Cumhurbaşkanı Erdoğan, vahşice katledilen Narin'in cinayeti üzerinden siyaset yaparak Diyarbakır halkının hedef alındığını ve bunun çocukları dağa kaçırılmış Diyarbakır annelerine yapılmış büyük saygısızlık ve vicdansızlık olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'nda konuştu..
Gündeme ilişkin açıklamalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran ve Tekirdağ'da şiddet ve cinsel istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebeğe de değindi.
Narin'in üzerinden siyaset yaparak insanlıktan çıktığını belirten Erdoğan, Sıla bebeğe bu işkenceyi yapanların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceklerini söyledi.
Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları;
"KİMİLERİ NARİN'İN CENAZESİ ÜZERİNDEN SİYASET YAPACAK KADAR İNSANLIKTAN ÇIKABİLİYOR"
Kimileri 8 yaşında hayattan koparılmış bir çocuğun cenazesi üzerinden siyaset yapacak kadar insanlıktan çıkabiliyor.
40 yılda yüzlerce çocuğun kanını akıtan, yüzlerce Narin'i bizden alan terör örgütünün uzantıları aynaya bakmadan insanlık dersi vermeye kalkıyor.
"DİYARBAKIRLI KÜRT KARDEŞLERİMİZ HEDEF ALINIYOR, BU BÜYÜK SAYGISIZLIK"
Aile ve dini hedef alınıyor. Hatta ve hatta Diyarbakır halkı ve Kürt kardeşlerimiz hedef alınıyor. Bu milleti provoke etmek, toplumun sinir uçları ile oynamaktır. Bu çocukları dağa kaçırılmış Diyarbakır annelerine yapılmış büyük saygısızlık.
Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabını yargı önünde sorulması, döktükleri her kanın burunların fitil fitil getirilmesi için her türlü adımı atacağız.
"TEKİRDAĞ'DAKİ ALÇAKLIĞIN DA HESABINI SORACAĞIZ"
Tekirdağ'daki alçaklığın da hesabını hukuk karşısında soracağız. Aynı zamanda bu rezil olaylar üzerinden marjinallerin günah çıkarmalarına, aile kurumunu hedefe koymalarına da eyvallah etmeyeceğiz.
"PEYGAMBER EFENDİMİZİ HÜRMETLE YAD EDİYORUZ"
14 asır önce, ayın 14'ü gibi parlayan Peygamber Efendimizi hürmet ile yad ediyoruz. Bu güzel gecenin başta Gazze'deki mazlumlar olmak üzere dünyanın her yerinde ölümle, açlıkla ve zalimle boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Bu seneki programların teması Peygamberimiz ve şahsiyet inşası olarak belirlendi.
Peygamberimiz Kur'an'ı vahiy etmekle kalmamış onu yaşamış, onu ete kemiğe büründürmüştür. Dünya hayatında kendimize örnek aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımızı adadığımız tek insan Resulullah Efendimizdir. Kur'an-ı Kerim insanlık için bir kurtuluş reçetesidir. Bu günü bir manevi diriliş fırsatı olarak görüyoruz. Bir olmanın, birlik olmanın sırrına inşallah bir kez daha ereceğiz. İnsanlar arasından çıkmış olan en güzel şahsiyet olan Peygamberimizin izinde yeniden şahsiyetleneceğiz..
"MİLLET OLARAK SON 2 ASIRDIR ÇOK YÖNLÜ, ÇOK İNCE DÜŞÜNÜLMÜŞ BİR KUŞATMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Şu hakikatin hepimiz farkındayız. Güçlü şahsiyetler güçlü toplumu oluşturur. Tek tek kişiler bozulursa, aile bozulur. Aile yozlaşırsa, toplum çürür. Toplum çürürse, memleket çürür. Bütün insanlık zeval görür. Millet olarak son 2 asırdır çok yönlü, çok ince düşünülmüş bir kuşatma ile karşı karşıyayız. Yıllardır aynı noktayı hedef alıyorlar. Bu milletin iman kalesini çökertmek için hiç olmazsa bu kalede gedik açmak için saldırıyorlar.
Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, satarak yaptılar. Bir dönem minarelerimizden yükselen ezanları susturarak yaptılar. Bir dönem kızlarımızı üniversite kapılarında ağlatarak yaptılar. Bu yıkım projesinde kimi zaman medya kullanıldı. Kimi zaman sinema, tiyatro, televizyon dizileri kullanıldı. Kimi zaman kaleminden nefret akan aydınlar kullanıldı. Kimi zaman da siyasetçiler kullanıldı.
HUTBEDE OKUNANLARI HEDEF ALMAYA BAŞLADILAR
Değerli hocalarım, artık eskisi kadar olmasa da hala birilerinin bu manevi işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak dışında zaten bir şey beklemiyoruz. Kimileri millet düşmanlarının tuzağına düşerek buna istemeden destek veriyor. Şurayı özellikle dikkatini çekeyim.
Bu ideolojik bağnazlık öyle boyutlara ulaştı ki, hutbede okunanları hedef almaya başladılar. Kendini bilmezin biri çıkıyor ahkam kesiyor. Hocalarımıza had bildirmeye kalkıyor. Bunu yaparken de Gazi Mustafa Kemal'in arkasına saklanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal'i hadsizliğine alet etmeye çalışıyor. Maalesef mensubu olduğu parti içinde kimse itiraf etmiyor, genel başkan dahil kimse tepki göstermiyor.