şahin milliyetçi söylemlere karşımıza çıkmaya başladı.
HALKIMIZ MANDACILARI ÇOK İYİ BİLİYOR
Halkımız sağduyusu ve Anadolu irfanı ile kuklaların ağız değiştirmesini, özü sözü bir olmayanları, amaçları halka hizmet ve ülkemizi geliştirmek olmayanları, ülkemizi mandacılık zihniyeti ile dış güçlere teslim etmek olanları çok iyi görüyor anlıyor ve ona göre değerlendiriyor.
YEREL SİYASETÇİLERİN HATALARI NEDENİYLE ÜLKEMİZİ DIŞ GÜÇLERE TESLİM ETMEYECEĞİZ
AK Parti’nin yerel siyasetteki hatalarına, yerel siyasetçilerin yanlışlarına bakıp Recep Tayyip Erdoğan’a ders verelim yanlışına düşmeyeceğiz. Çünkü bu seçimlerin telafisi yok. Bütün dünya küçülürken büyüyen Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerin aksine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkacağız.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A GÜVENİMİZ TAMDIR
Ülkemizde yapılması gerekirken geciken yatırımlar, eksik hizmetler de elbette var. Ancak bunları bahane ederek, ülkemizi uluslararası odakların vesayetine, onların talimatı ile siyaset yapanlara teslim etmek büyük yanlıştır. İstikrar ve huzur ikliminde eksiklerimiz bugüne kadar nasıl giderildi ise bundan sonra da giderilir. Bu açıdan da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan güvenimiz tamdır.
2. TUR SEÇİMLERDE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE “RECEP TAYYİP ERDOĞAN” DİYECEĞİZ
Türkiye Yüzyılının güçlü bir şekilde devam etmesi dünyanın her yerindeki Müslümanların ve mazlumların dualarına eşlik ederek dünyayı sömürenlerin ülkemiz üzerinde kurguladıkları oyunlarını bozmak, kendi yolumuza devam etmek için 2. Tur seçimlerde güçlü bir şekilde yeniden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diyeceğiz.
Zafer sarhoşluğuna ve rehavete kapılmadan, çeşitli söylentilere inanmadan, yeniden sandığa gideceğiz, ilk kez oy kullanıyor gibi yeniden Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak seçeceğiz.
Kaynak: Vangölü TV