Tarih: 05.11.2022 12:00
AİÇÜ’de 6. Uluslararası Ahmed-i Hani sempozyumu
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde (AİÇÜ), “Ahlak ve İnşâ” temalı ‘6. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’ başladı.
AİÇÜ’nün organizasyonunda altıncısı gerçekleştirilen, birçok ülkeden 55 bilim insanının bildiri sunacağı sempozyum, AİÇÜ Recep Tayyip Erdoğan Kültür ve Kongre Merkezi Osmanlı Konferans Salonu’nda başladı. Sempozyuma, AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Ağrı Vali Vekili Yusuf Beran Vuran, Ağrı Cumhuriyet Başsavcısı Mehdi Can, Ağrı İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüsamettin Erol, Ağrı AK Parti İl Başkanı Halil Özyolcu, İl Protokolü, akademisyen ve idari personeller ile öğrenciler katıldı.
6. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nun açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, sempozyumun ana temasını oluşturan “Ahlak ve İnşâ”nın teknolojideki gelişmelerin etkisinin her geçen gün arttığı günümüzde en önemli konular arasında yer aldığını söyledi. Prof. Dr. Karabulut, “Günümüzde teknoloji, toplum içinde yaşam biçimimizi belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Yaşamakta olduğumuz bu dönüşümü sadece teknik açıdan değil, dini, tarihsel, siyasal, sosyolojik, kültürel, etik ve felsefi yönleriyle de ele almak büyük bir önem kazanmıştır. 20. Yüzyılın başlarında kuantum kavramıyla teknolojik gelişimde başlayan süreç, bugün yapay zekâ, robotik, 3D yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji, arttırılmış gerçeklik, enerji depolama ve kuantum bilgisayarlar gibi ileri teknoloji aracılığıyla zihnin sınırlarını zorlayan, hatta onu aşan ve insan aklını kontrol altına alan gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgisayar teknolojisi ve biyoteknolojinin durdurulamaz yükselişi, bizi transhümanizm konusu ile tanıştırmaktadır. Tabiri caizse ölümsüz insan oluşturma hayali. İşte bu noktada günümüzde öne çıkan bu önemli meseleye ahlaki çözümler bulmak zorundayız” diye konuştu.
Yaşanan bu süreçte bilim insanlarına büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Prof. Dr. Karabulut, “İçerisinde bulunduğumuz çağda Ahlak ve İnşa konusu oldukça önem arz etmektedir. Bu iki kelimeyi birlikte düşünmek zorundayız. Bizim ahlaklı olmamız yetmiyor, ahlaklı bir nesil inşa etme görevimiz de vardır. Bu konuda da önderimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir (S.A.V). Kalem süresinde Rabbimizin “Muhakkak ki sen en yüce bir ahlak üzeresin” ayetine mazhar olan Peygamber. Yine Enbiya Suresi’nde “Biz seni, ancak âlemlere rahmet (iyilik) olarak gönderdik” ve Ahzab Suresi’nde “Allah’ın Resulünde sizin için güzel bir örnek vardır.” ayetleri ile müminlerin hayatlarının bütün safhalarında O’nu örnek almaları tavsiye ve emredilmektedir. Çünkü O’nun ahlâkı bizler için en güzel örnek, onun yaşayışı, halleri, sözleri ve hareketleri en mükemmel modeldir. Bir hadîslerinde “Din güzel ahlâktır” diyen Peygamberimiz, “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurarak dinin güzel ahlâk olduğunu ortaya koymuştur. En güzel ahlâka sahip olan zât, insanlara her yönüyle en mükemmel örnek ve en büyük rehber olan Hz. Muhammed’in yol göstericiliğinde öncelikle Ahlakı inşa etmemiz elzemdir. Bunun için de peygamberi bir hayatı yaşamak zorundayız. Önce ahlaklı, erdemli bir insan olarak ‘’Muhammedül Emin’’ olmalı, eğitim yuvalarımızdaki çocuklarımızı Ashabı suffa ahlakıyla yetiştirmeliyiz. Bize düşen önce ahlaklı olmak, ahlaklı ve bilgili toplum oluşturmak. Bunun için de en önemlisi önce kendi nefsimizden başlamaktır” diye konuştu.
Ağrı Vali Vekili Yusuf Beran Vuran, “Üzerinde birçok araştırma ve etkinliğin düzenlendiği ahlak terimi tek bir paradigmayla değerlendirilebilecek bir konu değildir. Bilim adamlarından filozoflara, siyasetçilerden dini büyüklere kadar farklı alanda akıl yürüten önemli değerlerimiz bile ahlakın sınırlarını çizememiştir. Ahlak aynı zamanda çok boyutlu da bir kavramdır. Siyasi ahlaktan ekonomik ahlaka, dini ahlaktan kültürel ahlaka toplumsal ahlaktan spor ahlakına kadar farklı alanları bünyesinde barındıran çok boyutlu bir kavramdır. Ahlaklı bir toplum olmak istiyorsak hayatımızın her anında ahlaklı, erdemli ve dürüst bir birey olmak için çabalamalıyız. Bu yönü ile ahlakı toplumun gündemine taşıyan sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ederim” diye konuştu.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Yerinde, “Yılda bir kere düzenlenmek üzere Üniversitemiz tarafından bugüne kadar beş Uluslararası Ahmed-i Hânî Sempozyumu düzenlenmiştir. 1. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘Ahmed-i Hani’nin İslam Düşüncesine Katkıları ve Tasavvufi Yönü’, 2. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘İslam Düşüncesinde İnsan’, 3. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘Bilim ve Kültür Tarihçisi Olarak Prof. Dr. Fuat Sezgin’, 4. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘İslam’da Sağlık ve Koruyucu Hekimlik’, 5. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘Bütün Yönleriyle Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı’ temaları, yerli ve yabancı bilim insanlarının sunduğu bilimsel bildirilerde, çeşitli yönlerden farklı bakış açılarıyla değerlendirilip tartışılmıştır. ‘Ahlak ve İnşâ’ temalı 6. Uluslararası Ahmed-i Hânî Sempozyumumuz’da sunulacak 55 bildiri ile bilim insanlarının bu konuyu tüm yönler ile ele alacaklarına ve çözüm önerileri sunacaklarına inanıyorum” diye konuştu.
Prof. Dr. Yerinde, “İlmî kişiliğinin yanı sıra önemli bir şair ve mutasavvıf olan Ahmed-i Hânî, Doğu Anadolu’yu dolaşarak Arap dili ve belagatinin yanı sıra dinî ilimleri tahsil etmiş, ayrıca astronomi gibi pozitif bilimlerle de ilgilenmiştir. Bir süre bölgenin kültür merkezi olan Cizre’de yaşamış, sonra Eski Bayazıt’a (Ağrı/Doğubayazıt) gitmiş ve orada vefat etmiştir. Halk arasında velî olarak tanınan Hânî’nin İshak Paşa Sarayı’nın yakınında bulunan türbesi halen ziyaret edilmektedir. Hani, Ulûhiyet ve varlık konuları başta olmak üzere ahlâkî, sosyal ve kültürel meselelerdeki görüş ve düşüncelerini manzum eserlerinde dile getirmiştir. Tasavvufî düşüncesinin yanında dönemin sosyal sıkıntıları üzerinde duran ve halkın sahipsizliğinden yakınan Hânî, bu meselelerin sosyal dayanışma ve bilgilenme ile aşılabileceğini, kendisinin de eserleriyle bu hususta üzerine düşeni yapmaya çalıştığını ifade etmiş, kendi döneminde insanların ilim ve hikmet yerine maddî menfaatlere değer vermelerinden yakınmıştır. Yalnızca ilâhî aşkın ve günahlardan sakınmanın insanları tam anlamıyla değiştirip onlara güzel vasıflar kazandırabileceğini belirten Hânî, bu hususta Mevlânâ ve Câmî gibi mutasavvıf şairlerin etkisi altında kalmıştır. İsmâil Bâyezîdî, Şerîf Han Cûlâmergî ve Murad Han Bâyezîdî gibi takipçileri olmuştur. Leylâ ve Mecnûn, Ferhad ile Şîrin türünde bir mesneviyi andıran Mem û Zîn, Arapça-Kürtçe manzum bir sözlük olan Nûbahârâ Bıçûkân, İman esasları ve diğer akaid konularının açıklandığı seksen beyitten oluşan bir risâle olan Aîdâ Îmân, Her bir mısraı dört ayrı dilde (Arapça, Farsça, Türkçe, Kürtçe) yazılan rubâîlerden oluşan Çârkûşe bilinen eserleridir” diye konuştu.
Prof. Dr. Yerinde, 6. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda Din-Ahlâk İlişkisi, Ahlâki Kavramlar, Ahlâk, Etik ve Felsefe, Tasavvuf ve Ahlâk, Çocuk Eğitiminde Ahlâkın Rolü, Ahlâkın Şahsiyet İnşasındaki Rolü, Sünnet ve Ahlâk, Siyaset ve Ahlâk, Toplumsal İlişkilerde Ahlâk, Hukukî Normlara Göre Ahlâk, Edebî Literatürde Ahlâk, Kur’ân ve Ahlâk, Ahlâk ve İnşâ temalarının tüm yönleri ile ele alınacağını söyledi.
Açılış konuşmaları sonrası AİÇÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Ağırman “Hz. Peygamber ve Ahlak” ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Celal Türer “Şahsiyetin İnşası” konulu birer sunum yaptı.
Sempozyumun öğleden sonraki oturumu, bilim insanlarının yaptığı bildiri sunumları ile devam etti.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —