Van Ticaret Borsası (VANTB) Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınında da görüldüğü gibi tarım ve hayvancılığın önceliğini yine koruduğunu belirterek, “Tarım ve hayvancılık ülkesi olma gücümüzü çok daha etkin kullanmalıyız” dedi.
Açıklamalarda bulunan Nayif Süer, “Ortadoğu’ya açılan kapısı ile Van; İran, Irak, ayrıca Ermenistan ve Batı Azerbaycan ile geniş bir alanı kapsamaktadır. Nüfusu 1 milyon 157 bin 962 olan Van, giriş çıkışlarıyla bu rakam günlük yaklaşık 1,5 milyonu bulmaktadır. Van, tarım ve hayvancılık potansiyeli hayli yüksek olan bir ildir ancak ihracat ürünleri arasında çok az sayıda tarım ürünü yer alıyor. Ülkemiz ve Van, başta kendi ihtiyacını karşıladıktan sonra, ihracata da yönelebilecek bir konumdadır” dedi.
Akreditasyon denetiminden başarıyla çıkan Van Ticaret Borsası olarak hazırladıkları projelerle şehre değer katmak için çalıştıklarını dile getiren Süer, “Soğuk Süt Zinciri, Canlı Hayvan Borsası ve Van Balı projelerimiz ile coğrafi işaretini aldığımız Erciş üzümü, ayrıca Van Sirmosu, Sıhke
Kavunu, Gevaş Fasulyesi ile ilgili coğrafi işaret sürecimiz devam etmektedir. Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu olarak göreve geldiğimiz 2018 yılından beri yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde 2021 yılı Temmuz ayında ilimizde nihayet Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) Ajans Amirliği açılmıştır. İlimizde daha önce alım döneminde bir ay hizmet veren TMO’nun tam zamanlı olarak ajans amirliği olarak hizmet vermeye başlaması bizleri sevindirmiştir. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
TMO Van Ajans Amirliği, çiftçilerin ve besicilerin talebini yeterince karşılayamadığı görülmektedir. Bu maksatla TMO’nun Van’da başmüdürlük olarak kurulmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyanın birçok ülkesinde üretilen tarım ürünlerinin neredeyse el değmeden tarladan sofraya kadar geldiğini söyleyen Süer, “Son teknoloji dijital makineler ile tarım ve hayvancılık yapılmaktadır. Ülkemizde ve Van’da da geleneksel tarım ve hayvancılık yerine planlı ve projeli üretime daha fazla ağırlık verilmelidir. Dijital ve endüstriyel tarıma geçilmelidir, bu anlamda orta ve büyük ölçekte işletmelerin kurulması için daha fazla devlet destekleri verilmelidir. Besicilerimize ve çiftçilerimize sunulan destekler, üretim kapasitemizi yükseltecektir. Son teknoloji makine alımında verilecek faizsiz devlet destekleri ile tarım ve hayvancılığın istenen noktaya gelebileceğine inanıyoruz. Böylece Van’ın en önemli sorunu olan işsizlik, bir nebze de olsa azalacaktır. Ayrıca katma değeri yüksek ürünlerin üretildiği şehir konumuna gelebiliriz. Bilindiği gibi küçükbaş hayvancılık anlamında koyun sayısında Türkiye birincisi olan ve büyükbaş hayvancılığın da yapıldığı Van’da, yaylaların ve meraların daha da canlandırılması gerekmektedir. Köye dönüş konusunda Tarım ve Orman Bakanlığımızın yürüttüğü çalışmalar takdire şayandır.
Ayrıca meralar bilinçsiz şekilde kullanılmaktadır. Daha fazla verim almak için mera alanlarının acil olarak ıslah edilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Van’da metrekareye düşen yağış miktarının yıllık 500 milimetreyi geçtiği ve yılın büyük bir bölümünün güneş ile geçen bir şehir olduğunu dile getiren Süer, “Van’da tarım ve hayvancılık arazisi olmayan alanların büyük bir kısmı güneş panelleri ile donatılabilir. Bu gerçekler ışığında başta Gevaş olmak üzere tüm ilçelerde sebze ve meyvecilik teşvik edilmelidir. Çaldıran’da jeotermal ile üretilen salkım domates buna güzel bir örnektir. Van balığı, su ürünleri ve alabalık alanlarına da verilen önem arttırılmalıdır. Et ve et ürünleri, besicilik, süt ve süt ürünleri, tavukçuluk, arıcılık, ipekböcekçiliği alanları genişletilebilir. Organik tarım ön plana çıkarılmalıdır. Yaşanan son gelişmeler dikkate alınarak çiftçilerimize hibe kredi ya da düşük faizli desteğin yanı sıra akaryakıt ve yem bitkileri desteği de sunulmalıdır” şeklinde konuştu.