Tarih: 16.12.2022 09:54

Aydın’da Bafa Gölü’nün 8 bin yıllık hikayesi konuşuldu

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’nin önemli sulak alanlarından olan Bafa Gölü Tabiat Parkı, Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) Çarşamba Söyleşileri’nde konuşulurken denizden göle dönüşen Bafa’nın bilinen 8 bin yıllık insanlık tarihinde, günümüze ulaşan kültürel miraslardan bahsedildi.

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) haftalık söyleşi programlarında bu hafta, biyolojik çeşitlilik ve kültür varlıkları açısından Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Bafa Gölü Tabiat Parkı konuşuldu. Binlerce yıllık döngüde Büyük Menderes Nehri’nin coğrafyayı nasıl değiştirdiği, liman kentlerini nasıl karada bıraktığı, taşıdığı alüvyonlarla Menderes Havzası’nı ortaya çıkararak verimli ovaları nasıl oluşturduğu, körfezlerin önünü tıkayarak göle nasıl dönüştürdüğü görseller üzerinden anlatıldı. Denizden göle dönüşen Bafa’nın bilinen 8 bin yıllık insanlık tarihinde, göl içindeki adalarda ve çevresinde gelişen uygarlıklar ve bizlere ulaşan kültürel miraslarından bahsedildi. Avrupa’nın birçok ülkesinde müzelerde, saraylarda ve katedrallerde sergilenen eserlerin üstünde yer alan Ay Tanrıçası Selene ile Çoban Endymion’un mitolojik hikayesi de anlatıldı. Bafa’nın çevresindeki köyler ve yakın tarihte gölün avlanma hakkını elinde bulunduran aileyle aralarında geçen sosyal olaylar, gölün kamulaştırılması ve Tabiat Parkı oluşuna kadar geçen süreçte yaşananlar anlatıldı.

Her hafta gerçekleştirilen söyleşilerin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, söyleşi ile ilgili olarak “Gölün korunmasına önemli katkısı olan Rose Mary Baldwin ve DHKD başkanı Nergis Yazgan’ın çalışmalarının hikayesi ve daha sonra gelişen olaylardan bahsedildi. Deniz yerine Bafa’nın tercih edildiği dönemlerden günümüze kadar turizmin geçtiği süreçler anlatıldı. Gölün ekolojisini bozan çevresel sorunlar ve işletmeler, bu konuda kamu kurumları, bilim insanları, sivil toplum örgütleriyle yapılan çalışmalar ve projeler dönemsel olarak gösterilerek, sorunların yerel ekonomiye olan olumsuz etkileri anlatıldı. Bafa Gölü’nün arkasındaki Latmos Dağları’yla bütünleşen olağanüstü güzellikteki doğal peyzajında derin tahribat oluşturan maden ocaklarının zararları ve göl ekosistemindeki yaban hayatına olan olumsuz etkileri anlatıldı. Gölün her yıl giriş ve çıkışlarının kapatılmasının oluşturduğı sorunlar, açılması halinde çiftçilerin endişeleri, neler yapılmasıyla ilgili sulak alan komisyonunun yaptığı çalışmalardan bahsedildi. Bafa Gölü’nün haritalarda görüldüğü gibi mavi renkle çizilen bir su parçası olmadığı, başta çevresinde yereldeki insanlar olmak üzere, balıklara, kuşlara ve tüm canlılara hayat verdiği ve ülkemizin biyoçeşitliliğinde önemli yeri olduğu vurgulandı” dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —