MEDYANIN YANLIŞ HABERCİLİK ANLAYIŞI NEMRUT KALDERASINI TEHDİT EDİYOR
Acil Durum ve Afet Yönetim Uzmanı Hakan Okay, medyanın ayı saldırıları konusunda sergilediği habercilik yaklaşımının Bitlis'in Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderası ekosistemine zarar verdiğini belirtti. Okay, medya tarafından sık sık dile getirilen ayı saldırısı haberlerinin bölge yaban hayatı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarıda bulundu. Medyanın kullandığı dilin ve görsel tercihlerinin toplumun doğa olaylarına bakış açısını değiştirebileceğine işaret eden uzman, bu durumun kaldera ekosistemi üzerinde doğrudan etkiler oluşturabileceğine dikkat çekti.
“YAYIN YASAĞI EKOSİSTEMİ KORUYABİLİR”
Son zamanlarda artan ayı saldırısı haberlerinin halk arasında korku ve merak gibi duygular uyandırdığını ifade eden Okay, bunun Nemrut kalderasına olan ziyaretçi ilgisini arttırdığına vurgu yaptı. Medyanın bu olayları tehlike ile özdeş göstermesinin, ayıları tehlikeli varlıklar olarak algılanmasına neden olabileceğini belirten Okay, konuya ilişkin geçici bir yayın yasağı önerisiyle, bölgedeki yanlış anlayışları düzeltmenin ve ekosistemin yenilenme sürecine katkı sağlamanın mümkün olabileceğini dile getirdi.
SORUMLU HABERCİLİK BASKIYI AZALTABİLİR
Medyanın, yaban hayatına dair haberlerde sorumlu bir dil kullanmasının ve ekosistemi koruma odaklı yayınlar yapmasının önemine dikkat çeken Okay, Nemrut Kalderası gibi hassas ekosistemlerin doğal dengeyle korunması gerektiğini ifade etti. Okay, doğru bilgilendirme içeren ve halkı doğal alanlar konusunda farkındalığa teşvik eden içeriklerin medyada yer almasının hayati öneme sahip olduğunu belirtti.
YABAN HAYATI VE İNSAN GÜVENLİĞİ DENGELENMELİ
Yaban hayatının korunması ve ziyaretçilerin doğaya zarar vermemesine yönelik kamuoyu bilincinin artırılması gerektiğini vurgulayan Hakan Okay, medyanın etik ve sorumlu bir dil kullanarak Nemrut Kalderası'nın sürdürülebilirliğine katkıda bulunabileceğini söyledi. Medya sayesinde toplumda yaban hayatına karşı sağlıklı bir bilinç oluşturulmasının ve doğal alanların korunmasının insan güvenliği ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
