Tarih: 01.08.2023 15:36
ETSO, teşvik ve destek sorunlarına çözüm arıyor
Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, geçtiğimiz hafta paydaş kurumların yöneticileriyle ETSO’da yapılan toplantıda elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanan raporu TOBB’a sundu.
Başkan Özakalın’ın, SGK, İŞKUR, KOSGEB, KUDAKA ve TKDK yöneticileriyle bir araya geldiği toplantı neticesinde, “İş Dünyası ve Çalışma Hayatıyla İlgili Ülke Geneli, Bölge ve Erzurum Özelinde Uygulanan Teşvik ve Desteklerle İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir rapor hazırlandı. Raporda; ilgili kurumların iş dünyası ve çalışma hayatını destekleyen, üretim ve istihdam anlamında reel sektörün yükünü hafifletmeye yönelik desteklerinin aksayan yönleri, uygulamada yaşanan sorunlar ve bu sorunların çözümüne yönelik çözüm önerileri sıralandı.
ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, özellikle finansmana erişim sıkıntısı yaşanan bir dönemde devlet eliyle sağlanan teşvik ve desteklerin büyük önem taşıdığını vurguladı. ETSO olarak, teşvik ve desteklerde yaşanan sorunlara çözüm aradıklarını kaydeden Başkan Özakalın şunları söyledi; “TOBB Yönetim Kurulu toplantısında gündeme taşıdığımız bu raporda; iş dünyamıza, çalışma hayatına, üretime ve istihdama doğrudan etki eden bu teşvik ve desteklerle ilgili yaşanan aksaklık ve eksikliklerin neler olduğu ifade ettik. Ayrıca, uygulandığı dönemde fayda görülen ancak sonlandırılmış bir takım desteklerin yeniden uygulamaya konulması gibi konuları tüm detaylarıyla dile anlattık. Reel sektörün ayakta kalabilmesi, üretim ve istihdamını sürdürebilmesi açısından sağlanan bu desteklerin aksatılmadan uygulanması, talep ve beklentilerimizin de mutlaka dikkate alınması gerektiğinin özellikle her zaman altını çiziyoruz. Biz sorunlarımızı ve taleplerimizi, Türk iş dünyasının en üst seviyede temsil edildiği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak başta Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere bütün ilgili Bakanlıklara ve kurumlara iletiyor, sonucunu takip ediyoruz. İnşallah, bu raporda gündeme taşıdığımız konularla ilgili olarak da olumlu sonuçlar alacağımıza, iş dünyamıza ve çalışma hayatıma daha pozitif katkıların sunulacağına inanıyoruz.”
Kurumlar özelinde sağlanan destek ve teşviklerle ilgili Başkan Özakalın’ın TOBB’a sunduğu raporda belirtilen sorunlar ve çözüm önerilerinden bazıları şöyle;
İŞKUR; ÜRETİM SÜRECİNE KATILIM DESTEĞİ
Henüz Pilot çalışması aşamasında olan bu destek ile Organize Sanayi Bölgeleri’nde imalat yapan firmalara, çalışan sayısının yüzde 15’inde kadar ödediği rakam üzerinden maaş ve sigorta desteği sağlanıyor. Bu uygulamadan 50 ve üzeri çalışanı bulunan imalat sanayindeki firmalar faydalanıyor.
Bu şartın ilimiz ve bölgemiz için esnetilmesini talep ediyoruz. Mevcut hali ile Erzurum’da 13 firma bu şartları sağlıyor. Eğer taban 20 çalışana indirilirse ilimizde 500-600 firma bu destekten faydalanabilecek.
AKTİF İŞGÜCÜ PROGRAMLARI
Çalışma Hayatında mesleği olan insanlara işin başında tecrübe ve deneyim kazandırmayı sağlayan İşbaşı Eğitim Programı ile Meslek Edinme, Meslek Geliştirme ve Meslek Değiştirme şeklinde düzenlenen Mesleki Eğitim Kurslarında; Kurs ya da Program başlatılması için çalışan sayısının 5 kişi olması şartının esnetilmesi. İstihdam Taahhüt oranının yüzde 50 den fazla olmaması. İstihdam süresinin program süresinin 2 katını geçmemesi. Eğitimden Sanayiye geçişlerin kolaylaştırılması için Eğitim kurumları başta olmak üzere diğer sektörler ile istihdam garantisiz kurslar açılmasının önünün açılması. Geleceğin mesleklerine yönelik eğitimlerde istihdam garantisiz kurslar düzenlenmesinin önünün açılması. Engelli ve Eski Hükümlü Kendi işini kurma projelerinin ödeneklerinin artırılması. Toptan ve Perakende sektörüne yönelik durdurulan, İşbaşı Eğitim Programları ile Mesleki Eğitim kurslarının yeniden başlatılması. Geleceğin meslekleri ve tarım alanında düzenlenecek kurslarda istihdam garantisi aranmaması. Eğitimden istihdama geçişin kolaylaşması adına son dönemde özel sektörde yapılacak stajların desteklenmesi. Köylerde çoban sorununun giderilmesi adına toplum yararına çobanlık projelerinin düzenlenmesi başlıca önerilerimizdir. Ayrıca, 4857 Sayılı Kanun’un 30.Maddesi gereği, 50 ve üzerinde çalışanı olan firmaların yüzde 3 oranında engelli çalıştırma mecburiyetinin zorunlu kota sisteminden çıkarılıp, teşvik ve destek sistemi ile istihdam edilmesinin önünün açılması önerilerimizin arasındadır.
SGK; İLAVE 6 PUANLIK PRİM İNDİRİMİ
5510 Sayılı Kanunun 81. Maddesinin 2. Fıkrası ile yapılan düzenleme ile ilimizin de arasında bulunduğu 51 il ile Bozcaada ve Gökçeada ilçelerinde faaliyet gösteren ve primlerini zamanında ödeyen özel sektör işverenleri için öncelikle prime esas kazanç üst sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanacak; malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirim, ardından prime esas kazanç alt sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanan; malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 6 puanlık indirim sağlanmaktayken, söz konusu uygulama 2021 yılında sona erdi. Aynı uygulamanın devam ettirilmesini talep ediyoruz.
KAMU BORÇLARININ TAKSİTLERİLMESİNDE TEMİNAT İSTENİLMESİ
SGK ve Maliye borcu olan işverenlerimiz borçlarını taksitlendirmek istediklerinde, borç miktarı 50 bin TL üzerinde ise teminat isteniyor. Bu da işverene ilave masraf çıkarıyor. Söz konusu düzenleme 2008 yılında çıkarılan 5766 sayılı Kanunun 6.maddesi ile düzenlenmiş olup, aradan geçen süre içerisindeki enflasyon ve günümüz ekonomik şartları dikkate alınarak bu rakamın en az 250 bin TL olarak güncellenmesi ve her yıl asgari ücrete verilen zam oranında yükseltilmesi gerekir.
4857 SAYILI KANUN
4857 Sayılı Kanun’un 30.Maddesi gereği, 50 ve üzerinde çalışanı olan firmaların yüzde 3 oranında engelli personel çalıştırma mecburiyeti var. Yeraltı ve sualtı işleri bundan muaf tutulmuştur. Ancak, çok tehlikeli sınıfında olmasına rağmen inşaat sektöründe herhangi bir muafiyet yoktur. İnşaat sektörünün de bu kapsama alınması şarttır. Zaten engelli vatandaşlar da hem mevsimsel şartlar hem de işlerin zorluğu sebebiyle inşaat sektöründe çalışmak istemiyor. Kanuni zorunluluk sebebiyle inşaat sektöründeki işveren de istihdam edebilecek engelli personel bulamadığı için cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunun yanı sıra yine 4857 Sayılı Kanun’da, işveren ve işçiyi aynı oranda koruyan yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sözünü ettiğimiz bazı mevcut uygulamalar, istihdam alanları dar olan şehrimizde, firmaların istihdamını sınırlandırıyor. Bu düzenlemelerin yapılması halinde ilimizdeki istihdamın da artacağına inanıyoruz.
İSTİHDAM YAPISININ DEĞİŞMESİ
İlimizde hizmet sektörü yoğunluklu bir istihdam yapımız var. Sektörel istihdam yapımızın değişmesi ve sanayideki istihdamımızın artması için Organize Sanayi Bölgelerimizde yatırımların artması gerekiyor. Bunun için de ilimizin 6.Teşvik Bölgesine alınmasının büyük önem taşıdığını bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Kayıt dışı istihdamda Erzurum Türkiye ortalamasının da altında seyretmektedir. İşverenlerimiz, işçi çalıştırma uygulamaları ile ilgili sehven yapmış olduğu bir hatadan dolayı kayıt dışı olarak değerlendirilmektedir. Örneğin, ticari bir araçta şirketin sigortalısı olmayan birisi geçici olarak aracı kullandığında trafik kontrollerinde bu durumun tespiti halinde işverene kayıt dışı cezası verilmekte ve bu ceza nedeniyle işverenin 1 aylık teşviki iptal edilmekte ayrıca 1 yıllık asgari ücret desteği de borç olarak çıkarılmaktadır. Bu gibi durumlarda, teşvikte olduğu gibi asgari ücret desteğindeki borç tahakkuku da 1 yıl değil 1 ay olarak uygulanmalıdır. Emanet araç kullanımı gibi durumlarda yapılan değerlendirmeler daha hassas ve objektif bir şekilde yapılmalıdır.
KOSGEB
KOSGEB Girişimcilik Destekleri kapsamında verilen destekler oldukça yetersiz kalmaktadır. Günümüz ekonomik koşulları dikkate alınarak destek üst limitleri en az 500 bin TL olacak şekilde artırılmalıdır. Yine Girişimcilik Destekleri kapsamında imalatçı işletmeler dışındaki işletmelerimize ofis donanım malzemeleri ve işi ile ilgili teçhizatlar verilebiliyordu. Geleneksel Girişimci Destek Programı ile bu destekler kaldırıldı. Girişimcilik Destek Programı kapsamında imalatçı olmayan işletmelere işleri ile alakalı olan ofis donanımları, yazılım ve teçhizatları için önceden olduğu gibi hibe destekleri verilmesini talep ediyoruz. Verilen desteklerde bölgeler arası kalkınma düzeyi gözetilerek önceden 1. ve 2. bölgelerde yer alan illerde destek oranları yüzde 60 - yüzde 80 olarak uygulanırken, ilimizin de yer aldığı 3.4.5.6. bölgelerde destek oranı yüzde 70, yüzde 90 olarak uygulanıyordu. Şu anda var olan destek programlarında tüm bölgeler için aynı destek oranı uygulanmaktadır. Bulunduğumuz bölgeye özel artırımlı teşvik oranlarından yararlanmayı bekliyoruz. Kayseri, Ankara, Bursa ve İstanbul illerine yönelik İleri Girişimci Destek Programı kapsamında illere özel başlıklarla proje teklif çağrıları yayınlanıyor. İlimizin öncelikli ihtiyaçlarını kapsayacak konular dikkate alınarak, ilimize özel bir teklif çağrısı yayınlamasını istiyoruz. Çağrı esaslı olarak uygulanan KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı 2019 yılından 2022 Aralık ayına kadar sadece ‘’Dijitalleşme Temalı’’ olarak yayınlanıyordu. Çağrı konularının bölgemizdeki işletmelerimizin ihtiyaçlarından çok uzak olarak kurgulanması başvuru sayımızı oldukça azaltmıştı. Ancak 2022 yılının Aralık ayında yayınlanan çağrılara ‘’Verimlilik ve Kapasite Artışı’’ konusunun da eklenmesi ile başvuru sayılarında oldukça iyi artış olmuştur. Bunun gibi çağrıların yine açılmasını bekliyoruz. Ayrıca destek miktarlarının artırılmasını ve ilimizin bulunduğu kalkınmada öncelikli yörelerden sunulan projelerde ek puan benzeri pozitif ayrıcalıkların tanınması talep ediyoruz. KOSGEB’den en çok talep edilen desteklerden olan Nitelikli Eleman İstihdam Desteği 24.03.2023 tarihi itibariyle ‘’Sanayide Nitelikli Eleman Desteği’’ olarak güncellenerek devreye alındı. Destek üst limiti ve istihdam edilecek personelin öğrenim durumu ile ilgili şartlarda iyileştirme oldu. Ancak sektör kısıtı olarak ‘Öncelikli Teknoloji Alanları Tablosu’nda yer alan, ‘Orta Yüksek ve Yüksek Teknolojiye sahip işletmelerin’ başvurabileceği hususu yine hedef kitleyi oldukça fazla daraltmıştır. KOBİ Finansman Destek Programı kapsamında Bölgesel ve Sektörel Öncelikli İşletmeler Kredisi için Kalkınma Ajansımız ile protokol yapılarak başvuru sürecinin ivedilikle başlamasını bekliyoruz.
KALKINMA AJANSLARI
Ajanslar aracılığıyla sağlanan desteklerin, kamu kurumlarının projelerinden ziyade, reel sektöre yönelik olarak verilmesi, ekonomik iyileşmeye daha büyük fayda sağlayacak ve çarkların daha hızlı dönmesini temin edecektir.
Bu kapsamda; Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından reel sektöre yönelik olarak verilmesi planlanan, yatırım başına azami 5 milyon lira limitli, 6 ay geri ödemesiz, 3 yıl vadeli kredinin, Bakanlık onay sürecinin bir an önce tamamlanarak uygulanması, son dönemde finansmana erişim sıkıntısı yaşayan firmalar için can suyu olacaktır. Kalkınma ajanslarının desteklerinin, hibe yoluyla değil, faizsiz kredi şeklinde kullandırılmasının daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Kalkınma ajanlarının, mevcut girişimcilik desteklerini artırıp, mahiyetinin genişletilmesi ve farklı modeller uygulayarak yeni girişimlerin önünü açacak destekler vermesi gerektiğine inanıyoruz. Bu şekilde kendi girişimcilerimizi ve markalarımızı güçlendirebiliriz.
Bunlara ilaveten, Cazibe Merkezleri Destek Programı (CMDP) desteklerine ayrılan kaynağın ve ajanslara tahsisi edilen bütçe miktarının da en az yüzde 200 oranında artırılması gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca 2023 Yılı onay bekleyen projelerin de bir an önce onaylanmasını bekliyoruz. Dünya piyasalarına girebilecek potansiyeldeki girişimcilerimizi ortaya çıkarmak için Kalkınma Ajansları aracılığıyla bölgemizdeki illere özel programlar uygulanmalı, girişimcilerin cesaretini ve rekabet gücünü artıracak adımlar mutlaka atılmalıdır.
TKDK
TKDK ile yatırımcılara sunulan Avrupa Birliği’ne Katılım Öncesi Mali Yardım Aracının Kırsal Kalkınma Bileşeni olan kısa adıyla IPARD olarak ifade edilen desteklerin kırsal şartı olan yatırım ve alt tedbirlerinin gözden geçirilmesi işletme sayılarının artması ve istihdama katkı sağlaması açısından faydalı olacaktır. Yeni kurulacak OSB’lere lokomotif olması adına kırsal alan şartı istisna tutulmalıdır. Mahalli İdareler Kanunu’ndan sonra mahalleye dönüşen köyler mahalleye dönüşmesi sonucu bu yerleşim yerlerde kırsal alan statüsünden çıkarak özellikle TKDK’nın vermiş olduğu kırsal alan şartı isteyen desteklerinden yararlanmamışlardır.
Bu yerleşim yerleri de hayvancılık ve tarım yapılmakta olan alanlardır. Ancak tek suçları nüfusu 20 binin üstünde olan yerleşim yerlerine (ilçelere) bağlı olmalarıdır. Bu durumun giderilmesi yönünde atılan 5216 sayılı kanun ek maddelerle yapılan düzenleme ilçe merkezleri kırsal alan vasfından çıkarılmamalı. Bu kanundan amaç; hayvan ahırlarının ilçe merkezlerinde yer almaması ise onlar için özel bir düzenleme yapılarak. Desteklenmeleri için kırsal şartı aranan katma değer üreten işletmelerin ilçe merkezlerinde kurulmaları desteklenmelerdir.
IPARD III programının ülke geneline yaygınlaştırma çalışmalarının yapıldığı biliniyor. Yeni düzenleme ile bu kaynaktan şimdiye kadar destek almamış illerimizin de destek alabilecek olması doğru bir yaklaşım. Ancak burada özellikle, İstanbul, Kocaeli, İzmir vb. gibi ‘mega şehir’ denilebilecek şehirlerin, gelişmiş büyükşehir olma imkanlarının kullanılması sonucu mevcut havuzdan daha fazla pay almalarına meydan verilmemelidir. Bunun önüne geçilmesi adına, ‘Bütçe kısıtı’ ve buna benzer bir sınır konulmalıdır.
Yine TKDK desteklemeleri proje alım dönemlerinde istenen teklif mektupları ve çıkarılan proje maliyeti proje bitip ödemelerin yapıldığı dönemde, gerek enflasyon gerek kur farkından dolayı maliyetlerin artışı yatırımcıları zor duruma sokmaktadır. Bu durumun giderilmesi için enflasyon farkı gibi ek ödemeler sağlanabilir. Diğer yandan özellikle doğuda ve yüksek rakımda yer alan ağır iklim şartlarının hüküm sürdüğü illerde inşaat sezonu kısalmakta ve proje yapım süreci uzamaktadır. Bu tür iller hep birkaç adım geriden gelmek zorunda kalmaktadır. Bu durumun giderilmesi adına bu tür illerde destek oranları birkaç puan artırımlı ve özellikle çağrı dönemi bütün illerde kış sezonuna uyarlanmalı veya çağrılar mümkünse sürekli açık tutulmalıdır.
TSE
Ülke olarak üretime dayalı bir büyüme modeli uygulanmakta. Bu büyümenin ana unsuru ise ihracattır. İhracat yapan kuruluşların karşılaştıkları diğer önemli problemlerden birisi de test/analiz/sertifika işlemleridir. Bu testler ve analizler çoğunluklu yurt dışında yaptırıldığı için büyük maliyet ve zaman kaybına sebep oluyor. Bu nedenle, İhracatta lokomotif sektör konumundaki işletmelerimizin ihtiyacı olan test/analiz/sertifikalar noktasında eksikliklerimizi tespit ederek, bu faaliyetleri öncelikli olarak ele almak ve ülkemizde uluslararası akreditasyon belgesine sahip test ve analiz merkezlerinin sayısının artırılması gerekmektedir. Bu bağlamda KOSGEB ilk müracaat aşamasında şu an için TSE’den belge alacaklara yüzde 80 oranında destek vermekte. Ancak işletmelerimiz yıllık marka kullanım ve gözetim incelemelerinde alınan ücretlerle ilgili sıkıntı yaşıyorlar. Bu da belge iptallerine sebebiyet veriyor. KOSGEB destekleri kapsamında ilk belge alımında verilen desteklerin belge yenileme işlemlerinde de verilmesi önemlidir. KOSGEB destekleri kapsamına Marka Kullanım ve Gözetim Ücretlerinin ilave edilmesi hususunda Bakanlık ile görüşmeler yapılması gerektiği kanaatindeyiz.
EK FİYAT FARKI ÖDEMESİ TALEBİ
Bunlara ilaveten, Mayıs ayı sonrası kamu kurumu ihalelerine verilen mallarda bilhassa süt ürünleri ve bakliyat ürünlerine üretici firmaların her hafta zam yapmaları sonucunda yüklenicilerin alış fiyatları ile satış fiyatları arasındaki makas oldukça açılmış durumdadır. Bu durum karşısında kamuya iş yapan işletmelerimiz bu ürünleri kamu kurumlarına teslim ederken maalesef zarar etmektedirler. 2023 yılı içinde yapılan ve devam eden ihaleler için ek fiyat farkı ve artırımlı fiyat farkı ödenmesini talep etmekteyiz.
FİNANSMANA ERİŞİM SORUNU
Ayrıca işletmelerimizin ayakta durabilmesi için öz kaynaklarının dışında finans sektöründen de yararlanma ve parasal ihtiyaçlarını temin etmek durumundalar. Ancak finans kurumları tüketici hareketlerini ve piyasadaki alış veriş imkanlarını desteklemekten uzak bir tutum sergiliyor.
Kredi kartı pos cihazlarını kullanan işletmelere her kart tahsilatı sonucu bir gün sonra ödenmesi sonucunda yüzde 2,13 gibi fahiş bir komisyon ücreti yansıtmaktadırlar. Ayrıca bu kredi kartı sahipleri aylık kart borçlarını tek seferde ödeyemedikleri durumlarda da aylık yüzde 2,13 faiz ile kart sahiplerinden talep edilmektedir. Bu durumda bir koyundan 2, 3 post çıkarmanın peşindedirler. Bazı bankalar pazarlıklar yapılmak suretiyle bu rakamları daha aşağı çekebilmektedirler. Ancak bu imkanı herkesin kullanma ihtimali maalesef yoktur. Bunun için bu rakamların bir yasa yolu ile düzeltilmesini ve bu finans kuruluşlarının faiz, komisyon, kredi tahsis, kredi kullandırma, kredi kapatma vb. adlar altında talep ettikleri bu miktarların önünün açık bırakılmaması ve bunlar içinde TCMB tarafından herkese aynı uygulanacak tarifenin tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —