VANGÖLÜ TV ÖZEL
Özcan usta, yaklaşık 70 yıldır dedesinin babasına bıraktığı, daha sonra da kendisinin devraldığı mesleği aşkla sürdürüyor.
‘ÇOCUKKEN OYUNCAĞIM PENSEYDİ, TORNAVİDAYDI’
‘Bizim mesleğimiz dededen toruna. Babam çocukken beni dükkana getirirdi. Benim oyuncağım hep penseydi, tornavidaydı. 70 yıl diyoruz ama belki daha da fazla. Dedem ilk iş olarak kalaycılık mesleğiyle bu işe başladı, daha sonra babamı yetiştirdi, babam da beni. Zamanla değişen teknolojiye göre bizde de iş değişikliği oldu ama genel olarak hep tamirat işiydi. Tamirat işiyle uğraştık, ekmeğimizi öyle kazandık ve bu güne kadar geldik.’
‘USTALIK, ÜRETEBİLMEK VE YAPABİLMEKTİR.’
‘Bizim için önemli olan işimizin güzel olması ve müşterinin beğenmesi. İşin en güzel tarafı da yaptığın işi beğenmek, sevmektir. Yoksa o işi devam ettiremezsin. Çocukluğumuzdan şimdiye kadar yaklaşık 40 yıldır ben bu işin içindeyim ve her sabah işyerimi aynı günkü heyecanla, zevkle açarım ve işimi yapmaya çalışırım. Alın teri, el emeği, göz nuru bizim kafamızdaki düşüncedir. Müşterinin memnuniyeti, ‘Allah razı olsun’ demesi, bu da maddi değil de manevi olarak bizi doyuran bir olgudur. Bu işi devam ettirdik. Başka hiçbir iş düşünmedim ama zamanla işimizde düşüşler, azalmalar oluyor. Gelişen teknolojiye göre işler de elektronikleşiyor ve daha kolay, daha basit yapılıyor. ‘Bozuldu mu? at, yenisini al’ durumu oluyor. Plastik bir su ısıtıcısı diyelim, çatladı ve su akıyor. Buna bir kaynak yapamazsınız, mümkün değil. O zaman onu atacaksın, yenisini alacaksın. Bu da usta yetiştirilmesini, usta eğitimini düşürüyor. Biz öyle yetişmedik. Tamamen el emeğiyle, bozulan bir parçayı aynı şekilde olması için uğraşır, tamir ederdik. Şimdiki ustaları kötülemek değil, ustaların yetişme tarzını anlatıyorum; parça bozuldu, onu oradan çıkar ve yenisini tak. Ben ustalığı böyle düşünmüyorum, ustalık üretebilmek, yapabilmektir. Şu anda kullanılan takımlara bakıyorum, tamamen elektronik. İnsanın uğraşacak, alın terinin o iş üzerine düşüp de yapabileceği bir iş yok. Şarjlı matkaplar veya daha farklı ürünler, el aletleri ile iş daha da kolaylaştı. Elinde takımları olan herkes bu işe biraz kafa yorarsa usta olabilir. Ama biz böyle görmedik. Yaptığımız her şey tamamen gördüğünüz üzere el emeği, el gücüyle çalışan tornavidalar, penselerdir.’
‘ESKİ USTALAR YORGUNLUĞU HİSSETMEZDİ’
‘İnsan yorulduğu zaman kazancı daha bir güzel oluyor ve daha da mutlu ediyor.’ diyen Özcan Usta;
‘O günkü kazanç o gün için yetebiliyor, sonrasını düşünmüyorsun. İkinci gün yine gelip aynı şeyi yapıyorsun ve eğer bundan zevk alıyorsan sonuna kadar götürebilirsin ama maalesef şimdiki gençler artık bu işlere sıcak bakmıyor. Yetişme tarzı insanlara artık öyle yapıyor ki yorulmadan çok para kazanmak istiyorlar. Bu zihniyet oldu mu bir anda daha kısa bir sürede daha fazla para kazanma, daha güzel bir hayat ve sürekli daha çok isteme oluyor. Bu da insanlarda zamanla yozlaşmaya sebep oluyor ve insanlar uğraşmak istemiyor. Çabuk hareket ederek, sanki belli bir menzil varmış gibi hızlı bir şekilde oraya yetişmek istiyorlar. Bunun için şimdiki gençler de artık ustalığa sıcak bakmıyorlar. Eskiden Türkiye genelinde de olsun Van’da da olsun daha çok meslek vardı ama bunlar öldü ve yetiştirecek yeni çıraklar bulamıyoruz. Bir kalaycılık mesleğini düşünüyorum; inanıyorum ki Türkiye’de parmakla sayılacak kadar az kaldı çünkü zahmetli ve yorucu bir iş. Temizlemesi, buharı, dumanı, sıcağı kişiyi çok etkileyecek ve yıpratacak, yoracak bir iş. Eski ustalar yorgunluğu hissetmezdi. Çünkü işini severek ve isteyerek yapardı. Kazancı da onu mutlu ederdi.’ Diye konuştu.
Kaynak : Vangölü TV